Filistin’in yanında olmak yalnızca sözle olmaz
ODTÜ'de gerçekleştirilen Rektörlük onaylı "Neden Filistin?" konulu panelde konuşan ODTÜ MEBİVA Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Cengiz Makas, “İsrail ile ticareti kes” diyemedi.
Fotoğraf: Evrensel
İrem TAÇYILDIZ
Zeynep YILMAZ
Ankara
Geçtiğimiz günlerde ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezinde (KKM) “Why Palestine / Neden Filistin?” konulu etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlikte, Filistin halkının haklı direnişini ve kültürünü dile getirmek isteyen Filistinli arkadaşlarımız tarafından da katkı sunuldu. Rektörlük onaylı panele öncelikle İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırılarını ve sivillerin görüntülerini içeren video klip ile başlandı. Ardından ODTÜ MEBİVA Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Cengiz Makas, Filistinli bir gazeteci ve Filistinli öğrenciler söz aldı.
Abdullah Cengiz Makas’ın konuşması yalnızca “Filistin halkı kazanacak” diyen ajitatif bir içeriği barındırıyordu. Konuşma içerisinde baskın olan vurgu “Filistin halkının yanındayız” söylemi olurken soykırımın son bulmasına dair herhangi bir yol çizilmedi. Böyle bir etkinlikte alınan sözün yalnızca vicdani bir nitelik taşıması şaşırtıcı olsa da çeşitli sorular bu şaşkınlığı giderecek bir yarık açtı.
Kamuoyunda Filistin için ses çıkaran, direnen sıra arkadaşlarımız gözaltına alınıp tutuklanırken; ODTÜ’de, rektörlük izniyle, Filistin üzerine bir etkinlik düzenlemek nasıl bir tutarsızlık teşkil ediyor? Peki bu etkinliği organize eden kişi ve kurumlar kim?
Abdullah Cengiz M. aldığı söz ile cevaplıyor soruyu ve etkinliğin MEBİVA sponsorluğunda yapıldığını açıkça dile getiriyor. MEBİVA, ODTÜ mezunlarını barındıran bir vakıf. Vakıfın sosyal medya hesaplarını incelediğimizde okul öğrencilerine yönelik iftar etkinliklerinden Erasmus+ projelerine, kimi bürokratlara yapılan ziyaretlerden iş adamlarıyla buluşmalara kadar çeşitli faaliyetler gerçekleştirildiğini görüyoruz. Sosyal medya hesaplarından çıkıp vakfın web sitesine göz gezdirdiğimizde bir nokta dikkatimizden kaçmıyor: Vakfın yönetim kurulu üyelerinin kimilerinin TUSAŞ, ERDEMİR gibi firmalarda yöneticilik yaptığını görüyoruz. MÜSİAD bünyesinde bulunan bu şirketler İsrail’e demir çelik ve hava araçları sağlayan firmalar olarak karşımıza çıkıyor.
İSRAİL İLE TİCARİ İLİŞKİLERİ KES
Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkilerini toplumun tüm tepkisine rağmen kesmediğinin gündeme gelmesiyle beraber duyduğumuz, önünde kamuoyunca çeşitli eylemler gerçekleştirilen MÜSİAD; iktidara yakınlığıyla bilinen iş adamların bir araya geldiği bir dernek olarak biliniyor. Bu dernek, Türkiye’nin İsrail ile ticaret hacminin çok büyük bir kısmını oluşturuyor. İsrail’in çimento, enerji gibi birçok ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan şirketler MÜSİAD’ın üyesi: Akçansa, Nuh Çimento, Tosyalı Holding, İÇDAŞ, Zorlu Holding...
Bunun yanı sıra vakıfta düzenlenen çeşitli etkinliklerde konuk olan İlhami Pektaş da göze çarpıyor. Kendisinin “zam mümkün değil” diyerek işçilerini sefalet ücrete mahkum eden Sarkuysan üzerine bir makalesi bulunuyor. Pektaş, bu şirketin bu sömürüyle büyüyen Sarkuysan’ın hikayesini bir “başarı hikayesi” olarak adlandırıyor.
Bu ilişkilerin ışığında, MEBİVA yönetim kurulu başkanı Makas’ın neden ağzına “İsrail ile ticareti kes” talebini almadığının, emperyalistlere karşı tek bir söz söylemediğinin yanıtı aydınlanıyor. Makas aynı safta olduğu emperyalistlere söz söyleyemiyor. Filistin için gerçekçi ve hedef odaklı bir tutum ya da reaksiyon almaktansa; insanların öfkesini, üzüntüsünü ve acısını tekrarlayan süslü cümlelerle sineye çekmeye, söndürmeye yönelik bir amaç taşıdığı anlaşılıyor.
Ülkemizde giderek dallanıp budaklanan bu bağlantıya sahip kişi ve kurumlardan Filistin halkı dahilinde dünya halklarına ve kardeşliğine dair samimi bir duruş beklemiyor, buradan ancak timsah gözyaşlarının çıkacağını biliyoruz.