23 Mayıs 2024 16:08

ECPMF koordinatörü Gürkan Özturan: Basın özgürlüğünde en kötü dönem yaşanıyor

Türkiye’nin basın özgürlüğü noktasında en kötü dönemini yaşadığını belirten Gürkan Özturan, Türkiye’ye medya özgürlüğü ve ifade hürriyeti önündeki engelleri kaldırma çağrısı yaptı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) İzleme Koordinatörü Gürkan Özturan, gazetecilere dönük baskıları Mezopotamya Ajansından Ferdi Bayram'a değerlendirdi. Türkiye’nin basın özgürlüğü noktasında en kötü dönemini yaşadığını belirten Özturan, medyanın büyük bir bölümünün tek bir görüş üzerinden yayın yaptığını ifade etti. Özturan, “Bu da medyadaki çoğulculuğu ve toplum nezdinde medya okuryazarlığını olumsuz etkiliyor. Dünyada en çok gazetecinin tutuklandığı ülke Türkiye’dir. Yasalardaki muğlak ifadeler, uygulamalardaki çarpıklıklar ve zorlayıcı uygulamalara baktığımızda yasal düzlemin sorunlu olduğunu söyleyebiliriz. Alt mahkemeler AYM kararlarını tanımıyor. İptal edilen kanun maddelerine rağmen aynı maddelere dayanarak soruşturma başlatıyor. Medya özgürlüğü acil müdahale (MFRR) kapsamında destek verdiğimiz gazetecilere de sorduğumuzda ülkede yasal düzenlemelerin yapılması yönünde görüş bildiriyorlar. Dolayısıyla hukuki düzenlemelere acil bir ihtiyaç var” dedi.

HABERCİLİK FAALİYETLERİ SUÇ SAYILDI

Medya özgürlüğünün haritası verilerine değinen Özturan, 2022’de 118 Kürt medya çalışanının hak ihlallerine uğradığını kaydetti. Özturan, saldırıların çoğunluğunda hukuki ihlallerin oluştuğuna işaret ederek, “Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve Erdoğan Alayumat süregelen baskının en yakın örnekleridirler. Yayımlamış olduğumuz bildirilerde her defasında hiçbir gazetecinin habercilik faaliyetleri neticesinde parmaklıklar ardında tutulamayacağının altını çizdik. Bu son örnek üzerine de 27 uluslararası medya özgürlüğü kuruluşu olarak Türkiye’ye gazeteciler üzerindeki baskıların kaldırılmasına dönük çağrıda bulunmuştuk” dedi.

"MEDYA ÇALIŞANLARINA SORUMLULUK DÜŞÜYOR"

Medya çalışanlarına da büyük bir sorumluluğunun düştüğünü söyleyen Özturan, şunları söyledi: “Öncelikle gazetecilerin ve medya çalışanlarının başlarına gelen her vakayı ilgili kurumlara raporlaması gerekiyor. Bu vakaları tespit eden meslek örgütleri, verileri derleyerek öne çıkan gelişmeler ışığında toplumsal tartışmaya öncülük etmesi lazım. Uluslararası kurumlar olarak sıklıkla Türkiye’de yaşanan ihlallere ve olumsuz gelişmelere dair ortak açıklamalar, raporlar, heyet ziyaretleri, duruşma takibi gibi faaliyetlerde bulunuyoruz. Şayet raporlarında yer alan sonuç ve önerileri takip eden siyasi gruplar buna dayanarak bir yasa tasarısı üzerine çalışmak isterse de yine kendilerine görüş vermeye açığız. Türkiye’ye medya özgürlüğü ve ifade hürriyeti önündeki engelleri kaldırma çağrısını yineliyoruz.” (MA)

ÖNCEKİ HABER

EMEP Milletvekili Sevda Karaca: İktidarın en büyük korkusu halkın örgütlü tepkisi

SONRAKİ HABER

Nuray Sancar: Barış, antiemperyalizm ve iş birlikçilerle mücadeleye bağlı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa