İran rejimi Reisi’nin ölümü sonrası meşruiyet peşinde
Reisi'nin ölümü sonrası 28 Haziran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan İran rejimi, krizden çıkmak ve meşruiyetini göstermek için yeni dengeler kurmaya hazırlanıyor.
Fotoğraf: İran Cumhurbaşkanlığı
İran’da Uzmanlar Meclisi altıncı dönemi, İran İslam Cumhuriyeti hükümetinin Cumhurbaşkanı ve Uzmanlar Meclisi’nin (Hubregan) önemli bir üyesi olan İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında ölmesinden iki gün sonra dün başladı.
İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in yaşı ve fiziki durumu nedeniyle bu dönemin Uzmanlar Meclisi’nin oluşumu “çeşitli hassasiyetler” gözetilerek gerçekleşti. İlk oturumda yeni başkan seçildi. Uzmanlar Meclisi Üyesi Muhammed Ali Muvahidi Kirmani, 55 oyla iki yıl süreyle bu organın başkanı oldu.
İran’da bu meclisin üyeleri dini liderin doğrudan veya dolaylı olarak onayladığı adaylar arasından seçilir ve görev süreleri sekiz yıldır. Uzmanlar Meclisi 88 din adamından oluşur. Bu konsey daha çok bir danışma kurulu gibi çalışır ve dini lider öldükten sonra yeni lideri seçmekle görevlidir. İran İslam Cumhuriyeti Anayasası’nın 99, 107, 108, 111 ve 177. maddelerinde liderin seçimi Uzmanlar Meclisi’nin görevi olduğu kaydedilmiştir. Hubregan, rejimin danışma ve yönlendirme kuruludur. Özellikle dini liderin danıştığı ve rejimin işleyişi üzerinde doğrudan etkisi olan isimler Hubregan’da yer alır.
MECLİSİN YENİ LİDERİ
Meclisin Yeni Başkanı Muhammed Ali Muvahidi Kirmani 1932, Kerman doğumlu. Din adamı ve politikacı, başkent Tahran’ın dini temsilcisi ve baş imamı. Kirmani aynı zamanda rejimin Danışma Konseyi’nin üyesi ve uzun süre “Militan din adamları” topluluğunun genel sekreteriydi. Kirmani 2005 yılına kadar Devrim Muhafızları’nda Hamaney’in temsilcisi olarak görev yaptı. Kirmani bugüne kadar Uzmanlar Meclisi’nin her döneminde yer aldı.
Reisi’nin olmaması Uzmanlar Meclisi’ni ve liderliğin geleceğini etkileyecek. Reisi, önceki dönem Uzmanlar Meclisi başkan yardımcısıydı ve önümüzdeki dönemde Hamaney’in yerine geçecek isim olarak biliniyordu. Ayrıca Parlamentonun (İslami Şura) sağcı ve muhafazakar din adamlarının (Usulcüler) desteğine sahipti.
Aynı zamanda, Reisi’nin gelecekteki liderlik yarışlarında yer almayacak olması, Meşhed’deki sağcı din adamlarının ve Usulcü kliğin kollarından olan “İstikrar Cephesi”ni adaysız bıraktı. Zira İstikrar Cephesi’ne yakın olan ve yargı başkanlığında ve devlet başkanlığında yer almış tek isim Reisi’ydi.
SEÇİMLER 28 HAZİRAN’DA
Uzmanlar Meclisi’nin Reisi olmadan çalışmaya başlarken devlete bağlı İran Gazetesi, Cumhurbaşkanlığı seçim takviminin de belirlendiğini açıkladı. Seçimler 28 Haziran Cuma günü gerçekleşecek. İbrahim Reisi’nin ölümünün ardından Anayasaya göre 50 gün içinde yeni Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılması gerekiyor.
Bu durum, parlamento başkanlığı ve tabii ki yürütme organında ‘pastadan pay almak’ için Usulcü klik arasındaki tartışmaların derinleşmesine sebep olacaktır. Usulcü klik geçtiğimiz parlamento seçimlerinde sert tartışma ve propaganda yürütmüş, rejimin içindeki fikir ayrılıklarını ayyuka çıkarmıştı.
Ancak asıl soru, rejimin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir politika izleyeceği. Parlamento seçimlerindeki gibi Reformcuları devre dışı bırakarak rekabeti sınırlamayı kabul edecek mi, yoksa başka bir yol mu seçecek?
Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinden bu yana seçimlere halkın katılımında ciddi bir gerileme mevcut. Dolayısıyla rejimin bu seçimlere hiç hazırlıklı olmadığını biliyoruz.
Öte yandan 2022’de aylarca süren protestoların artçıları ve sancıları rejim açısından devam ediyor. Mütemadiyen ve özellikle petrol ve çelik fabrikalarında süren iş durdurma eylemleri, büyük çarşıların- kuyumcular dahil- boykot dönemlerinde birçok ilde günlerce kepenk indirmesi, rejim üzerinde devam eden uluslararası ambargolar, enflasyonun ve döviz kurlarının sürekli artması İran rejimini büyük krizlerle yüz yüze bırakıyor.
Bu tablo rejimin uluslararası çehresini güçlendirmeye ihtiyaç duyduğunu ve içerideki dengeleri sağlaması gerektiğini gösteriyor. Bu yüzden seçimlerde rekabeti kızıştırabilecek yöntemleri deneyecektir. Seçime aday olabilecek isimler arasında ise Muhammed Baqer Qalibaf, Muhammed Muhbir, Ali Laricani, Ali Ekber Salehi, Perviz Fettah, Said Calili usulcü klikten ve Ishaq Cahangiri reformcu klikten yer alıyor.
OPERASYON SİLSİLESİ
Öte yandan İran’da sokaklarda ve sosyal medyada Reisi’nin ölümünün ardından sevinç gösterileri düzenleyen kişiler için “toplumu tetikleme” gerekçesiyle operasyon düzenlenmeye başlandı.
Başsavcı Muhammed Mohadi Azad, pazartesi günü bir genelge yayımlayarak sosyal medya kullanıcıları dahil Reisi’nin ölümüyle ilgili sevinç gösterenler hakkında yaptırım uygulanacağını duyurdu. Duyuruların ardından birçok gazeteci dahil onlarca kişiye operasyon yapıldı.
Bu süreçte “Havaran Anneleri” ve çocukları idam edilen annelerin paylaşımları ise büyük etki yarattı. Havaran Anneleri 1988’de 30 bin kişinin 3 ayda idam edilişinin ardından İran’daki hareketler arasında yerini aldı. "Ölüm Heyeti" diye tabir edilen 4 kişilik yargı grubunun içinde bulunan İbrahim Reisi’nin ölümünün ardından Havaran Anneleri yaptığı açıklamalarda, “Reisi’nin en derin acılarla bu hayata veda etmiş olmasını diliyoruz. Elbet Reisi ve İran rejiminin diğer fertlerinin halk tarafından kurulan mahkemelerde yargılanıp, en ağır cezayı almalarını isteriz ve bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Tüm bu tablo, Reisi’nin ardından artan baskıyla da birlikte sokaklarda ve iş yerlerinde hareketli günlerin tekrar başlamasına yol açabilir görünüyor.