Günü kurtarmak mı, yarını kurmak mı?
“Yaşamlarımıza dair kararlar almamızın önüne geçip, taleplerimize kulak tıkıyorlar. Örgütlü bir şekilde bu sorunları aşabilecek daha etkili yöntemleri açığa çıkarmamız gerekiyor.”
Fotoğraf: Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
Türkiye’de milyonlarca genç 19 Mayıs’ı yaşamlarını kuşatan ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlarla karşılıyor. Ağır sorunlar hayatlarının baharındaki gençleri umutsuzluğa itiyor. Peki işsizlik, yoksulluk, ağır çalışma koşulları, düşük ücret, eğitimin paralılaştırılması gibi sorunlarla yüz yüze olan gençler açısından çıkış yolu ne?
Emek Gençliği MYK Üyesi Bilgesu Kiper, gençliği kuşatan sorunların toplumsallığına dikkat çekerek çözümün acil talepler etrafından örülen örgütlü bir mücadele olduğunu ifade ediyor.
"ÖLMEK DEĞİL, YAŞAMAK İSTİYORUZ"
Çalışırken öldürülen kurye Ata Emre Akman’ı hatırlatan Kiper, “Liseli-üniversiteli gençler günlük temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmak zorunda. Henüz 20 yaşında yaşamını kaybeden Ata Emre, bu şekilde yaşayan binlerce gençten biri. Binlerce genç Zeren Ertaş’ın Aydın’daki KYK yurdunda bozuk asansörde hayatını kaybetmesinin ardından ‘Ölmeye değil okumaya geldik, yaşamak istiyoruz’ sloganları ile sokaklara dökülmüştü” dedi.
Üniversitelerdeki yemekhane zamlarını, şenlik yasakları hatırlatan; üniversite sınavına hazırlanan liseli gençlerin yaşadığı sosyal, psikolojik, ekonomik sorunlara dikkat çeken Kiper, “Üniversite öğrencilerinin kendini ifade ettiği alanların yasaklanması acil sorunlardan. Tüm bu koşullar nedeniyle gençlik bayram havasında değil” diye konuştu.
"TALEPLERİMİZE KULAK TIKIYORLAR"
Sorunların; kapitalist sistem ve bu sistemin Türkiye’deki yürütücüsü olan tek adam yönetiminin tekelci burjuvazinin yaşamsal çıkarlarını korumak üzere inşa ettiği ekonomi politikalarından kaynaklandığına dikkat çeken Kiper, “Türkiye’de de tek adam yönetimi, emperyalistler ve yerli iş birlikçilerinin temsilciliğini yapmaktadır. Tüm politikaları da burjuvazi içindir. Bu pastada gençliğe düşen paysa en başta bahsettiğim ekonomik-siyasal sorunlar” dedi.
Kiper; OVP, 12. Kalkınma Planı ve son olarak açıklanan kamu tasarruf paketini örnek göstererek gençlerin yaşamsal haklarının sınırlandığını; kaynağın sermayeye aktarıldığını söyledi. Bu politikalardan rahatsızlık duyan gençlerin bir araya gelebileceği alanların da siyasi baskılarla engellendiğine dikkat çeken Kiper, “Yaşamlarımıza dair kararlar almamızın önüne geçip, taleplerimize kulak tıkıyorlar” dedi.
"ÇIKIŞ ARAYIŞI İÇİN BİRLEŞMEK ZORUNDAYIZ"
Bu koşulların gençleri daha iyi yaşam ve çalışma koşulları arayışına ittiğine de dikkat çeken Kiper, bu arayışların para kazandırabilecek, sermayenin iş gücü talebinin olduğu alanlara yönlenmek, kurstan kursa koşarak çeşitli iş alanlarında yeterlilik belgeleri toplamak, eğitim almaktan vazgeçip çok erken yaşlarda çalışma hayatına atılmak, yurt dışına çıkmaya çalışmak gibi çeşitlendiğini söyledi. Bu yöntemlerin birçok genç için kurtuluşun kesin yöntemleri olarak değil, daha iyi koşullarda yaşam arayışında bir ihtimal olarak değerlendirildiğini vurguladı. Yaşamın bugünü ve yarınını kuşatan ekonomik ve siyasal koşulların gençlik açısından çok daha açık olduğu bir dönemden geçtiğimizi, “örgütlü bir şekilde bu sorunları aşabilecek daha etkili yöntemleri açığa çıkarmak” gerektiğini, talepler mücadelesi etrafında birleşme deneyimleri biriktikçe, mücadelenin parçası olunabilecek örgütlü alanlar ve ortak talepler gündem edildikçe, çıkış arayışı için birleşmenin ihtiyacının da gençlik içinde arttığını ifade etti: “Bugün tüm Türkiye gençliğinin sorunları olarak ifade ettiklerimiz, aynı zamanda tüm Türkiye gençliğinin çözmek için ilk elden bir araya gelebileceği meselelerdir de. 10 gün boyunca Rektörlük önünde şenlik eylemlerinde buluşan ODTÜ öğrencilerinden, nitelikli yemekhane için bir araya gelen Hacettepe öğrencilerinden, Emek Gençliği ile buluşan üniversiteli-liseli-işçi gençlerden bu sorunlardan çıkış için birleşmek zorunda olduğumuzu görüyoruz.’’
Kiper, “Bu sistemin son bulması için mücadele etmek, gerçek bir eşitlik ve özgürlük için sosyalizm mücadelesinde buluşmak gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için en etkili yol, ortak taleplerimiz etrafında bir araya gelebileceğimiz en geniş mücadele alanlarını yaratmaktır. Bununla da yetinmeden, sorunların kaynağının burjuvazi tarafından yönetilen bir dünyada yaşamaktan geldiğini görmek, siyasal bir mücadelenin parçası olmak gerekir. Gerçek bir demokrasinin inşası için mücadele etmek, saydığımız tüm geleceğini kurtarma yöntemlerinden daha etkili, daha değiştiricidir.” dedi.
ÖRGÜTLENELİM, MÜCADELE EDELİM
Kiper, mücadeleyi ortaklaştırabilecek acil talepleri ise şöyle sıraladı:
- Eğitimde özelleştirme adımları nedeniyle milyonlarca gencin eğitim hakkı gasbediliyor. Parasız eğitim hakkı için bir araya gelelim.
- Müfredat değişiklikleri, ÇEDES uygulaması, manevi danışmanlar eliyle eğitim gericileştiriliyor. Bilimsel, laik, demokratik eğitim için birleşelim.
- Sermayenin ara eleman ihtiyacını gidermek için iktidar eliyle uygulanan ve teşvik edilen MESEM’lerde 18 yaşından küçük gençler canı pahasına çalıştırılıyor. Nitelikli mesleki eğitim ve öğrencilere burs talebiyle örgütlenelim.
- Atanmış rektörler aracılığıyla ÖTK’ler işlevsiz hale getirildi. Çoğu üniversitede ÖTK seçimlerine yönelik engellemeler var. Karar mekanizmalarına dahil olmak için mücadele edelim.