Dünyanın ikiyüzlülüğü "etki ajanlığı"nda
'Etki ajanlığı' yasası her yerde... ABD yasayla Tik Tok’u engelliyor, Rusya Nobel ödüllü gazeteciyi hedef alıyor, İngiltere yasaya dair 'terörle mücadele' diyor.
Görsel: Pixabay
Gözde TÜZER
İstanbul
9. yargı paketiyle beraber gelecek olan “etki ajanlığı yasası” tartışmaları devam ediyor. Türkiye’de “dezenformasyonla mücadele” adı altında getirilen yasanın “sansür yasası” olarak kullanılması “etki ajanlığı”nın da nasıl kullanılacağının göstergesi sayılıyor. Ancak sadece Türkiye’de değil, dünyada da benzer yasalar var. Son günlerde Gürcistan örneği tartışılsa da “Basın özgürlüğünün merkezi” olduğu iddia edilen Avrupa ülkelerinde ve ABD’de de “yabancı güç”, “etki ajanları”, “ajan provokatörler”, “casus ajanlar” gibi isimlerle benzer yasalar mevcut. Üstelik ABD şimdilerde yasa kapsamında Tik Tok’u yasaklamak istiyor.
Etki ajanlığı, 9. yargı paketinin 22. maddesinde "diğer faaliyetler" başlığı adı altında düzenleniyor. Bu madde, Türk Ceza Kanunu'nun "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" bölümüne "339/A maddesi" şeklinde yeni bir suç tanımı olarak giriyor. Kanun maddesinde "etki ajanlığı" ifadesi kullanılmıyor. Ancak Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) 'istihbarat sözlüğü' alanında ‘etki ajanı’ ibaresi yer alıyor. Casusluk dışında bu suçu işleyenlere, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
GÜRCİSTAN’DA CUMHURBAŞKANI VETO ETTİ
"Etki ajanlığı" son günlerde Gürcistan üzerinden tartışılsa da, İngiltere’den Çin’e, ABD’den Rusya’ya bir çok ülkede yasa olarak var. Üstelik dünyadaki örnekleri incelendiğinde basın özgürlüğü üzerinde yeni bir baskı yaratması kaçınılmaz görünüyor. En çok konuşulan Gürcistan örneğine baktığımızda yasanın adı “Yabancı Etkisinin Şeffaflığı Yasası.” Düzenleme, fonlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan Gürcistan’daki kuruluşların “Yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon” şeklinde kaydolmalarını veya para cezalarıyla karşı karşıya kalmalarını öngörüyor. Sokak tepkilerinin artması sonrası Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, yasayı “Rus yasası” diye nitelendirerek veto etti. Gürcistan’da meclisin yasayı tekrar Cumhurbaşkanına sunacağı iddia ediliyor.
ABD TİK TOK’U YASAKLAMAK İSTİYOR
En bilinen “ajanlık” yasası ise ABD’de. ABD’de “yabancı etken” yasası The Foreign Agents Registration Act (Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası-FARA) olarak geçiyor. Nazi propagandasına karşı 1938’de çıkarılan yasa 2024’te değişikliğe uğramış olsa da hâlâ yürürlükte. İçerdiği “propaganda” kavramı ortadan kalktı ve amacı, "ABD’deki yabancı etkisini tespit etmek ve ulusal güvenliğe yönelik tehditleri takip altında tutmak" olarak açıklandı. FARA’nın “baskıcı kısıtlamalar” yaratmadığı iddiaları varsa da istenildiği takdirde son derece geniş yorumlanabildiği geçmişteki örneklerle kendini gösterdi. Örneğin 2019’da AA ve TRT muhabirleri “ajan” olarak kayıt yaptırmak zorunda kalmıştı.
Üstelik Gürcistan’daki gösterileri “barışçıl” olarak niteleyen ABD, kendi üniversitelerinde İsrail’i protesto eden öğrencileri yaka paça gözaltına alıp fişlemiş durumda. Şimdilerde FACA yasasıyla Tik Tok’u da engellemeye çalışıyor.
RUSYA NOBEL ÖDÜLLÜ GAZETECİYİ HEDEF ALDI
Rusya’daki örneğinin ismi ise "Ticari Olmayan Kuruluşların Yabancı Ajan Görevlerini Yerine Getiren Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Rusya Federasyonu Yasama İşlemlerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun". 2012 yılında yürürlüğe giren kanun 2022’de Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla çıkarılan sansür yasaları ile birleşti. Rusya’da, savaş karşıtı, savaştaki başarıyı sorgulayan, muhalif veya bir şekilde Kremlin’e ters düşecek görüş bildiren herkes, yargı tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
Örneğin, Nobel Ödüllü Gazeteci Dmitry Muratov’u Rusya’da “yabancı ajanlar” listesine ekledi. Bir diğer isim ise Sovyetler Birliği döneminden bu yana Rusya'nın en ünlü şarkıcılarından biri olan Alla Pugaçeva. Sovyetlerin ve Sovyetler sonrası dönemin pop ikonu olan 74 yaşındaki Pugaçeva; Ukrayna savaşı karşıtı açıklamaları nedeniyle “yabancı ajan” suçlamalarıyla karşı karşıya.
İNGİLTERE "TERÖRLE MÜCADELE" DİYOR
İngiltere 2023 yılında Ulusal Güvenlik Yasası ile “düşman” kavramı yerine “Yabancı güç” tanımını kullandı. Bu kapsamda “terörle mücadele” kavramı öne çıkarken; idareye, polise ve göç idaresi görevlilerine son derece geniş takdir yetkisi verildi. Yasa da yabancı bir devlet ve organizasyon adına veya çıkarına yapılan faaliyetler suç kabul edildi. Birleşik Krallık’ta “Suç Davranışı ve Mülkiyet Yasası (Criminal Finances Act)” gibi yasalar yabancı etkileri düzenlemeye yönelik olarak kullanılıyor.
ÇİN, DANIŞMANLIK ŞİRKETLERİNİ BASIYOR
Çin ise 2017 yılında yürürlüğe giren ve 2023’te yenilenen “Yabancı Etki Ajanlığı Yasası” ya da “casusluk yasası” ile “ulusal güvenliğini korumayı” amaçladığını iddia ediyor. Çin hükümetine göre yasa, “Çin topraklarında faaliyet gösteren yabancı kuruluşların ve bireylerin Çin’in iç işlerine karışmasını, yabancı kuruluşların Çin’in siyasi sistemine müdahale etmesini önlemeyi” hedefliyor. Yasaya göre, yabancı etki ajanlarına ilişkin faaliyetlerde bulunan kişilerin kayıt altına alınması ve belirli kurallara uymaları gerekiyor. Yasada devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin tanımı muğlaklaştırılırken adli makamlara istihbarata karşı koyma konusunda geniş soruşturma yetkilileri tanınmıştı. Yasal değişikliğin ardından ülkede faaliyet gösteren uluslararası danışmanlık şirketlerinin ofislerine baskınlar düzenlenmiş, şirketler bilgi toplama usullerine ilişkin soruşturma ve cezalarla karşılaşmıştı. Örneğin Çin sene başında, İngiliz istihbaratı adına casusluk yaptığını iddia ettiği bir kişiyi tutuklamıştı. Soyadının Huang olduğu iddia edilen kişi Çin'deki bir uluslararası danışmanlık şirketinin yöneticisiydi.
AVRUPA BİRLİĞİ’NDE ‘AJANLIK’ HAZIRLIĞI
Avrupa Birliği de, “Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” adlı bir düzenlemeyi onaylamaya hazırlanıyor. Akademisyen Sezin Öney’e göre; AB yetkilileri tasarılarının “yabancı ajan” yasaları ile hiçbir ilgisinin olmadığı iddiasında bulunuyor. Yetkililer üye ülkelerin seçimleri ve Avrupa Parlamentosunun üyeleri belirlenirken, aşırı sağ popülistler ve radikal partileri güçlendiren “dış kaynaklı lobilerin” faaliyetlerine yönelik şeffaflığı sağlamak olduğunu öne sürüyor. Bununla kastedilen de, özellikle Rusya’nın Avrupa siyasetini “içeriden” lobi faaliyetleri ile etkilemesini engellemek. Tüm tartışmalara ve AB’nin kendi sivil toplum örgütlerinin muhalefetine rağmen Direktif, AB Komisyonundaki prosedürleri geçti; şimdi AB Parlamentosunun önüne gelecek.