11 Mayıs 2024 04:20

Festivallerde sansür ve belgeseller | Başlarını ağrıtıyor!

Aslında açığa çıkmayan, görünmez bir sansür var belgesel filmlere karşı birkaç festival haricinde. Nadiren bu sansür görünür hale geliyor ve gündemimizi de uzun uzun meşgul ediyor.

Fotoğraf: Sibel Tekin

Paylaş

Festivaller ve belgesel sinema… Bu iki kavramı birlikte düşündüğümde, meselenin birbirinden farklı iki boyutu beliriyor. İlki ve yakın dönemde de gündemimizde olan sansür meselesi. Bir diğeri ise festivallerin belgesel sinemaya, belgesel sinemacılara vermediği değer. Bir yandan kurmaca filmi daha değerli görüyorlar, bir yandan da belgeseller daha çok başlarını ağrıtıyor. Bu da ayrı bir çelişki. En son Antalya Altın Portakal’da yaşanan süreci düşünün mesela. Bir belgesele uyguladıkları sansür, sinema sektörünün bir arada durması ile festivali yapılamaz hale getirdi.

Bir festival için belgesel neden bir bir soruna dönüşüyor? Belgesel ezilenin, unutulmuşun, sesi duyulmayanın hikayesini anlatır. Ve toplumsal mücadelenin var olabilmesi için belleğe ihtiyaç var. Bu anlamıyla da belgesel sinema, toplumsal mücadeleye önemli katkı sunmakta. Bütün bunlar da egemeni rahatsız ediyor. Egemenin desteği ile festivallerini yapanlar için de bir soruna dönüşüyor haliyle. Genellikle bu hikayeleri, bu hikayeleri anlatanları görmezden geliyorlar. Aslında açığa çıkmayan, görünmez bir sansür var belgesel filmlere karşı birkaç festival haricinde. Nadiren bu sansür görünür hale geliyor ve gündemimizi de uzun uzun meşgul ediyor. Nejla Demirci’nin “Kanun Hükmü” belgeselinin başına gelenlerde olduğu gibi.

“Kanun Hükmü”, Antalya Altın Portakal’da sansüre uğramış ve sürecin sonunda sinema sektörünün bir arada durması ile festival yapılamaz hale gelmişti. Kanun Hükmü’ne uygulanan sansür son bulmadıkça, programda filmi olan sinemacılar filmlerini festivalden çekmiş, seçici kurul da festivalde görev almayacağını açıklamıştı. Kamu otoritelerinin desteği ile gerçekleştirilen Altın Portakal’ın, destekçilerinin baskılarına boyun eğerek uyguladığı sansür, yine kamu otoritelerinin desteklediği diğer festivallerde de görünmez bir şekilde devam etti. Festival organizasyonunu otoritelerden bağımsız yürüten birkaç festivalden biri olan İşçi Filmleri Festivali nihayetinde “Kanun Hükmü”nü programına almış, hatta Ankara açılışında açılış filmi yapmıştı ki, bu sefer filmin gösterimi Ankara ve İstanbul gösterimleri kaymakamlıklarca yasaklandı. Bu sefer de kamu otoritesinin direkt müdahalesi ile hem film hem de film göstermekten korkmayan festival sansüre uğradı. Bu yıl içinde sansüre uğrayan ikinci festival oldu. Şubat 2024’te Pembe Hayat Kuirfest Ankara’da yasaklanmıştı.

Geri Döneceğiz İnisiyatifi’nin “Bir Antakya Anlatısı” oyununda “Zalim, tarih yazıcıların eline kalemi verdi, kulağına da ne yazacağını fısıldadı” diyordu. Biz belgesel sinemacıların, video-aktivistlerin de zalimin ezdiklerinin, unutturmak istediklerinin, ötekileştirdiklerinin sesini duyurma sorumluluğumuz var. Egemenin baskılarına boyun eğmeyen, kurmacayı belgeselden değerli görmeyen üç beş festival sayesinde de filmlerimiz izleyiciye ulaşma imkanı buluyor.

Son söz de geçtiğimiz hafta sinemacılar olarak sansüre karşı imzaladığımız metin olsun:

“‘Kanun Hükmü’ belgeseline uygulanan sansürü kabul etmiyor, sansüre karşı sesimizi yükseltiyoruz!

Yönetmenliğini Nejla Demirci’nin yaptığı ‘Kanun Hükmü’ belgeselinin 2023 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gösterilecekken sansüre uğraması ile başlayan süreç, festivalin iptaline kadar varmıştı.

Şimdi ise 1-11 Mayıs 2024 tarihlerinde Ankara ve İstanbul’da eş zamanlı olarak düzenlenen 19. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali programında yer alan ‘Kanun Hükmü’ belgeseli bir kez daha sansüre uğradı.

Ankara’da Çankaya, İstanbul’da Beyoğlu ve Kadıköy kaymakamlıkları tarafından gösterim mekanlarına yapılan tebligatlarla, filmin gösterimleri, akabinde yapılacak söyleşiler ve “Festivallerde Sansür” başlıklı panel fiilen engellenmiştir.

Sinema sektörü örgütleri, kurumları ve sinemacılar olarak, filmlerimizin seyircilerle buluşmasının hukuksuzca engellenmesini ve sansürü kesinlikle kabul etmiyor, herkesi sansüre karşı birlikte durmaya ve ses çıkarmaya davet ediyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Sağlık işçilerinin mücadelesi karşısında PAÜ rektörlüğü adım attı

SONRAKİ HABER

İşten atılan Durak Tekstil işçilerini 82 gündür direniyor  

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa