19 Mayıs 2024 05:26

Gençlerden mektup: Hayatımız kaygı dolu, el ele verelim

Lise ve üniversite öğrencisi ile işçi genç 19 Mayıs'ta Evrensel'e yazdı.

Görsel: Pikisuperstar/Freepik

Paylaş

Pelin Y.
Yıldız Teknik Üniversitesi

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı temelde gençliğe armağan edilmiş bir gün olarak  önümüze çıkıyor. Peki günümüz gençleri açısından “öznesi” oldukları bu bayram ne ifade ediyor?
Bunun için gençliğin nasıl yaşam koşullarında hayatını idame ettirdiğine bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Bugün Türkiye gençliği ekonomik krizin yarattığı zorluklardan en çok etkilenen kesimlerden biri. Üniversite öğrencilerinin çoğu da dolayısıyla KYK yurtlarında barınmak zorunda kalıyor. Yurtlar, barınma koşullarının her geçen gün güvensiz ve yetersiz hale gelmesiyle yalnızca zorunlu bir alternatif haline gelmiş durumda. KYK yurtları eskisinden yenisine binbir tedbirsizlikle dolu.
Bir yandan üniversitede ve her kademede niteliksizleşen, bilimden uzaklaşan eğitim sistemiyle karşı karşı karşıya gelen öğrenciler, diğer yandan da gelecek kaygısıyla boğuşuyor. İşsizlik oranlarının giderek artması gençlere -fırsat eşitliğinin bir yanılsamadan ibaret olduğu bu zamanda- daha çok rekabeti aşılıyor. Fakat rekabetin mevcut sorunların hiçbirini ortadan kaldırmayacağını biliyoruz.
Kültür ve sanat aktivitelerine erişim bireyin yetişmesinde çok önemli olduğu her yerde dile getirilse de buralara ayrılan yıllık bütçe bize aksini söylüyor. Çoğu gencin konser, tiyatro, müze, hobi ve eğitim kursları gibi etkinliklere bütçe ayırması imkansız durumda. Bazı belediyeler ücretsiz etkinlikler düzenliyor fakat bu alanların çok kısıtlı bir alanı kapsadığını ve gençlerin taleplerini karşılamadığını söylemek mümkün.
Bir genç kadın olmak ise bunlarla birlikte farklı problemleri de beraberinde getiriyor. Kadınların aleyhine çalışan yargı sistemi bizi güvensiz ve kaygı dolu bir hayata itmeye devam ediyor. Bütün güvenlik güçleri ise kadınları korumak adı altında baskısını faillere değil; eve, yurda kapatma yoluyla kadınlara uygulamaya devam ediyor. KYK yurtlarındaki cinsiyetçi saat uygulaması da buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Penceremizi biraz genişletip bakacak olursak eğer, Filistin’de binlerce genç yıllardır süren İsrail soykırımının pençesi altında. Birçoğu katliam ve yıkımın ortasında ölümle yüz yüze. Hâlâ dünyada yaşama hakkı bile korunmayan gençler varken 19 Mayıs’ta gençlik adına neyin kutlanacağını söylemek güç...


Hep çalışıyorum

Genç bir işçi
İstanbul

Bir genç işçi olarak yaşadığım en büyük sorun çalışma hayatı dışında başka bir şeye odaklanamamaktır. Çok fazla vaktimizi aldıklarından her zaman işe hem ruhsal hem de fiziksel olarak vakit ayırmak gerçekten yorucu. Onun dışında ücretlerin yetersizliği gibi sorunlar ardından geliyor.
Gelecekten minimum düzeyde beklentim ileride güzel bir aile kurup mutlu ve huzurlu bir yaşantımızın olması gerçekten aileme çevreme yeterli bir insan olabilmek.Hayalim ileride gerçekten başarılı bir tiyatrocu/oyuncu olabilmek, gerçek bir sanatçı olabilmek. Şu anda da ilgilendiğim vakit ayırdığım ve ileride yapmayı istediğim meslek.
Yaşadığımız kent Esenyurt çok içine kapanık bir kent bu kentin canlanması lazım gerek tiyatro gösterileri konserler vb. sanat faaliyetleri etkinlikler olması talebim var ilçem için kısa iş saatleri (8 saat bile şu an ki dünyamız için gerçekten fazla bir süre hayatın içerisindeki koşuşturmaya yetişilmediği bir süre) eğitim-öğretim materyallerine ücretsiz erişim.
Bence ülkemizde değişmesi gereken en önemli şey insanların birbirlerine anlayışsızlığı ön yargısı empati yoksunluğu genel olarak toplumumuzda öne çıkan bu davranışlar bizi birbirimize düşman etmekte ve asıl yaşadığımız sorunların başlıca sorumlularına değil de birbirimize suç atılıyor. Bu düzen bu şekilde devam ettiği sürece her zaman bu sorumlular ceplerini doldurmakta ve servetlerine servet katmakta.


El ele verelim

Lise Öğrencisi
İstanbul

Bu mektuba okullardaki beslenme şartlarından bahsederek başlamak istiyorum. Sağlıklı beslenme gibi bir temel ihtiyacın bugün biz öğrenciler için ulaşılamaz olduğu maalesef ülkemizin acı bir gerçeği. Okullarımızın kantinlerinde satılan ürünler sağlıklı ve besleyici olmaktan uzak ve sağlıksız olmalarına karşın fiyatları, çoğu arkadaşımızı ve ailelelerinin bütçesini zorlayacak kadar da yüksek. Beslenme sorunumuzun yanında MESEM, eğitimin niteliğinin her gün düşmesi, laik ve bilimsel eğitimin ders kitaplarından çıkarılması becerilerimizi geliştirebileceğimiz veya eğlence amaçlı yapabileceğimiz toplumsal aktivitelerimiz oldukça az.

Biz öğrencilerin talepleri günde bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek ve okullarda toplumsal aktivitelerimizi gerçekleştirebileceğimiz alanların arttırılmasıdır. Yıllardır devam eden neoliberal saldırı politikaları eğitimin ticari bir faaliyete dönüşmesini hızlandırmış, ve bir yandan mesleki alanlarda yaşanan dönüşümler ve kamunun yaygın tasfiyesi gençliğin geniş kesimlerini işsizlik ve geleceksizlik sorunu ile karşı karşıya bırakmıştır. Tüm bunlar geçmiş dönemlerle kıyaslanamaz bir biçimde gençlik sorununu artırmıştır. Yani gençlik sorununu geçiçi olarak çözen burjuvazi aynı sorunu iktisadi alanda geçmiş dönemle kıyaslanamaz ölçüde ağırlaştırmıştır. Bugün ülkenin yönetiminde hangi parti ya da siyası akım olursa olsun, gençlere fırsat eşitliğinin sunulması, ifade özgürlüğü, güvenceli bir yaşam ve eşit ekonomik haklara ihtiyacımız var bunun için örgütlenelim el ele verelim.

ÖNCEKİ HABER

İsrailli esirlerin aileleri Netanyahu'nun görevden alınmasını istiyor

SONRAKİ HABER

Türk Telekom'daki yetki sürecinde siyasi baskı iddiası: Öz İletişim-İş lehine süren davadan çekildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa