"Sarayköy'de patlayan jeotermal kuyusundan gelen gaz sızıntısı 11 gündür devam ediyor"
Denizli Sarayköy'de jeotermal sondaj kuyusunun patlaması sonucu gaz sızıntısının kontrol alınamaması nedeniyle çevre örgütleri, yöre halkı, siyasi parti ve kurumlar basın açıklaması düzenledi.
Fotoğraf: Evrensel
Denizli Sarayköy hükümet binası önünde Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ) çağrısıyla Jeotermal patlaması sonucunda kontrol altına alınamayan Jeotermal Enerji Santrali (JES) çukuru nedeniyle basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına sivil toplum kuruluşları çevre örgütleri siyasi parti ve kurumlar ve Sarayköy halkı katıldı.
Basın açıklamasını BMİ adına Av. Yağmur Yalçın okudu. Yalçın tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Denizli Sarayköy - Babadağ yolu üzerinde Gerali ve Sakarya Mahallesi yakınlarında 29 Nisan 2024 Pazartesi günü öğle saatlerinde JES için açılan kuyunun sondaj çalışması sırasında patlamasıyla ortaya çıkan çeşitli kimyasallar içeren sıcak su, buhar, gazlar ve akışkanlar püskürerek havayı, suyu, toprağı ve yaşam alanlarını tehdit etmektedir.
"TARIM ALANLARI TEHDİT ALTINDA"
Patlayan kuyudan içerisinde hidrojen sülfür ve karbondioksit gazı, bor, kadmiyum gibi ağır metal elementleri de içeren akışkan, gürültülü bir şekilde ortama yayılmakta ve bu durum 11 gündür kontrol altına alın(a)mamaktadır. Patlayan kuyudan çıkan akışkanlar en verimli tarım alanlarını, sebze/meyve bahçelerini ve halkın sağlığını halen tehdit etmektedir. Akışkanların sıvılaşan kısmı kirli su olarak toprakları da kirletmektedir. Bu çeşitli kimyasalları içeren sular nerede birikmektedir? Büyük Menderes’e mi yoksa başka bir yere doğru mu akmaktadır? Bu sularla ilgili kimyasal incelemeler yapılmış mıdır? Bilim insanları ve uzmanlar JES’lerdeki yer altından çekilen akışkanların bir damlasının bile doğaya bırakılmasının tehlikeli olduğunu söylemektedirler.
"TEK BİR AÇIKLAMA DAHİ YAPILMADI"
Bugüne kadar Sarayköy Kaymakamlığı, Denizli İl Sağlık Müdürlüğü veya Denizli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğünden konuyla ilgili tek bir açıklama yapılmamıştır. Hidrojen sülfür gazına bağlı oluşan çürük yumurta kokusu ile ağız, burun ve gözde oluşan tahrişlere ek olarak akışkanın fışkırması sonucu ortaya çıkan gürültü ve sonrasında oluşabilecek halk sağlığı sorunlarının belirsizliği halkın huzursuzluğunu, kaygısını her geçen gün artırmaktadır. Kuyunun patlaması ile başlayan tehlikeli süreç kuyunun kapanmasıyla asla bitmeyecektir.
"KİMYASALLARIN ETKİSİ AYLARCA DEVAM EDECEK"
Hava, su ve toprağa karışan kimyasalların yaşam alanlarına etkisi aylarca hatta yıllarca devam edecektir ve geriye dönülemeyecek zararlar oluşacaktır. Bu nedenle bölge uzun süre bilimsel ve teknolojik çalışmalarla ilgili yasalar çerçevesinde takip edilmeli ve kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli, vatandaşın kısa süreli zararı başta olmak üzere orta ve uzun vadede zararlarının tazmin edilmesi yönünde gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca bu JES’in kurulum aşamasından bu yana ihmalleri olan işveren ve kamu yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı gerekli cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
"JES'LERİN TÜM ÜLKEDEN SÖKÜLMESİ ELZEMDİR"
Bugün ülkemizde enerji tüketimindeki payı yüzde 3.4, üretimindeki payı yüzde 5 olan JES’ler mutlaka sorgulanmalıdır. Patlama öncesi mevcut halleri dahi bereketli Ege topraklarını yok etmekte olan, bölgede üretimi yapılan ve halkın büyük bir oranda geçim kaynağı olan incir, zeytin vb. birçok ürünün rekoltesinin düşmesine neden olan, ayrıca yapılan araştırmalara göre artan kanser vakalarıyla da ciddi halk sağlığı sorunlarına neden olan bu kurulu ve hali hazırda kurulması planlanan JES’lerin Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm ülke coğrafyasından sökülmesi doğa, canlı yaşamı ve kamu yararı için elzemdir.
Bu çevre kirliliği ve ekolojik yıkımların önüne geçilmesi için TBMM’nin anayasal görev ve sorumluklarını yerine getirmeye, bununla ilgili bir ‘yurttaş ekokırım yasası’nın hazırlanıp hayata geçirilmesi için acilen harekete geçmeye davet ediyoruz."
Sarayköy'deki JES şirketi, sahibi Halil Pekdemir'e ait Pekdemir Çiftliği marketinin önünde protesto edildi. Kaymakam ve Sarayköy belediye başkanı da konustu.
- Büyük Menderes İnisiyatifi
- TMMOB Denizli İKK
- Denizli Barosu
- Denizli Diş Hekimleri Odası
- Denizli Tabip Odası
- Disk Emekliler Sendikası (DİSK Emekli Sen) Denizli
- Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) Denizli Şubesi
- Tüm Emeklilerin Sendikası (Tüm Emekli Sen) Denizli
- Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (DİSK/Genel İş) Denizli Şubesi
- Denizli Kadın Platformu
- Denizli Kadınlar Birlikte Güçlü
- KESK Denizli Şubeler Platformu
- Denizli KHK'lı Platformu
- 78’liler Girişimi Denizli
- 29 Ekim Kadınları Derneği Denizli Şubesi
- Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Denizli Şubesi
- Birleşik Kamu-İş Öğrenci Veli İşbirliği Derneği
- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Denizli Şubesi
- Denizli Öğrenci Veli Derneği (Veli Der)
- Kadın Haklarını Koruma Derneği Denizli Şubesi
- Türkiye Emekli Öğretmenler Derneği Denizli Şubesi
TABİP ODASI: PATLAYAN JEOTERMAL KUYU HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN TEHLİKELİ
Denizli Tabip Odası da yaptığı açıklamada jeotermal kuyusunun halk sağlığı açısından acil durum teşkil ettiğini söyleyerek, yetkilileri ivedilikle önlem almaya çağırdı.
Denizli Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada öneriler şöyle sıralandı;
- Tek sağlık bakış açısı ile halk sağlığının, hayvan sağlığının, bitki sağlığının ve her birinin yaşamını sürdürdüğü yapılı çevrelerin sağlığının korunması, önleme, erken uyarı ve erken tanı esas olmalıdır.
- Epidemiyolojik çalışmaların prensipleri uygulanmalı,
- Neden sorusuna cevap bulunmalı,
- Çevreye yayılan tehlike unsuru tespit edilmelidir (su, gaz ve diğer ortama yayılanlar).
- Tehlikenin yaratacağı etki ölçülmeli ve gelecekte oluşturabileceği etkiler açısından tahminler, projeksiyonlar yapılmalıdır.
- Bölgede tehlikeye maruz kalan nüfus (insan, hayvan, bitki ve çevresel oluşumlar) belirlenmeli,Bu nüfusun etkilenebilirliği (hassasiyet düzeyi ve farkındalık, önlem almış olma gibi uyum kapasiteleri) ölçülmeli, gerçek risk tahmini yapılmalıdır.
- Kümülatif etki araştırılmalı (Sadece patlamanın yarattığı etki değil, ortama salınanların ortamda daha önce var olan etkenlerle birlikte etkisinin ölçülmesi. Örneğin; ani ve sürekli gaz çıkışı ortamda bulunan mevcut hava kirliliği parametreleri ile ne düzeye çıktı? Yayılan su tarım arazilerinde kullanılan pestisit ile birleşip yer altı ve yüzeysel sulara, kuyulara etki etti mi? Gibi)
- Jeotermal sektörü ve sağlık sektörü birlikte ortak araştırma ve/veya çalışmaya başlamalıdır.
- Tesis yakınında ve kontrol bölgelerinde seçilen örnek nüfuslar izlenmeye başlanmalı, periyodik jeotermal-sağlık ilişkisi raporlanmalıdır.
- Bölge-şehir-mahalle düzeyinde «sağlığın jeotermal enerji belirleyicileri» başlığıyla parametreler belirlenip, insan, hayvan, bitki ve yaşam alanları izlemeye alınmalıdır.
- Denizli Umumi Hıfzıssıhha Kurulu'nun gündeminde bu konu tartışılmalı ve halka yönelik resmi bilgilendirmeler, gerekiyorsa uyarılar yapılmalıdır.
(Denizli/EVRENSEL)