Sınırlandırılan alanlarımızı genişletmek istiyoruz!
Sosyal ortamların yok edilmesi baskıcı iktidarın uzantısı olan üniversite yönetimlerinin, özgür düşünceden ve eleştirel tartışmalardan ne kadar korktuğunun bir göstergesidir
Logo: Ankara Üniversitesi
Yaren ŞEKER
Efe KOÇDOĞAN
Ankara Üniversitesi
Güz döneminin sonunda Cebeci Kampüsü’ndeki kafeler, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin kapatılmaya başlandı. Bu durum kampüs yaşamını birkaç kafeye sıkıştırarak öğrencilerin üniversite kampüslerinde vakit geçirmesini engellemeye yönelik bir girişimdir. Amaç öğrencilerin derslere girip hemen okuldan çıkmasını sağlamaktır. Oysa biliyoruz ki bu mekanlar yeni fikirlerin filizlendiği, öğrencilerin bir araya gelip fikir alışverişinde bulunduğu, farklı görüşten insanlarla konuşarak toplumsal bilinçlerini geliştirdiği alanlardır. Bu sosyal ortamların yok edilmesi baskıcı iktidarın uzantısı olan üniversite yönetimlerinin, özgür düşünceden ve eleştirel tartışmalardan ne kadar korktuğunun bir göstergesidir.
BU BASKILAR KARŞISINDA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Öğrenciler olarak üniversite tercihlerimizi yaparken sadece akademik programların kalitesini değil, aynı zamanda kampüs yaşamını, sosyal imkanları, üniversite içi etkinlikleri ve kampüsün konumunu da göz önünde bulunduruyoruz. Ancak son dönemde bu unsurlar ciddi baskılarla karşı karşıya. Kafeteryaların kapatılmasıyla başlayan süreç, kampüsümüzün sosyal dokusuna ciddi zararlar vermeye devam ediyor. Eskiden İletişim Fakültesi’nin (İLEF) tanıtım fotoğraflarında gördüğümüz, öğrencilerin bedavaya sosyalleştiği çim alanları bile artık yok. Bu alanlarda oturmak, tartışmak, düşünce üretmek gibi en temel aktiviteler bile kampüste engellenmeye çalışılıyor. Kafeteryaların kapatılması, çimlerde oturmanın engellenmesi gibi uygulamalar, aslında daha geniş bir baskı politikasının parçasıdır. Ancak biz üniversite öğrencileri olarak, bu baskılar karşısında boyun eğmeyeceğiz. Üniversitelerimizin özgür ve demokratik yapısını korumak için mücadele edeceğiz. Sosyal yaşam alanlarımızı, özgür düşünce ve tartışma mekanlarımızı savunacağız. Elimizden geleni yaparak üniversitelerimizi yeniden özgür düşüncenin ve toplumsal mücadelenin merkezleri haline getireceğiz.