Kobanî Davası’nda karar: "Normalimiz budur"
"İktidar ve ‘ana muhalefet’ zeminindeki ‘yumuşama’, ‘normalleşme’ temasları ve tartışmalarının, Kürt sorununa dair dönemin en kritik davasına yansıması bu şekilde oldu."
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Fatih POLAT
Ankara
Kobanî Davası’nın karar duruşması için Ankara’daki Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ne yaklaşırken daha kampüse varmadan araçların durdurulup, ‘TC kimlik no’ diye başlayan mesai güne dair ilk izlenimi veriyordu. Ardından yol üstünde TOMA görmek de, olağan olmayan bir günün diğer bir göstergesi. Önceki duruşmalarda olmayan bu uygulama ve duruşma salonunun önüne vardığımızda karşılaştığımız güvenlik önlemlerinin düzeyi bu kasvetli havayı destekleyen cinsten.
15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminin ardından görülen yargıma sürecinde inşa edilen ve 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın bir duruşmasını izlediğimiz büyük salona girip bilgisayarımızı masaya açtıktan sonra duruşmaya dair ön izlenimleri almak için gelenlerle sohbet ediyoruz.
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren, Batman Barosu Başkanı Av. Erkan Şenses Diyarbakır Barosu eski başkanlarından CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Eski cumhuriyet başsavcısı, eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili İlhan Cihaner ile kısa sohbetler yaptık.
Hiç kimse ‘normalleşme’ ve ‘yumuşama’ tartışmalarının bu davaya tekabül ederek pozitif bir karar çıkacağına dair beklenti içinde değildi. Ancak, ‘normalleşme’ tartışmalarından, Sinan Ateş davasına, Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında Ankara Emniyeti’nde yaşanan gözaltılara ve bu sürecin iktidar bloku içindeki yansımalarına, yüksek yargıda yaşanan gelişmelere dair bir dizi parametre değerlendirmelere yansıyordu.
İktidarın güç kaybettiği son yerel seçimlerin ardından ortaya çıkan yeni siyasal tabloda yapılan tartışmaların henüz net bir yön belirleme yapmayı mümkün kılmayacak kadar muğlaklıklar içermesi, yorumları da temkinli kılıyordu.
İlk soruşturması 2014 yılında başlayan, iddianamesi, 7 Ocak 2021'de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen davanın karar duruşması Sincan’da saat 11.13’te Mahkeme Başkanı’nın sözleriyle başladı: “Evet, 83. celseyi açıyoruz.”
Mahkeme başkanının, dosyaya gelen yeni evraklara dair duruşmanın başında yaptığı açıklamanın ardından, zor bela söz alan savunma avukatlarının, dosyaya gelen yeni evrakların kendileri tarafından incelenmesinin dahi bir süre gerektirdiğini belirterek, duruşmayı ileri bir tarihe erteleme taleplerinin mahkeme heyeti tarafından oybirliğiyle reddedildiğinin açıklanması dahi kararın öncesinden verildiğinin işaretiydi.
İki savunma avukatının, dava süreci boyunca savunma haklarının ihlal edildiği, silahların eşitliği ilkesi ve ceza yargılamasının temel unsuru olan bütün gereklerin ihlal edildiği, savunma tarafı olarak tüm taleplerinin sistemli biçimde reddedildiği açıklamalarından sonra, Mahkeme Başkanı’nın hemen ardından “duruşmayı erteleme” talebinin oybirliğiyle reddine dair kararını açıklaması bile mahkemenin genel işleyişinin somut bir göstergesiydi. İnsan sormadan edemiyor: Ne ara müzakere yaptınız da oybirliğiyle karara vardınız?
Aradan sonra Mahkeme Başkanı kararı açıklarken, 130 sayfaya yakın hüküm kısmı olduğunu belirterek sözlerine başladığında savunma avukatları ayağa kalkarak alkışlarla ve sıralara vurarak kararı protesto edip salonu terk ettiler.Mahkemede çıkan karar, “terör örgütü üyeliği” ve yardım suçlamasıyla mahkumiyetten başlayarak, beraat ve tahliye kararlarına kadar uzanıyor.
Hem ağır cezalar var, hem de diğer yandan tahliye ve beraat kararları.
İktidar ve ‘ana muhalefet’ zeminindeki ‘yumuşama’, ‘normalleşme’ temasları ve tartışmalarının, Kürt sorununa dair dönemin en kritik davasına yansıması bu şekilde oldu.
Kobanî Davası, HDP hakkındaki kapatma davasının altyapısını da oluşturduğu için, karar bu açıdan da bir anlam ifade ediyor.
‘Normalleşme’ beklentileriyle Kürt sorununa ilişkin demokratik beklentiler arasına mesafe koyan, ancak iktidar cenahı içindeki gerilimleri, çelişkileri ve muallaklıkları da yansıtan bir karar diyebiliriz.Mahkeme Başkanı, 108 kişi hakkındaki kararı açıklarken 5 dakika ara verdi. O arada konuştuğumuz İlhan Cihaner’e şu ana kadarki kararları nasıl açıkladığını sorduk; ‘Çok ağır, etkin ömürlerini cezaevinde geçirecekler’ dedi.Evet, Cumhur İttifakı, Kürt Sorunu ve HDP’yi kapatma davasına dair duruşunu bu dava nezdinde bu şekilde yansıttı. Belli yöneticileri seçerek ağır cezalar verildi, bazıları için de tahliye ve beraat kararları geldi.