Latmos’ta bir madenin daha kapasite artışına ‘dur’ denildi
Aydın Latmos Dağında Kormad Madenciliğin kuvars madeninin kapasite artışı için verilen ÇED Gerekli Değildir kararı mahkemece iptal edildi.
Fotoğraf: AYÇEP
Özer AKDEMİR
Aydın
Son günlerde yeni bir maden projesi ile gündemde olan Latmos Dağında işletilen madenlerden birisinin kapasite artışına mahkeme “dur” dedi. Kormad Madencilik tarafından Aydın Söke İlçesi Karakaya ve Çavdar köyü arasında faaliyet gösteren kuvars madeninin kapasite artışı için verilen ÇED Gerekli Değildir kararı mahkemece iptal edildi.
HER TAŞI İLE KORUNMASI GEREKEN LATMOS YAĞMALANIYOR!
“Dünya üzerinde ender görülen jeolojik yapılardan birisi, 8500 yıllık kaya resimlerinden günümüze kadar birçok uygarlığın yurdu, fıstık çamları ve zeytincilik cenneti” gibi cümlelerle yan yana anılan Latmos (Beşparmak) Dağları, bu özelliklerinin ve güzellikleri yerine son yıllarda madencilikle gündeme geliyor. Dağın her tarafında faaliyet gösteren kuvars ve feldspat madenleri nedeniyle Latmos Dağı’nda çok ciddi bir doğa ve tarih kıyımı yaşanıyor. Madenciler son olarak “Dağın kalbi” denilen 1. derece arkeolojik sit alanı Çörlen Asarkale yaylasında işletme kurmak için çalışmaya başladı.
MADENİN KAPASİTE ARTIŞINA KÖYLÜLER DAVA AÇTI
Latmos’ta, tam da 8500 yıllık kaya resimlerinin yoğun olarak tespit edildiği Karakaya ve Çavdar köyleri arasında faaliyette bulunan Kormad şirketinin kapasite artış talebine geçtiğimiz yıl mayıs ayında Aydın Valiliği’nce “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildi. Bölgenin çevre düzeni planında “orman alanı”, “mera alanı”, “tarım arazisi ve zeytinlik”, “Önemli Doğa Alanı” gibi vasıflarla işaretlenen, 1. derece arkeolojik sit alanı ve etkileşim bölgesinin de bulunduğu alandaki bu kapasite artışına karşı yöre köylülerinden İhsan Garagöz ve Hüseyin Bilir tarafından dava açıldı.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDAN TESPİTLER
Dava sürecinde mahkeme tarafından bölgede yapılan bilirkişi keşfi sonrası hazırlanan raporda, proje tanıtım dosyasında önemli eksiklerin bulunduğu ve projenin çevresel etkilerinin açıklanması ile bu etkilerin en aza indirilmesi yönlerinden yeterli olmadığının altı çizildi. Bilirkişi raporunda ayrıca şu konulara da dikkat çekildi;
- Söz konusu etkinlikle sahadan sıyrılma, kazılma, delme, patlatma yoluyla önemli miktarda malzeme alınarak yükleme ve taşıma etkinlikleri yapılacağı ve birçok yerde pasa ve stok alanları oluşturulacağı için söz konusu etkinliklerin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileme potansiyeli bulunduğundan kamu yararına olmadığı,
- Yapılacak açık ocak madencilik faaliyetinin toz çıkaran faaliyetlerden olduğu,
- Açık ocak madencilik faaliyetlerinde rezerv hesaplamalarının hatalı olması,
- Açık ocak üretim faaliyetlerinde büyük önem arz eden ocak ve pasa şevleri stabilite analizlerinin olmaması,
- Faaliyet alanı içerisinde yapılacak çalışma ile bitki örtüsünün kaldırılacağı ve yeterli önlem alınmadığı takdirde, arazinin eğimli olması nedeniyle erozyon tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği, bu durum da çevre de toprak ve su rejimine zarar verebileceği,
- Madencilik faaliyet alanı olarak izni talep edilen alan ve 3 km'lik çevresinde hem 3573 sayılı Zeytincilik Yasası hem de 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu ile çelişmesi ve her iki kanunu ilgilendiren mutlak korunması gereken dikili tarım alanlarının ve bu bağlamda zeytinlik dikili tarım alan kullanımının olması nedeniyle, kesilecek ağaçların ve kaldırılacak orman örtüsü ve maki ile kızılçam ve fıstıkçamı florasından oluşan orman ekosistemine olası etkilerinin göz ardı edilmesi,
- Bitkisel toprak sıyrılması ve depolanması işleminin usulünde rüzgar ve su erozyonu riski için öngörülen tedbirlerin yeterli olmaması,
- Orman Yangınlarıyla Mücadelede etkin bir planlama söz konusu olmaması, talep edilen alanın ormancılık disiplini açısından telafisi mümkün olmayan eksikleri barındırdığı,
MADENİN İPTAL GEREKÇESİ; ZEYTİNLER, TARIM ALANLARI VE SU
Aydın 1. İdare Mahkemesi oy birliği ile “bilirkişi raporunun bir bütün halinde değerlendirilmesinden proje sahasının yakın çevresindeki zeytinlik alanlara, dikili tarım alanlarına, çevre, toprak ve su rejimine olumsuz etki edecek olması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır” kararına vardı.
Yine Aydın 1. İdare Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde aynı bölgede faaliyet gösteren Kale Maden işletmesinin de kapasite artışını iptal etmişti. Mahkeme madene verilen ÇED olumlu kararına karşı Çavdar Köyü eski muhtarı İhsan Garagöz tarafından açılan davada yine bilirkişi raporundaki tespitlerden yola çıkarak, “proje sahasının yakın çevresindeki zeytinlik alanlara dikili tarım alanlarına çevre, toprak ve su rejimine olumsuz etki edecek olması” gibi gerekçelerle ÇED olumlu kararını iptal etmişti.
LATMOS ŞİMDİLİK BİR BELADAN DAHA KURTULDU
Bu mahkeme kararları ile ilgili görüştüğümüz her iki davanın avukatı Hicran Danışman bir hafta içerisinde mahkemeden Latmos’a dair iki olumlu karar çıktığını söyledi. İki gün evvel de Kale Maden’e verilen ÇED Olumlu kararının iptal edildiğini aktaran Danışman, “Keşfe katılan çeşitli çevre derneği üyeleri yok edilecek sahayı gördüklerinde gözlerine inanamamıştı. Burasının yok edilmesi için akılsız vicdansız ve gelecek nesillere karşı sorumsuz olmak gerekir” dedi.
Doğaya, ormana, kurda-kuşa, zeytine - çama, insanların kadim geçim kaynaklarına, yaşamsal su kaynaklarımıza fütursuzca saldırılan bir dönemden geçildiğinin altını çizen Danışman şöyle konuştu; “Bu kararlarla Latmos (Beşparmak) şimdilik bir beladan daha kurtuldu. Bu başarı, mahkeme heyetinden bilirkişi heyetine, Aydın’daki çevre örgütlerinden namuslu bilim insanlarına kadar topyekün hepimizin başarısı. Ancak işimiz çok. Latmos’tan tüm talancıları temizleyeceğiz ve Latmos’un jeopark ilan edilmesini sağlayacağız.”