Mahkeme Kobanê Davası'nda ceza yağdırdı
Eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu 18'i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davasında mahkeme ağır cezalar açıkladı.
Çizer: Ercan Altuntaş
IŞİD'in Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gerçekleşen eylemler gerekçe gösterilerek açılan Kobanê Davasında karar açıklandı. 18'i tutuklu 108 ismin yargılandığı davanın duruşması, Sincan Cezaevi'nde bulunan kampüste görüldü. Duruşmaya katılan siyasetçilerin son sözleri alındı. Verilen aranın ardından mahkeme boş salona kararı okudu. Hükmün açıklandığı sırada avukatlar mahkeme heyetini protesto ederek ıslıklar ve sloganlarla duruşma salonunu terk etti.
May 16, 2024
MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
Kobane Davasında mahkemenin aldığı kararlar şöyle:
- Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk hakkında "örgüt üyesi olmak" suçundan 8 yıl hapis cezası, TMK 5/1 yarı oranında arttırıldı. İyi hal indirimi ve 10 yıl ceza verildi.
- Ali Ürküt hakkında verilen müebbet hapis cezası 18 yıla düşürüldü. Yargılama sürecindeki tutumu gerekçesiyle cezası 13 yıl 4 aya indirildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- Alp Altınörs hakkında "devletin bütünlüğünü bozma" suçlamasıyla verilen müebbet 18 yıl hapis cezası verildi. Takdir indirimi yapılmadı. Suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- Altan Tan devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma ve örgüt üyeliği suçundan beraat etti.
- Ayhan Bilgen hakkında "devletin bütünlüğünü bozma" ve "örgüt üyeliği" suçlamalarından ayrı ayrı beraatine karar verildi.
- Ayla Akat Ata hakkında “örgüt üyeliği” gerekçesiyle verilen 6 yıl 6 ay hapis cezası, artırımla 9 yıl 9 aya yükseltildi. Ata hakkında tutukluluk süresi göz önünde bulundurulmasıyla birlikte tahliyesine karar verildi.
- Aynur Aşan hakkında “örgüt üyeliği” gerekçesiyle 9 yıl hapis cezası verildi. Kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- Aysel Tuğluk hakkında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan beraat kararı verildi.
- Ayşe Yağcı hakkında "örgüt üyeliği” gerekçesiyle 9 yıl ceza verildi, tutukluluk hali göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verildi.
- Beyza Üstün hakkında "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" suçundan beraatine ve adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verildi.
- Bircan Yorulmaz ve Can Memiş hakkında beraat kararı verildi.
- Bülent Parmaksız, tutukluluk halinin devamıyla birlikte birden fazla atılı suçlamadan toplamda 23 yıl hapis cezası verildi.
- Dilek Yağlı hakkında 16 yıl ceza verildi. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl verildi. Cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- Figen Yüksekdağ hakkında iki ayrı suçlamadan 23 yıl 6 ay yıl hapis cezası ve tutukluluk halinin devamına, "örgüt propagandası" suçundan beraatine karar verildi.
- Emine Ayna hakkında 10 yıl hapis cezası kararı verildi.
- Gülfer Akkaya hakkında "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak" iddiası yönünden beraat kararı verildi. Adli kontrol tedbirleri kaldırıldı.
- Gültan Kışanak hakkında "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak" iddiası yönünden beraat kararı verildi. "Örgüt üyeliği" iddiası gerekçesiyle 8 yıl ceza verildi. Ceza yarı oranında arttırılarak 12 yıla çıkarıldı. Hakkında tahliye kararı verildi.
- Günay Kubilay hakkında toplamda 20 yıl 6 ay hapis cezasıyla birlikte tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- İbrahim Bilici hakkında beraat kararı verildi.
- İsmail Şengül hakkında 16 yıl hapis cezası kararı verildi.
- Meryem Adıbelli hakkında 9 yıl hapis cezası verildi. Hakkında tahliye kararı verildi.
- Mesut Bağcık hakkında 9 yıl hapis cezası verildi. Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verildi.
- Nazmi Gür hakkında 22 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
- Nezir Çakar hakkında 9 yıl hapis cezası verildi.
- Pervin Oduncu hakkında 18 yıl hapis cezası verildi.
- Sebahat Tuncel hakkında örgüt üyeliği suçundan 12 yıl hapis cezası verildi ve tahliyesine karar verildi.
- Selahattin Demirtaş hakkında "devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozmaya yardım" suçundan 20 yıl, "suç işlemeye tahrik etme" suçundan 4 yıl 6 ay, Diyarbakır’da yaptığı Nerwoz konuşması nedeniyle "örgüt propagandası" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası, "halkı kanunlara uymamaya tahrik" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası ve çeşitli iddialarla verilen cezalarla birlikte toplamda 43 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
- Sırrı Süreyya Önder hakkında beraat kararı verildi.
- Zeki Çelik hakkında "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Söz konusu ceza "yardımdan" dolayı 18 yıla düşürüldü. Yakalama emrinin infazının beklenmesine karar verildi. Ayrıca "suçu tahrik" iddiasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- Zeynep Karaman hakkında "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak" iddiasıyla müebbet, bu ceza da "yardım" gerekçesiyle 18 yıla indirildi. "Suça tahrik" gerekçesiyle 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- Zeynep Ölbeci hakkında "Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" ve "üyelik" iddialarıyla toplam 12 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- Sibel Akdeniz hakkında tüm suçlamalardan beraatine karar verildi.
- Mahkeme, Selahattin Demirtaş dahil 36 kişi hakkında Kobane eylemleri sırasında Yasin Börü'nün arasında bulunduğu 6 kişinin ölümü ve diğer yaralanmalara ilişkin suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verdi.
Kobanê Davası'nda açıklanan kararların ardından Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli hakkında tahliye kararı verildi.
"KUMPASLARINIZI ÇÖKERTECEĞİZ"
Verilen cezalara tepki gösteren DEM Parti "Kobanî Kumpas Davasında rehin tutulan arkadaşlarımıza verilen cezalar bizleri yıldıramaz. Kumpaslarınızı çökerteceğiz, bizler kazanacağız, halklar kazanacak!" denildi.
MECLİS'TE PROTESTO
TBMM'de DEM Partili milletvekillleri Kobane davasında verilen kararları "HDP susmadı, susmayacak" diyerek protesto etti.
AHMET TÜRK: HALKLARIN KARDEŞLİĞİ MÜCADELESİNİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Kobane Davası'nda hakkında 10 yıl hapis cezası verilen Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk Halk Tv'ye yaptığı değerlendirmede "Demokratik geleceğe halkların kardeşliğine vurulan bir darbe olarak değerlendiriyorum. Bu davanın bir siyasi dava olduğunu defalarca dile getirdik. Hak arayışından vazgeçirmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu ülkenin demokratik geleceği için mücadele etmeye devam edeceğiz. Halkların kardeşliği mücadelesini vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
EMEP GENEL BAŞKANI ASLAN: YARGI TEK ADAM VE SARAY REJİMİNİN VESAYETİ ALTINDA
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan mahkemenin kararını değerlendirdi: "Bugün bir kez daha Türkiye’deki mahkemelerin Saraydan ve Cumhur İttifakı’ndan bağımsız karar vermediği görüldü. Bugün verilen kararlar çok ağır. Türkiye’de barışa kardeşliğe eşitliğe karşı çok açık biçimde alınmış kararlardır. Bugün Kürt sorunun demokratik çözümü konusunda verilen bütün çabaların üzerine Kobane davasında ağırlaştırılmış hapis cezalarının verilmesi başta Selahattin Demirtaş olmak üzere diğer bütün tutukluların önemli bir bölümüne ağırlaştırılmış hapis cezası verilmesi Türkiye’de artık Saray rejiminin geldiği noktada hiç kimsenin güvence altında olmadığının göstergesi. Saray rejiminin istediği şekilde bu kararları aldırabildiği, hiçbir mahkemenin bağımsız karar vermeyeceği, hukuk sisteminin işlemeyeceği, mahkemelerin adalet dağıtamayacağı açık ve net olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de yargı bütünüyle tek adamın ve saray rejiminin vesayeti altındadır. Hiçbir mahkemenin de bağımsız bir şekilde karar vermesi de mümkün değildir. Yumuşamadan ve yeni dönemden bahsediyorlar ama gözüken o ki Türkiye’de muhalefet yapanlara hak arayanlara demokrasi isteyenlere asla müsaade etmiyorlar. Kobane davası da bunun en son örneğidir. Tek adamdan bu saray rejiminden adalet beklemek Türkiye’nin demokratikleşmesini beklemek ölüden gözyaşı istemek gibi bir şeydir."
May 16, 2024
16 TUTUKLU SİYASETÇİ DURUŞMAYA KATILMADI
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşmaya tutuklu siyasetçiler Alp Altınörs ve İsmail Şengül katılırken, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş duruşmada yer almadı.
Karar çıkması beklenen davada, izleyiciler duruşma salonuna alınmadı.
YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Duruşma öncesi askerlerin aldığı önlemler dikkat çekti. Cezaevi yerleşkesinin bulunduğu güzergaha 4 farklı arama noktası kuruldu. İzleyici olarak duruşmayı takip etmek isteyenlerin araçlarının, yerleşkenin bulunduğu alana geçişlerine izin verilmedi. Sadece avukat ve gazetecilerin araçlarına izin verildi. İzleyiciler, kampüse yakın bir noktadaki park alanında araçlardan indirildikten sonra ringlerle duruşma salonunun bulunduğu bölgeye götürüldü.
JANDARMA VE POLİSLERDEN HATIRA FOTOĞRAFI
Duruşma öncesi salonda bulunan jandarma ve çevik kuvvet polislerinin toplu “hatıra fotoğrafı” çekmesi oldu.
Karar çıkması beklenen duruşmanın görüldüğü salona izleyiciler alınmadı. İzleyiciler, kampüs içerisinde bulunan iki farklı duruşma salonuna yönlendirildi. Yüzlerce kişi duruşmayı SEGBİS aracılığıyla takip ediyor.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın da arasında bulunduğu bir heyeti, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş, EHP, TÖP, Kaldıraç'ın yanı sıra çok sayıda milletvekili, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi duruşmayı izliyor. 200’ü üzerinde avukat ile 10’u aşkın baro başkanı da duruşmaya katıldı.
AVUKAT ÖZBİNGÖL: KARAR SİYASİ OLACAK
Avukat Sevda Çelik Özbingöl dosyanın sürecine ilişkin konuştu. Özbingöl, “Soruşturma, kovuşturma süreçleri kanuna aykırı bir şekilde işletilmiştir. Yargılamanın en başından beri ilke ve mevzuatlar açıkça ihlal edilmiştir. Tüm itiraz ve izahatlarımıza rağmen celse süreleri, duruşma periyotlarıyla adil yargılanma hakkı ağır bir şekilde ihlal edilmiştir. Tüm yasal öncelikler açıkça ihlal edildi. Bu dosya bir yük halinde etkin bir savunmayı etkileyecek şekilde planlamak yürütülmüştür. İnsani taleplerimiz bile ısrarlı bir şekilde reddedildi. Savunmalar bitmeden tanık görüşleri alınmıştır. Gizli tanıklar avukatların olmadığı bir yerde dinlenmesi gerçeği ortaya koyuyor. Aysel Tuğluk ısrarla mahkemeniz tarafından savunması zorla alınmıştır Yine Ali Ürküt hakkındaki tahliye talebi gerekçe dahi sunulmadan reddedilmiştir. Birçok yasada bulunan ağır suç istinatlarla yargılanıyor müvekkillerimiz. Karar siyasi bir karar olacak. Bu kararla rant devşirmeye çalışan gürûhu hepimiz biliyoruz” dedi.
Özbilgin, tutuklu siyasetçilerin mesajını mahkeme heyetine okudu. Mesajda, “Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi, demokratik hukuk düzeninin sağlanmasının yolu İmralı Ada Cezaevindeki mutlak tecrit ve izolasyona son verilmesidir. Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için bugün mahkemenizde görülecek olan duruşmaya katılmayacağım” denildi.
TUTUK DURUMUNUN İNCELENMESİ TALEBİ
Avukat Özgür Erol, “Hala yeni evraklar geliyor, hala incelenmemiş evraklar var. Beyan alınmadığı için bugün karar kurmayınız. Evrakların incelenmesi için gerekirse başka bir gün veriniz. Tutuk durumunu inceleyiniz. Maktullerin gerçek faillerinin kimler olduğunu Emniyet de iddia makamı da yapmadı. Bunu biz yaptık. Getirip önünüze koyduk, siz ne dediniz aynı gün kurduğunuz ara kararla 'Dava dışı kişilerle ilgili talepleri kabul etmiyoruz' dediniz. Kobanê olaylarının paramiliter güçler olduğunu gösterdik. Dargeçit’te Diyarbakır’da Hizbullahçıları, Adana’da İŞİD’in işlediği cinayetleri gösterdik. Ancak bu yargılama kendi hakikatini üretme kabiliyetinden dahi yoksundur. Hakikat o kadar basit değildir, her zaman bir bedeli vardır. Bu davanın tamamı içerisinde hakikate en yakın olanlar yargılanan arkadaşlarımızdır. Hepsine gösterdikleri duruş için saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.
ERTELENME TALEBİ REDDEDİLDİ
Beyanların ardından Ayla Akat Ata'nın avukatının dosyaya eklenen evraklara dair beyanda bulunmak adına süre verilmesi yönündeki talebine dair ara karar kuran mahkeme heyeti, karar verilmeye yer olmadığını, söz konusu kararın hükümle birlikte verileceğini kaydetti.
"BİZLER HALKLARIMIZIN NEZDİNDE ÇOKTAN BERAAT ETTİK"
Mahkeme heyeti tarafından siyasetçilerin son sözleri alındı.
Alp Altınörs: "Sözdür, söylenmiştir; tarihin önündedir, çağrıdır söylenmiştir. Toplumun önündedir. Sözümüzden çağrımızdan dönmeyiz, kalemle yazılanı balta ile kesemezsiniz. Halkların dayanışmasını yargılayamazsınız. Milyonların yazdığı bir tarihi mahkeme salonlarında yalancı tanıklar ve kumpas davalarla tersine çeviremezsiniz. Bizim çağrımız sivildir, demokratik soykırımı önlemek amacıyladır. AİHM’nin iki ayrı kararıyla bunlar tescil edilmiştir. Size düşen bu davayı düşürmenizdir. Demokratik bir şekilde sokağa çağrı yapmak suç değildir. HDP'ye üye olmak, MYK toplantılarına katılmak da suç değildir. Bunların tümü Anayasa güvencesi altında olan haklardır. Ortada suç yoktur ama ortada yatılan 4 yıllık hapis vardır. Bizler halklarımızın nezdinde çoktan beraat ettik, sizden de beraatimizi talep ediyoruz"
Altan Tan: “İddia makamının Demirtaş ile PM’yi suçladığı konularla ilgili zan altında bırakacak, suçlayacak hiç bir şahitliğim yoktur. Hiçbir suç işlemedim. Beraatimi talep ediyorum”
Can Memiş: "Bir tweet üzerinden devletin bölünmesi suçlamasıyla yargılanıyoruz. Sanki devlet porselen gibi bir şey. Bugün sizler okuyacağınız kararla beraat verirseniz o zaman adalete güvenimiz artacak. Beraatimi talep ediyorum."
"BU SİYASİ BİR MÜDAHALEDİR"
Beyza Üstün: “Savunmalarımızı teslim ettik. Bütün hususların ne kadar geçersiz olduğunu size sunduk. Bu, ülkedeki barışa ilişkin, Kürt sorunun çözümüne ilişkin bir dava. Bunun ortadan kaldırılması için çalışılıyor. Siz de buna tanıksınız. Bu dava insanlığın bütün normlarına aykırıdır. Hiçbir suç bize ait değildir. Bu siyasi bir müdahaledir. Bu müdahaleye adalet de ortak edilmeye çalışılmaktadır. Tüm arkadaşlarımız adına beratımızı talep ediyorum.”
Günay Kubilay: "3 yıl boyunca MYK’nın yaptığı 3 satırlık tweet için 300 sayfalık savunma yaptım. Ben bunun yeterli olduğunu düşünüyorum. Salondaki herkese teşekkür ediyorum.”
İsmail Şengül: “Burada bulunmamızın en önemli nedeni HDP MYK’sında bir dönem görev almamış olmamızdır. İddianamenin her satırında HDP’li olmak HDP MYK üyesi olmak bir suç isnadı olarak gösterilmiştir. Türkiye’de bir siyasi partide görev almanın suçlama konusu yapılması Türkiye tarihinde bu kadar rahat suçlama yapıldığına tanıklık yapmadık”
AVUKATLAR MAHKEME SALONUNU TERKETTİ
Verilen aranın ardından sanık sandalyeleri ve SEGBİS ekranları boş kaldı. Mahkeme 130 sayfalık kararını okumaya başladı. Hükmün açıklandığı sırada avukatlar mahkeme heyetini protesto ederek ıslıklar ve sloganlarla duruşma salonunu terk etti.
Kobane eylemlerinde çoğu HDP’li olan 54 kişi yaşamını yitirirken HÜDA-Par’ın davada müşteki olarak yer alması dikkat çekti. HÜDA-Par adına Avukat Veysel Topkan, 48 ayrı olay gerekçe gösterilerek davaya müşteki olarak katılma talebinde bulunmuştu. Dilekçe ekinde yetki belgesiyle davaya katılan avukatlar arasında HÜDA PAR Batman Belediye Başkan adayı Serkan Ramanlı da yer alıyordu.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları'nın katılımıyla Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri, hukuk örgütleri ve çok sayıda kişi katıldı.
BAKIRHAN: MİLAT OLACAKTIR
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Bugün Türkiye'nin en büyük siyasi kumpas davasının sonuna geldik. Siz de takip ediyorsunuz. Bu bir hukuk davası değildir. Dosyanın içeriğine bakıldığı zaman hukukla bir alakası olmadığını göreceksiniz. Bunu defalarca dile getirdik. Gizli tanıklarla, zorlama yorumlarla, hazırlanan siyasetin siyasi erkin yönlendirdiği karar verdiği bir kumpas davasıdır” dedi. Bakırhan, şöyle devam etti: "Bugün normalleşmeden bahsedenler, yumuşamadan bahsedenler için bence Kobanê Kumpas Davası bir milat olacaktır. Gerçekten 31 Mart’tan bir ders alınıp alınmadığını bugün hep birlikte göreceğiz. Bu siyasi kumpas davasında verilecek kararın aslında önümüzdeki dönem Türkiye’nin hangi hatta hangi yolda gideceğinin göstergesi olacağına hep birlikte şahitlik edeceğiz. Umarım ve diliyorum ki mahkeme heyeti siyasi erkten etkilenmez. Dosyanın içeriğine dosyadaki boş delillerle yıllardır tutuklu olan arkadaşlarımızı bugün serbest bırakırlar, tahliye ederler. Aynı zamanda boş olan bu davada yargılanan bütün arkadaşlarımız beraat ederler. Bugün bizim de burada bulunan, dayanışma içerisinde olan arkadaşlarımıza tekrar hoş geldiniz diyorum."
Ardından söz alan Tülay Hatimoğulları, "Kobane tam bir kumpas davasıdır. Saray'ın eliyle yazılmış olan yargının eliyle yazılmış olan bir senaryodur. Bir kez daha çağrı yapıyoruz; demokrasiyi yerin 7 kat altına gömmemek için Türkiye tarihinde yargı bir hatadan dönmek için hala bir fırsat var. Bugün açıklanacak karar ya tam bir karanlık tam bir engizisyon, İstiklal mahkemeleri ortamına geri çekecek ya da Türkiye'de demokrasinin önünün açılması için bir başlangıç olarak adledeceğiz çıkacak kararı. Türkiye için bu dava bir yol ayrımıdır. Bu davada verilecek karar hukuka uygun bir karar olur demokratik zeminde bir karar olur, siyaset yapma hakkını engellememek, siyaseten yenemediğini yargı sopasıyla yenmeye çalışan anlayışa karşı bir karar olacaktır ya da bu ülkeyi karanlık dehlizlere sürükleyecektir. Bugün AİHM'nin verdiği uygulamayan bir yargı var. Bu karar uygulanmış olsaydı bugün yargılanan arkadaşlarımız serbest olacaktı. Tam bir düzemece olan ve esasen IŞİD'i besleyen bu Kobane kumpas davasında verilecek kararla ya Türkiye ve Ortadoğu'da IŞİD ve benzeri örgütlerin önü açılacak ya demokrasinin önü açılacak." diye seslendi.
"ADALET BEKLİYORUZ"
Dava öncesinde CHP heyeti adına açıklama yapan CHP Grup Başkanvelili Ali Mahir Başarır, mahkeme heyetine seslenerek ''Uzun süreden beridir bu davayı takip ediyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim bu davada heyet bir karar verecekse dosyadaki kararlara göre vermeli. Dosyada sadece gizli bir tanık var ve o gizli tanığın ifadeleri savunma tarafından çürütülmüş durumda. Şunu bir kez daha belirtmek isteriz, bu kadar vahim bir dosyaydı neden 5 yıl beklediniz. Maalesef Türkiye’de bazı dosyalar fezlekeler iddianameler buzdolabına konuluyor yeri ve zamanı geldiği zaman çıkartılıyor. Madem vahimdi 5 yıl neyi beklediniz? Bugün beklentimiz lütfen tüm ön yargılarınızdan arının hiçbir siyasal yapıya bakmayın vicdanınıza göre karar verin. Burada adalet bekliyoruz, CHP grubu bu tip bütün davalara aynı hassasiyeti gösteriyor. Artık biz adaletin saraydan, iktidardan arınmasını istiyoruz özlüyoruz bekliyoruz.'' dedi. (Ankara/EVRENSEL)