Nakba’nın 76. yılında küresel intifada
Filistin direnişini salt bir insanlık krizi olarak değerlendirmek bizleri eksik bir tahlille bırakıyor.
Fotoğraf: Pixabay
Bilkent Üniversitesi öğrencisi
Filistin’e karşı siyonist işgal ve soykırım politikalarının tarihsel olarak en çarpıcı mihenk taşlarından Nakba’nın 76. yılına giriş yaptık. Bir yandan İsrail’in kurulması olarak anılan bu tarih, bir yandan da 750 bini aşkın Filistinlinin zorla göç ettirilmiş olduğunu ve kendi topraklarına 76 yıldır geri dönememiş olduklarını hatırlatır. Yeni gelişmelerle Refah’a saldıran İsrail karşısında dünya çapında gençlik kesimleri tarafından büyük tepkiler yükseliyor. Direnişe destek sözleri edenler de yalnızca gençlik kesimleri değil. Tüm ticaret antlaşmaları bir yana, tek adam iktidarı bile söylem düzeyinde de olsa Filistin halkının yanında pozisyon alıyormuş gibi görünüyor, “insanlık dramı” söylemi her gün tekrar ediliyor. AKP de dahil olmak üzere, Filistin direnişini bir insanlık krizi olarak gösteren her sermaye iktidarıysa aslında emperyalist politikaların iş birlikçisi olmaya devam ediyor.
SİYONİZM YAHUDİ SERMAYESİNİN EMPERYALİST PROGRAMIDIR
Bu tabloya bakıldığında Filistin direnişini salt bir insanlık krizi olarak değerlendirmek bizleri eksik bir tahlille bırakıyor. Çünkü kapitalist üretim tarzının hayatta kalabilmek için yeni pazarlar keşfetmesi ve yeni kaynaklar elde etmesi tarih boyunca bir gereksinimi olmuştur. Filistin işgalinin üç çeyrek asırlık tarihi de bu kapsamın dışında tutulamaz. Bu gereksinim, kapitalizmin sistematik bir ihtiyacı olarak ancak sermaye ile ilişkisi olmayan bir mücadeleyle durdurulabilecek bir gerçekliktir. Filistin’den kampüslerimize, karşımızdaki, hepimizin canına susamış sermayedir. Filistin direnişine kazandıracak olan, her alanda sermaye sınıfının baskılarını ve onun sisteminin çelişkilerini ortaya çıkaracak bir teşhir ve (yalnızca sağduyu ve insanlık değerleri değil) bilimsel-ekonomik temellerle inşa edilen planlı mücadeledir. İdeoloji ve siyaset üstü değil, işçi sınıfının antiemperyalist programı ve siyasetiyle anlamlıdır direnişimiz.