21 Mayıs 2024 16:41
/
Güncelleme: 17:01

Yurttaşın yüksek enflasyon tepkisi: "Beslenemiyoruz, karın doyurmak için alıyoruz"

Kağıthane semt pazarında mikrofon uzattığımız yurttaşlar ürünlerin kalitesizliğinden yakınarak, “Hepsi sera, hepsi hormonlu. Maalesef beslenemiyoruz aslında sadece karın doyurmak için alıyoruz.” dedi.

Yurttaşın yüksek enflasyon tepkisi: "Beslenemiyoruz, karın doyurmak için alıyoruz"

Fotoğraf: ANKA

Hakan KAYA
Mehmet ÇALPAR
İstanbul

Yüksek enflasyon ve alım gücünün her geçen gün düşmesi ucuz ve kalitesiz ürünlerde artışa yol açıyor. Kaliteli ürün almakta zorlanan yurttaşlar da bütçesine göre aynı ürünün daha kalitesiz olanını tercih etmeye çalışıyor. İstanbul Kağıthane’deki Gürsel Semt Pazarı’nda alışveriş yapan yurttaşlara mikrofon uzattık, eskisi gibi kaliteli ürün alamadıklarından yakınan yurttaşların verdikleri, cevaplar şöyle:

''İNSANLAR ÇÖPTEN SEBZE TOPLUYOR ARTIK''

''Eskisi gibi değil hiçbir şey. Emekliyim, emekli maaşımla geçinemiyorum. Artık devlet duysun bunu. Eskiden gıda olsun giyim olsun kalite olarak da daha iyiydi. Ama şimdi kalite yok. Her şey pahalı. İnsanlar artık bir şey alamıyor. İnsanlar geçim yapamıyor artık. İş yerine giderken görüyorum, insanlar çöpten sebze topluyor artık. Bu şekle geldik. Fakir, orta zengin olayı kalmamış. Direkt fakir ve çok zengin.''

''Sebze meyveler hep hormonlu. Biz besleniyoruz ama sağlıklı beslenemiyoruz. Ne alırsak hepsi hormon. Hastalıklar arttı. Ayakkabılar da pahalandı ama kalitesi düşük.''

''Eskiden alım gücü iyiydi, her şeyi alıyorduk. Sepetimizi dolu dolu götürüyorduk. Artık geçinmeye çalışıyoruz ne yapacaksın. Az pişirirsen az yiyeceksin, çok pişirirsen çok yiyeceksin demişler ya onun gibi.''

''ARTIK PEYNİRİ ZEYTİNİ GRAMLA, YUMURTAYI DA TANEYLE ALIYORUZ''

''Pazardan zeytin ve peynir aldım 140 lira. Zeytinin kilosu 280 lira. Peynirin kilosu 300 lira. Mecburen gramala almak zorundayız. Yumurtayı taneyle alıyoruz artık. Biz toptan almaya alışmışız ama artık o şekilde alamayız. Biz beş kişilik bir aileyiz. Aylık ortalama aldığım belli ürünlerim var. O eski hesabı artık yapamıyoruz. İstesen de yapamazsın çünkü kurtarmıyor. Birçok şeyden kısmak zorundasın. İlk başta kılık kıyafetten kesiyorsun, yeme-içmeden bir yere kadar kısabiliyorsun ama ay sonuna vurduğun zaman, yıla vurduğun zaman birçok şeyden kısıyoruz. Bir ay, bir hafta pazara gelmezsek mutfak masrafından minimum 200 lira kaybımız var. Dört pazar hesaplasak ayda 800 lira kaybımız oluyor.''

''Eskisi gibi değil hiçbir şey. Ne lezzet olarak ne de içerik olarak hiçbirinin lezzeti yok. Hepsi sera, hepsi hormonlu. Hiçbir şeyin kokusu yok. Aldığımız meyvelerin tadı yok. Maalesef beslenemiyoruz aslında sadece karın doyurmak için alıyoruz. Hiçbirinin içinde gerekli vitamin ve minerallerin olduğunu da düşünmüyoruz. Ama mecbur alıyoruz. Geçen yıl 10-15 liraya domates alırken şu an 30-40 lira civarında. Taze fasulye geçen sene 15-20 lirayken şu an 50 lira. Artık biz de fiyatları kestiremiyoruz. Gerçekten tarladan bu rakamlara mı maliyeti çıkıyor yoksa bu tezgaha geldiğinde bu tezgahta mı bu fiyatı buluyor biz de bilemiyoruz.'' (ANKA)

Evrensel'i Takip Et