12 Mayıs 2024 17:47

Mersin Çevre Platformu: Doğayı kurtarmak için önce sermaye egemenliğinden kurtulacağız!

Mersin Limanı "genişletme" projesine dair tepki gösteren Mersin Çevre Platformu: "Doğamızı, asalak patronlardan korumak için kararlı, örgütlü ve cesur bir mücadele başlatalım."

Fotoğraf: Mersin Çevre Platformu

Paylaş

Mersin Limanı ‘genişletme’ projesine dair tepki gösteren Mersin Çevre Platformu üyeleri, “Patronlar servetlerine servet katsın diye Mersin halkına ait olan hafıza mekanları bir sermaye grubunun hizmetine sunuluyor” diyerek tepki gösterdiler.

Özelleştirilen Mersin Limanı’nın işletmesini üstlenen Uluslararası Mersin Liman İşletmeciliği (MIP) tarafından başlatılan liman genişletme projesine tepki gösteren Mersin Çevre Platformu üyeleri, genişlemeyle beraber Atatürk Parkı’nın yok olacağını söyleyerek, “Doğamızı, kentimizi, denizimizi, ağaçlarımızı asalak patronlardan korumak için kararlı, örgütlü ve cesur bir mücadele başlatalım” diyerek projenin durdurulması gerektiği çağrısı yinelendi.

“ATATÜRK PARKI YOK EDİLİYOR, DENİZİMİZ YOK EDİLİYOR”

Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan eylemde basın açıklamasını platform bileşenlerinden Türkiye Komünist Partisi (TKP) Mezitli İlçesi Sekreteri Selçuk Ersöz okudu. Doğayı kurtarmak için önce sermaye egemenliğinden kurtulacağız diyerek sözlerine başlayan Ersöz, patronlar istedi diye parkımızı elimizden alınıyor diye tepki gösterdi: “Patronlar servetlerine servet katsınlar diye Mersin halkının ve yeşilin denizle buluştuğu, kentin hafıza mekanlarından olan, halka ait olan, bizim olan parkımızı bir sermaye grubunun hizmetine sunuluyor; Atatürk Parkı yok ediliyor, denizimiz yok ediliyor.”

PARKLAR VE DENİZLER HALKINDIR, PATRONUN DEĞİL

Denizde yapılan dip çalışmalarının ekosistemi geri dönüşsüz yok edeceğini belirten Ersöz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Limanın dolgusunda kullanılacak malzemenin tarım ve hayvancılıkla uğraşılan, su kaynaklarının olduğu yerlerden temin edilecek oluşu, zaten oldukça kirli hava soluyan Akdeniz ilçesinin yaşanamayacak hale gelmesi oldukça önemlidir ve endişe vericidir; ancak çok başka bir önemli mesele de emekçi halkın kısa sürede denize ulaşabildiği, denizle buluşabildiği yerin patronlar tarafından adeta gasbedilmesidir. Parklar, kıyılar, denizler, sokaklar, meydanlar halkındır, asalak patronların değildir.”

“YIKICI POLİTİKA VE UY GULAMALARA KARŞI MÜCADELE EDELİM”

Hukuk sistemenini sermaye uygun hareket ettiğini vurgulayan Ersöz, bu duruma karşın mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları aktardı: “Hukuk, çevre vakaları söz konusu olduğunda bir çare olmaktan çoktan çıkmış durumda. Yerel bir mahkeme halk yararına bir karar verse dahi üst mahkeme kararı sermaye lehine bozuyor ve itiraz yollarını kapatarak nihai kararı veriyor. Elimizde doğal ve yapılı çevredeki tahribatlarla yüz yüze kalan emekçilerin, köylülerin, mahalle ya da kent sakinlerinin bu yıkıcı politika ve uygulamalara karşı mücadele etmesinden başka imkan yok."

‘İstihdam yaratacağız, kentin refahını yükselteceğiz’ sözlerine aldanmayacaklarını belirten Ersöz, “Parkımızı vermiyoruz. Gelin hep birlikte Atatürk Parkı’na sahip çıkalım. Doğamızı, kentimizi, denizimizi, ağaçlarımızı asalak patronlardan korumak için kararlı, örgütlü ve cesur bir mücadele başlatalım” dedi. (Mersin/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Soma Katliamı 10. yılında: Adalet arayışımız hep sürecek

SONRAKİ HABER

Çay üreticisi bir kilo çayla iki ekmek dahi alamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa