10 Mayıs 2024 04:44

Hasta, yaşlı insanları cezaevinde tutmak hangi adalete sığar?

“Annemin 2 ay daha cezası var ve biliyorum ki çıktığında daha da çökmüş olacak. Cezaevi koşullarında hiçbir hasta iyileşemez, bıraksınlar hastalarımızla biz ilgilenelim.”

Makbule Özer | Fotoğraf: MA

Paylaş

Lorin ÖZER
Van

24 Temmuz 2018 akşamında saat 23.00 sularında evimize baskın yapıldı. O dönemde ablamlar üst katımıza taşınmıştı ve 3 katlı bir apartmanda 4 çocuk, 2’si hamile 16 yetişkin yaşıyorduk. Annem alternatif tıpla ilgilendiğinden evimizi tanımadığımız kişiler ziyaret ederdi, genelde eve gelen gidenleri pek görmeyiz. O gece de Medya Aslan annemin yanına gelmiş. O gece polisler evin etrafını sardı, dışarı çıkmamız için anons yaptı. Evin ön avlusuna çıktık, yere yatmamız söylendi. Yaşlı olan annem ve babam şaşkın bir halde avluya indiler, zor bir şekilde yere eğilip uzandılar. Ağabeyimi kaldırıp kalkan olarak yanlarında götürdüler. Evde çok sayıda kişinin olduğu düşüncesiyle tekrar tekrar anons yapıyorlardı ve içeridekilerin çıkmaması durumunda evi tarayacaklarını söylüyorlardı. Ağabeyim evde 4 yaşındaki yeğenim dışında kimsenin kalmadığını söyledi ve evi taramamalarını istedi. O ana kadar kimse evde bizden başka birinin olduğunu fark etmemişti, Çocukların ve bizlerin gözleri önünde Medya’ya vurmaya, saçını çekmeye başladılar biz tepki gösterince evin salonuna çıkardılar, Medya Aslan’ın ara ara çığlık sesleri geliyordu. Annemi kaldırmak için yöneldiğimizde dilinin tutulduğunu fark ettik. Duvar dibinde 3 saat boyunca oturduk, evimizde saatlerce bir kadına işkence edildi. Bize de psikolojik ve sözlü şiddet uygulanıyordu. Bize küfredip hepimizi öldürmekle tehdit ediyorlardı. Annem kendine geldikten sonra ‘Bizi öldürecekler mi?​’ diye soruyordu. Gece 03.00’te Medya’yı evden çıkardıktan sonra komşuları şahit olarak çağırıp ‘Yasa dışı bir şey yapılmadı’ diye evrak imzalattılar. O gece evin erkeklerini ve annemi gözaltına aldırlar. Bize de boş tutanak imzalatmaya çalıştılar, itiraz edince bizden iki kişiyi de götürdüler. Polis tutanağında ‘Şahsın kaçarken yakalandığı’ yazılmıştı, “Tutanak asılsız yazılmış” deyince bizi de tutuklamakla tehdit ettiler. Avukatımız bilgisinde tutanağı imzalamak durumunda kaldık.

Annem, babam ve üç ağabeyim gözaltı sürecinden sonra yurt dışı yasağı alarak tahliye edildi. Medya Aslan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ailem 4 yıl boyunca bu davadan yargılandı. Medya Aslan mahkemede verdiği ifadede tedaviye geldiği, o süre zarfında eve baskın yapıldığı, kendisinin herhangi bir suçu olmadığı halde işkenceye maruz kaldığını anlatmıştı. Örgütle herhangi bir bağı olduğu tespit edilememesine rağmen annem ve babam örgüte yardım suçundan 2 yıl 1 ay ceza aldı.

22 Şubat 2022 tarihinde annem ve babamın cezası Yargıtay tarafından onaylandı. Annemle babamın ceza alması bir suçu veya suçluyu tespit ettiklerinden değil sadece Medya’nın yakalandığı evin sahibi olmalarıydı. Bu süreçte Avukat’ımız Dilan Kunt Ayan itiraz dilekçeleri yazarak kişilerin cezaevinde kalamayacaklarını belirtti. Dilekçe cevabı iki aya yakın gelmedi. Mayıs ayında cezaevine girecekleri haber verildi. Ev hapsi için başvurduk, savcılık tutuklu olmadıkları için bu talebi reddetti.

Annem cezaevine girdikten sonra cezaevi koşullarında sağlık durumu daha da kötüye gitti. Defalarca hastaneye götürüldü. Düşüp kolunu kırdı, kalp kesesi su topladı. Babam cezaevinde istemsizce titreme ve uyuz hastalığına yakalandı. Her geçen gün daha da kötüye gidiyordu. Annem cezaevindeyken itiraz üzerine Van Bölge ve Araştırma Hastanesine sevk edildi, heyet cezaevinde kalabilir raporu verdi. Kamuoyu ve avukatların baskısı ile annemi ATK’ye gönderdiler ve Türkçe bilmediği için tedavi edilemeden tekrar Van T Tipi Cezaevine gönderildi. Bu süreçte cezaevinde kalamaz raporu verildi ve annem 4 ay 4 gün cezaevinde yattıktan sonra tahliye edildi. Babam tüm itirazlara rağmen 8 ay 10 gün cezaevinde kaldı.

BIRAKSINLAR HASTALARIMIZLA BİZ İLGİLENELİM

Annem ve babam cezaevinden çıktıktan sonra artık eskiden karşıladıkları ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma geldiler. Babam bağışıklık olarak çok zayıfladı ve sürekli hastalanıyor. Annem ise kolunun kırılmasının da etkisiyle artık banyosunu bile yapamaz duruma geldi.

Annem için aAralık 2023’te tekrar ATK muayenesi istendi. Kendi imkanlarımızla İstanbul Adli Tıp Kurumuna götürdük orada yapılan muayenesinden sonraki raporda anneme R tipi cezaevinde kalabilir kararı verildi. İzmir’e cezaevine gitmek üzere uçağa bineceği esnada savcılık tarafından raporun tekrarı istendi ve annemi eve getirdik. İki ay sonra tekrar annemi ATK’ye istediler, götürdük. Tercüman istediler, avukat öyle bir talepte bulunulmadığını söylemişti. Yeminli tercüman Av. Abdulsamet Yavuz’la ATK’ye gittiğimizde kabul etmediler ve orada memur olan herhangi birini anneme tercümanlık yapması için getirdiler. Rapordan da anlaşılıyor ki bu tercüman iyi Kürtçe bilmiyor. Raporda ‘Türkçe bilmediği için kulak testi yapılmadı’ yazıyor. Annemden ayağa kalkıp kendi başına hareket etmesi istenmiş. Ancak raporda ‘Bilerek kalkmamış’ deniliyor. Birinin yardımı olmadan annem ayağa kalkamıyor. Annem ATK’de lavaboya gittiğinde tekerlekli sandalyeden kalkmaya çalıştığında yere düştü ve dizini incitti.

Son ATK muayenesinden sonra tekrar R tipi cezaevinde kalabilir raporu verildi. Annemi mağdur etmeden süreci atlatmak için avukatlar ve savcılıkla beraber hareket ettik. Annemizi kendi elimizle teslim ettik. Yaşanan bunca zorluktan sonra annem psikolojik ve fiziksel olarak yıpranmıştı, fakat bu defa bizi bilgilendirmeden annemi gelip evden almaları annemi ve bizi çok çaresiz bir hale soktu. Biz zaten olumlu bir sonuç beklemiyorduk ancak annem daha fazla yıpranmadan süreci atlatsın istiyorduk, olmadı.

Annemin 2 ay daha cezası var ve biliyorum ki çıktığında daha da çökmüş olacak. Her gün tedavisi yapılsa da hastalıkları ilerliyor, cezaevi koşullarında hiçbir hasta iyileşemez, bıraksınlar hastalarımızla biz ilgilenelim. Ayrıca Elâzığ R Tipi Cezaevine götürüleceğinden korkuyor, buradakiler onunla ilgileniyor fakat Elâzığ’a gönderilirse bu imkanları da elinden alınmış olacak. Evet annem 82 yaşında ve tutuklu, üstelik engelli. Fakat gerek ATK gerek Van Bölge ve Araştırma Hastanesindeki doktorlar adaletli davranmadıkları için annem şu an cezaevinde. Konu Kürt olunca herkes vicdanını kaybediyor. Annem ve daha nice hasta tutsak var bu ülkede. Üstelik durumları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Adalet Bakanlığı bu konuda bir şeyler yapmalı. Kendi ihtiyacını karşılamayacak kadar muhtaç kişileri cezaevinde tutmak hangi adalet sistemine sığar?

ÖNCEKİ HABER

İstanbul'da ekmek 10 lira oldu

SONRAKİ HABER

"Eşbaşkanlık" için eski Sur Belediye Başkanı Seyit Narin’e hapis cezası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa