Tüm yıldırma çabalarına rağmen şenliğimizi yapacağız
Bu soruşturmalar ilk değil, son da olmayacak. Baskı politikalarının amacı açık, muhalif sesleri bastırmak, mücadeleyi baskılamak ve kendi egemenliğini sürdürmek.
Fotoğraf: Evrensel
Kürşat AKINCI
ODTÜ
ODTÜ Rektörlüğünün Devrim Sahnesi yasağından ve bunun karşısında öğrenciler olarak ilmek ilmek ördüğümüz mücadeleden, günler süren direnişimizden geçtiğimiz Genç Hayat sayılarında da bahsetmiştik. Bölümlerimizde arkadaşlarımızla ördüğümüz forumlardan ODTÜ bileşenleri olarak yaptığımız toplantılara, Rektörlük önünde sürdürdüğümüz direnişten kitlesel eylemlere… Tüm imkanlarımızı değerlendirip kendi şenliğimizi örme kararını vermiştik. Bu sefer durum farklı. Rektörlük, geçtiğimiz süreçte “İnsanca yaşamak istiyoruz!” diyen öğrencileri tuttuğu soruşturma yağmuruna bir yenisini daha ekleyerek “Devrimsiz şenlik olmaz” diyen onlarca öğrenciye soruşturma açtı. “Şenlik devrim sahnesiz olmaz” eylemi adı altında bir haftadan bir yarı yıla uzaklaştırma cezası öngörülen suçlarımız değişiyor. Devrim Sahnesi talebiyle binler olarak eylem yapmak, bölüm bölüm fakülte fakülte dayanışmak, 270 saat Rektörlük önünde direnmek, kendi talebimizin arkasında bir mücadele vermek… Tabi soruşturma tebligatlarında böyle demiyor. Rektörlük Binası önünde izinsiz toplanmak, slogan atmak gibi suçlar ve Rektörlük binası önünde çadır ve stant kurarak alanı işgal etmek, binaya girişleri engellemek gibi suçlardan bahsediyor. Belki bizimle birlikte Moğollar’a da soruşturma açmak istiyordur, kim bilir… Neyse, gelin birlikte Fen Fakültesi öğrencileri bu soruşturmaları nasıl değerlendiriyor bakalım.
Biyoloji Bölümü öğrencisi bir arkadaşımız, “Zaten atanmış rektörden soruşturma açmasını çoğu öğrenci bekliyordu. Daha önce ‘Nitelikli Barınma ve Yemek İstiyoruz’ talepli basın açıklamasından sonra açılan soruşturmalar yeni sonuçlanmışken hemen başka soruşturmalarla bir sürü öğrenci karşı karşıya bırakıldı. İlk bakışta soruşturmalar her ne kadar 'Kampüsün huzurunu bozmak' bahanesiyle açılmış olsa da asıl amacın öğrencilerin kendi seslerini ve isteklerini duyuracak bir ortamı yaratma çabalarını engellemeye çalışmak olduğunu görmek pek de zor değil. Günlerce süren direniş nöbetinin ardından hala bizlerin ve bizlere destekte bulunan akademisyenlerimiz ve siyasilerin sesini ısrarla dinlemeyen Rektöre karşı artık uzlaşmak yerine kendi şenliğimizi kendimiz yapmak için çalışmalara başladık. Bu çalışmalar ODTÜ’lü öğrencilerin pes etmediklerinin ve hala mücadeleye devam ettiklerini göstermeleri açısından oldukça değerli” diyerek bu soruşturmaların gerçek yüzünü ortaya koyuyor.
SAVUNMALARINDA DA ARKADAŞLARIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ
Matematik bölümü öğrencisi Koray Topçu, “Belli ki Rektörlük, biz öğrencilerin daha insanî ve yaşanabilir bir ortamda eğitim görmemiz için taleplerimizi dile getiriyor olmamızın ‘tehlikeli’ bir durum olduğuna kanaat getirmiş ve bizlere bu soruşturmaları açıyor. UGT ve okulumuzun bileşenlerinin yayınladıkları açıklamalar ve yaptığımız eylemler, hakkımızı alabilmek için ortaya koyduğumuz kararlılığımızı ve çözüm arayışımızı yansıtıyor. Rektörlüğün açtığı soruşturmalar aslında bizi yıldırmanın ve korkutmanın aksine, haklılığımızı gösteren birer turnusol kağıtları gibi işliyor. Bu soruşturmalar karşısında biz ODTÜ Öğrencileri olarak kararlı bir şekilde duruşumuzu değiştirmeden hakkımızı aramaya devam etmeliyiz. Bizleri yıldırmaya çalıştıkları açıkça görülürken bir adım bile geri atmak Rektörlüğün açtığı bu soruşturmalarda başarılı olduğunu gösterir. Buna fırsat vermeden haklarımız için bir arada olmaya devam etmeliyiz.” diyor ve ekliyor: “Sürecin sonunda Devrim’de dilediğimiz gibi şenliğimizi yaptığımızda tüm bu emeklerin ve kararlılığın ne kadar doğru ve başarılı olduğunu daha net göreceğiz.”
Fizik Bölümünden 2. sınıf öğrencisi bir arkadaşımızsa “Rektörlük, birlikte örüp birlikte sürdürdüğümüz, ODTÜ’nün vazgeçilmez bir öğesi olan şenlik için son sözü söyleme hakkına sahip olduğunu düşünse de günlerce yaptığımız eylemlerle kararlılığımızı gösterdik.” diyor. Soruşturmaların öğrencilerin gözünü korkutmak ve iradesini zayıflatmak amacıyla açıldığını belirtirken “Böyle olsa bile bunun karşısında direnişimize daha güçlü devam edeceğiz.” diye vurguluyor. Açılan soruşturmaların geçerli bir dayanağının olmadığını ve bu eylemlerin anayasal bir hak olduğunu savunan arkadaşımız, “Tek başına kurtuluşun mümkün olmadığını biliyoruz. Savunmalarını verirlerken de arkadaşlarımızın yanında olacağız.” diye ekliyor.
REKTÖRLÜĞÜN BASKILARI TEK ADAMIN TUTUMUNUN YANSIMASIDI
Yaratılmaya çalışılan korku atmosferini değerlendirirken Fizik öğrencisi arkadaşımız, “Bu baskılar, diğer üniversitelere de dayanışma bilinci aşılayan ODTÜ’ye karşı tek adamın tutumunun yansımasıdır. Kendi zihniyetine uygun olmayan her şeyi baskılamaya çalışan tek adam ve yardımcıları, özellikle gençleri ve dayanışmanın örgütlendiği üniversiteleri susturmaya çalışmaktadır. Öğrencilerin temel yaşam ihtiyaçlarının sağlanması dahil her istemleri yok sayılmaktadır. Tüm yıldırma çabalarına rağmen haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, şenliği birlikte yapacağız.” diyor.
Bu soruşturmalar ilk değil, son da olmayacak. Baskı politikalarının amacı açık, muhalif sesleri bastırmak, mücadeleyi baskılamak ve kendi egemenliğini sürdürmek. Bir korku atmosferi yaratmak için estirilen bu baskı rüzgarının karşısında mücadele fırtınası estirmek bir ihtiyaç.