İzmir Büyükşehirde işçi kıyımı
İzBB'de yerel seçimlerden sonra başlayan işten atmalar hız kesmeden devam ediyor. Seçimden bu yana İZDOĞA’da 70’ye yakın, İZELMAN’da 25 civarı, İZENERJİ'de 21 işçi işten atıldı.
Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel
Emirhan DURMAZ
İzmir
İzmir Büyükşehir Belediyesinde seçim sonrası başlayan işten atma furyası sürüyor. Belediyeye bağlı İZDOĞA’da 70’ye yakın, İZELMAN’da 25 civarı işçinin işten çıkarıldığı bilinirken, 1 Nisan’dan itibaren İZENERJİ’de çalışan 21 işçi de işten atıldı. 30 günlük deneme sürecini doldurmalarının 10 gün sonrasında işten çıkarılan işçilere ‘Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi’ ve ‘personel fazlalığı’ gerekçe gösterildi. Hayal kırıklığına uğradıklarını belirten İZENERJİ işçileri, mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor.
"TAZMİNATIMI YAKIP İŞE BAŞLAMIŞTIM"
4 yıl önce bilgilerini atarak iş başvurusu yaptığını ve 1 Nisan’da işe alındığını belirten bir eğitim emekçisi, “İki üniversite mezunuyum. İki yıl kadar bir kolejde müdür yardımcısı olarak çalıştım. Başvurularımdan sonuç alınca işimden ayrıldım ve iki yıllık kıdem tazminatımı yakarak buraya geldim. Halihazırda eşim işsiz. Kendisi de tarih öğretmeni ancak atanamadı. Birinci sınıfa başlayan bir çocuğumuz var. Madem çıkaracaktınız, o zaman neden işe başlattınız? Çok büyük haksızlığa ve hayal kırıklığına uğratıldık” diye konuştu.
Aynı şekilde üç yıldır çalıştığı koleji ve kıdem haklarını bırakarak İZENERJİ bünyesinde çalışmaya başlayan bir çocuk gelişimci ise “Soruşturmalarımız tam, evraklarımız tam, ailemde belediye bünyesinde çalışan kimse yok. Dolayısıyla bize sayılan üç kriter açısından da sorunumuz yok. Tam 4 yıldır başvurularımı güncelliyordum, işe girişimizin seçim dönemine denk gelmesi mi sorun oldu? Bu bizim sorunumuz değil ve haklarımız için sonuna kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"PERSONEL FAZLASI BAHANE"
Sosyal Yardımlar Daire Başkanlığında çalışan bir eşya dağıtım personeli, 15 Mart tarihinde güvenlik soruşturma evrakının belediyeye ulaşmasına rağmen evrak eksikliği bahane edilerek işten çıkarıldığını ifade etti. Öte yandan iş feshini bildirmek amacıyla arandığı esnada bir apartmanın beşinci katından eşya indirdiğini belirten emekçi, “Personel fazlalığı gibi bir durum da yoktu. Sosyal dayanışma noktalarında ihtiyaç olduğu için işe alındım” diye konuştu. Bu işe başlamadan evvel bir çay ocağı işlettiğini belirten personel, “Zar zor da olsa dükkanı döndürüyordum. Buradaki başvurum onaylanınca iş yerini kapattım. Şu an işsiz bırakıldık. Ancak tüm demokratik haklarımızı kullanacağız ve tüm atılan arkadaşlarımızla birlikte geri dönene kadar mücadele etmekten geri durmayacağız” dedi.
Daha önce aynı birimde çalışmasına rağmen ihtiyaç üzerine huzurevine geçirilen bir personel de “İhtiyaç üzerine yerim değiştiriliyor ancak işten çıkarılırken personel fazlası deniyor. Bu bahane değil de nedir?” dedi.
"ÇOCUĞUMUN YAZ OKULUNU İPTAL ETTİK"
Sosyal Projeler Daire Başkanlığına bağlı ‘Çocuk Belediyesi’nde çalışan bir çocuk gelişimci ise, “Bir sınıfım vardı. İşten çıkarılmak üzere çağrıldığımda evrakımı almaya dahi, sınıfımı bir başka arkadaşıma emanet ederek gittim. Ancak personel fazlalığından bahsediyorlar. Şu an ortalama bir kiranın 15 bin lira olduğu İzmir şartlarında tek maaşla ev geçindirmeye mahkum edildik. Çocuğumuza bakacak kimse olmadığı için, yaz okuluna yazdırmıştık. İptal etmek durumunda kaldık. Maddi ve manevi olarak zor durumda bırakıldık. Çocuklarımızın dahi gelecekleri ellerinden alındı” ifadelerini kullandı.
"20 GÜN SONRA DÜĞÜNÜM VARDI"
Üç yıl boyunca çalıştığı Pınarbaşı CMS’den kıdem tazminatını bırakarak ayrıldığını ve İZENERJİ’de ulaşım planlama biriminde çalıştığını belirten bir işçi, “Tam evlilik arifesinde mağdur edildim, 20 gün sonra düğünüm vardı” dedi.
Uzun yıllardır belediyeye iş başvurusunda bulunduğunu ve 1 Nisan itibarıyla ‘Çocuk Belediyesinde’ büro personeli olarak işe başlayan hukuk fakültesi mezunu bir emekçi, “Bize ‘Sizi işe alan biz değiliz, Tunç Soyer aldı’ deniyor. Ancak kartlarımızın arkasında Sayın Cemil Tugay’ın adı ve imzası var. Biz Tunç Soyer’in veya herhangi bir kimsenin adamı değiliz. İlk mülakatıma üç buçuk yıl önce girmişim ben. Tunç Soyer alacak olsa yıllar önce alırdı. Maddi ve manevi olarak mağdur ediliyoruz” dedi.
BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
Haklarını elde etmek için mücadelenin gerekliliğine vurgu yapan emekçiler, “Tüm demokratik haklarımızı kullanarak ne gerekiyorsa yapacağız. İZDOĞA’da, İZELMAN’da, İZSU’da işten çıkarılan tüm arkadaşlarımızı birlikte hareket etmeye; belediyede çalışan tüm işçi ve emekçileri bizlere sahip çıkmaya, bizimle yan yana durmaya davet ediyoruz. Öyle ki, bu durum keyfi bir işten çıkarma furyasına dönüşebilir ve şimdiden önüne geçmek için dayanışmaya, mücadeleye ihtiyaç var” dedi.
Son olarak ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay’a seslenen emekçiler, “Başkanımızın sesimizi duymasını, mağduriyetimizi gidermesini temenni ediyoruz” dedi.
SENDİKAYA SİTEM: BEKLEYİN DEDİLER
DİSK’e bağlı Genel-İş 2 No’lu Şube üyesi olduklarını belirten işçiler, sendikacılara da sitemde bulundu. Sendikacıların kendilerine telkinde bulunarak bekleme çağrısı yaptığını belirten emekçiler, “Bizlere ‘Kendi başınıza bir şey yapmayın, görüşmeleri bekleyin, sabır gösterin’ deniyor. Görüşmeler sonrasında bir sonuç alınmazsa o zaman eylemliliğe geçilecekmiş. Ancak bahsettikleri görüşmenin ana maddesi biz değiliz. Ek protokol görüşmelerinde bizim konuyu da gündeme getirecekler. Bir sendika yöneticisine derdimizi anlattık, karşılığında ise bize kendisinin de borçlarının olduğunu, herkesin zor durumda olduğunu vesaire anlattı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan kendilerine “1 Nisan değil de, iki üç gün önce işe girmiş olsanız sizi kurtarabilirdik, ancak şu an elimizden bir şey gelmiyor” denildiğini kaydeden emekçiler, “Bize ‘Boşuna belediye binası önünde oturmayın. Siz şu an orada çalışmıyorsunuz’ dendi” şeklinde konuştu.
SENDİKADAN YANIT
Konu hakkında görüştüğümüz DİSK/Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül, “Sendikamızın kapıları her daim açık. Tüm üyelerimizin de yanındayız. Arkadaşlarımız işlerini, ekmeklerini kaybettiler. Dolayısıyla acılarını ve öfkelerini anlıyorum. Ancak bahsi geçen ifadeleri hiçbir temsilcimiz ve yöneticimiz kurmaz. Söylenenler kabul edilemez. Halihazırda süreç devam ediyor ve görüşmelerimiz olacak. Gerekli aksiyon da görüşmeler neticesinde alınacak. Başkan Cemil Tugay’a da tutumun doğru olmadığını belirttik. Bu insanlar buraya kabul edilmişler ve ekmeklerini buradan kazanmak noktasında umut bağlamışlar. İşten çıkarmalar kabul edilemez. Bu sebeple de acil randevu talebinde bulunduk” ifadelerini kullandı.