Cannes’ın sessizliğini emekçilerin eylemi bozdu
77'ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali, sinema sektörü çalışanlarının eylemiyle başladı. Ünlülerin kırmızı halıda yürüdüğü esnada sinema çalışanları ıslık çalıp sloganlar attı.
Festival çalışanlarının eylemi Deadline kameralarına yansıdı
Bu yıl 77'ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali, 14 Mayıs’ta sinema sektörü çalışanlarının eylemiyle başladı.
Dünya sinemasının önde gelen yönetmenlerinin yeni filmleriyle ana yarışma seçkisinde Altın Palmiye için yarışacağı 77'nci Cannes Film Festivali, önceki gün sinema sektörü çalışanlarının eylemiyle açılış yaptı. Ünlülerin kırmızı halıda yürüdüğü esnada sinema çalışanlarından oluşan “Ekranların Arkasındaki Yoksulluk” (Sous les Ecrans la Deche) adlı kolektifin üyesi bir grup, festival sarayının çatısına çıkarak Sous les écrans la dèche (Ekranın arkasında yoksulluk) sloganını içeren bir pankart açtılar. Eylemcilerden oluşan yaklaşık 20 kişilik bir grup da festival kalabalığının dikkatini çekmek için ıslık çalarak sloganlar attı. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi için eyleme giden sinema sektörü çalışanlarına polis müdahale etti.
Deadline’ın haberine göre, işçiler etkinlikler tam gaz devam ederken çalıştıkları uzun saatleri göz önünde bulunduran yeni bir ücret anlaşması ve Fransa'da “intermittents du spectacle” olarak bilinen geçici eğlence işçileri olarak resmi olarak sınıflandırılmak istiyorlar. Bu statü, Fransa'nın eğlence sektöründe çalışanlara yönelik, genellikle geçici sözleşmelerle istihdam edildikleri şartlarına göre uyarlanmış özel yardımlara ulaşmalarını sağlayacak.
Açılış basın toplantısında Festival Direktörü Thierry Frémaux, kolektiflere doğrudan hitap ederek salondaki gazetecilere "Herkesin grevden kaçınmak istediğini" ve haziran ayı civarında bir anlaşmaya varılacağına inandığını söyledi. Frémaux, kolektifle görüşmelerin devam ettiğini ve festivalin konuyla ilgili olarak doğrudan onlarla temasa geçtiğini de sözlerine ekledi.
TALEP: ÜCRETLERİN ARTTIRILMASI VE GÜVENCE
Festivalin açılışından bir hafta önce Ekranların Arkasındaki Yoksulluk Kolektifi, hem festival çalışanlarını hem de diğer sinema çalışanlarını kapsayan bir grev çağrısında bulunmuştu. Film festivalleri için sözleşmeli olarak çalışan işçiler ve Fransız işsizlik sigortası reformundan olumsuz etkilenen sinema sektörü çalışanları, iş koşullarının iyileştirilmesini talep ediyor.
Kolektifin başlattığı imza metnine John Landis, Louis Garrel, Ernest Dickerson ve Ariane Labed'in de aralarında bulunduğu 300'den fazla uluslararası sektör profesyoneli katıldı. Dilekçeyi imzalayanlar arasında 2024 Cannes yarışma filmi All We Imagine As Light'ın Yapımcısı Thomas Hakim, Belçikalı Sinemacı ve iki kez Altın Palmiye kazanan Jean-Pierre Dardenne ve Fransız Görüntü Yönetmeni Agnès Godard da bulunuyor.
FESTİVAL YÖNETİMİ SESSİZ KALINMASINI SALIK VERDİ
Festival henüz başlamamışken grev çağrısında bulunan festival çalışanlarının eylemleri, grevin festival işleyişini aksatması, Gazze için dayanışma mesajları ve #MeToo hareketine ilişkin eylemler yapılması bekleniyordu. Festivalin açılışından bir gün öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Festival Direktörü Thierry Frémaux festivalin "polemiksiz" bir şekilde düzenlenmesine karar verildiğini, etkinliğin ana odağının sadece film olduğunu ve "diğer polemiklerin" söz konusu olmadığını bildirdi.
Özel güvenlik, aralarında Eva Green ve Lily Gladstone'un da bulunduğu yarışma jüri üyelerini izlemek ve aktivistlerin onlara ulaşmasını engellemekle görevlendirildi. Genel sekreter Francois Desrousseaux güvenlik önlemlerinin arttırıldığını belirterek, geçen yıl sadece 4 ya da 5 olan güvenlik brifinglerinin bu yıl 15'e çıkarıldığını ve Palais ile yapay zeka güvenlik kapıları çevresinde yapay zeka destekli kameraların kullanıldığını açıkladı.
Festivalde ayrıca #Gazze veya İsrailli tutsaklarla dayanışmayı temsil eden herhangi bir rozet dağıtılmayacak.
Ayrıca #MeToo (Ben de) Hareketi 77. Cannes Film Festivali'ni sarsmaya hazırlanırken ve festivalde filmi olan sinemacıların ifşalanacağı söylentileri dolaşırken Thierry Frémaux etkinliğin polemiklerle değil, perdedeki görüntülerle ilgili olduğunu vurguladı. (KÜLTÜR SERVİSİ)