Acaba polis bu sefer neyle gelecek?
Bu seneki 1 Mayıs’a işçilerin katılımı azdı, bu da ben ve öteki arkadaşlarıma daha fazla iş düşüyor demek.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Aydoğan TATAR
Boğaziçi Üniversitesi
1 Mayıs günü, emekçilerin sesini yükselttiği, taleplerini dile getirdiği ve bir araya gelerek güçlerini birleştirdiği bir gündür. 1 Mayıs, işçilerin haklarını korumak, daha iyi çalışma koşulları ve daha iyi bir yaşam için mücadele etmek için bir araya geldiği bir gündür. 1 Mayıs, geçmişteki mücadelelerin izlerini taşırken, geleceğe umutla bakma ve daha iyi bir dünya için çaba sarf etme günüdür. İşçi sınıfının tarih boyunca yaşadığı zorlukları, mücadeleleri ve kazanımları düşündüğümüzde, 1 Mayıs'ın önemi daha da belirginleşiyor. 1 Mayıs, işçi haklarının korunması ve emek dostu politikaların savunulması için bir çağrı niteliğindedir. Dahası bu benim katıldığım ve biber gazının tadına baktığım ilk 1 Mayıs’tı. Saraçhane’ye giderken kafamda “Acaba tutuklanacak mıyım?”, “Acaba polis bu sefer neyle gelecek?” gibi sorular vardı. Ama orda koordinasyonu sağlayan ve örgütlü arkadaşlarımı görünce kafamdaki endişeler dindi. Sadece Bozdoğan Su Kemeri üzerindeki keskin nişancılar gerçekten orda olmam konusunda endişe yarattı. Ama günün sonunda orda olmaktan mutlu olduğum bir gündü. Sadece biraz erken dağıldık gibi. Fransa gibi ülkelerin 1 Mayıs’ına bakınca daha az örgütlü olduğumuz göze çarpıyor. Bu seneki 1 Mayıs’a işçilerin katılımı azdı, bu da ben ve arkadaşlarıma daha fazla iş düşüyor demek.