25 Mayıs 2024 01:30

Suç hastalarda mı sağlık sisteminde mi?

Sağlıkta şiddet vakalarının artışı, tıp öğrencilerinin eğitim koşullarının gerilemesi ve daha ekleyebileceğimiz birçok sorun kâr odaklı sağlık sisteminden kaynaklanıyor.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Öykü KORMAZ

İzmir Demokrasi Üniversitesi

 

Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı, uzun süredir tartışılan MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) üzerinde randevu bulunamaması problemine çözüm olarak onaylı randevu sistemine geçildiğini açıkladı. Randevu sisteminde yaşanan tıkanıklığın randevusuna gelmeyen hastalardan kaynaklandığı argümanına yaslanan bu yeni uygulamaya göre randevusunu bir gün önce onayladığı halde gitmeyen kişilerin 15 gün boyunca aynı bölümden randevu alması kısıtlanacak. Sağlık alanında yaşanan pek çok sorun gibi bu sorunu da sağlık sistemiyle ilişkisi içinde değil sorumluluğu sağlık çalışanlarına ya da bireylere yükleyerek ele alan bu anlayış tıp öğrencileri arasında da karşılık bulup bu yönde atılan adımlar desteklenebiliyor. Tıpkı sağlıkta şiddet probleminde olduğu gibi alınıp da gidilmeyen randevular söz konusu olduğunda da sorunu bireylerin bilinçsizliği, eğitimsizliği, düşüncesizliği veya açgözlülüğüne indirgeyerek açıklamak tıp öğrencileri arasında yaygın bir eğilim oluşturuyor. Oysa sağlık hizmeti almak isteyen kişilerin bu konudaki davranış biçimlerinin ve bilinç yapılarının da aslında toplumsal ilişkileri yansıttığı dolayısıyla sağlık sisteminin işleyiş biçimine göre şekillendiği gerçeği bir yana TTB'nin açıklamalarına göre randevu sisteminde yaşanan aşırı talepte alınıp da gidilmeyen randevuların payı Sağlık Bakanlığı’nın iddia ettiğinden çok daha düşük. 2023 yılında 850 milyon poliklinik randevusu sayısına oranla 81 milyon gidilmeyen randevunun sistemdeki tıkanıklığın baş sorumlusu olmadığı açık.*

ÖZEL SEKTÖRE OLAN DESTEK BÜYÜTÜLÜYOR

Sorunun kaynağındaysa insan sağlığına zarar veren yaşam ve çalışma koşullarıyla beraber AKP’nin iktidara geldikten sonra hayata geçirdiği Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla sağlık sisteminin ticarileştirilmesinin getirdiği kışkırtılmış sağlık talebi bulunuyor. AKP iktidarı boyunca kâr odaklı bir alan olarak yeniden yapılandırılan sağlık sisteminde koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin giderek zayıflatılması, basamaklı sağlık sisteminin ortadan kaldırılması, hastanelerin polikliniklerinde, acil servislerde yığılmayı beraberinde getiriyor. Bütün bunlara hekim sayısının yetersizliği ve mevcut hekimler arasında ağırlaşan yaşam ve çalışma koşullarından ötürü yurt dışına gitme oranlarındaki artış eklenince karşı karşıya olduğumuz tablo ağırlaşıyor. Üstelik tek adam yönetimi önümüzdeki dönem için de sağlık alanındaki sorunları çözmek bir yana daha da derinleştirecek politikalarını sürdürüyor.

2003 yılında Dünya Bankası’nın finansörlüğünde AKP'nin başlattığı Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla uygulamaya konulan neoliberal sağlık politikaları, bugün rasyonel politikalar olarak lanse edilen ancak esas olarak sermayenin çıkarlarını gözeten Şimşek’in ekonomi programının önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Enflasyonu halkın alım gücünü azaltarak ve sosyal harcamaları kısarak düşürmeyi hedefleyen bu programla beraber sağlık hizmetlerine bütçeden ihtiyaç duyulanın çok gerisinde pay ayrılırken özel sektöre olan destek büyüyor. Sağlık hizmetlerini halka ücretsiz olarak sağlanan bir kamu hizmeti olmaktan çıkarıp giderek daha fazla piyasaya açan bu politikalar, sağlık alanındaki sorunların kaynağının daha da güçlenmesine yol açarken bu sorunların onaylı randevu sistemi örneğinde olduğu gibi yüzeysel ve teknik düzenlemelerle aşılması mümkün değil. Üstelik çözüm olarak ortaya konulan bu uygulama hekimlerin iş yükünü azaltmayacağı gibi randevu hakkını kaybeden hastaların bu durumdan hekimi sorumlu tutmasına yol açarak hasta ve hekimin karşı karşıya geldiği, böylece sağlıkta şiddeti tırmanmasına yol açacak bir ortam yaratma tehlikesini de barındırıyor. Halkın nitelikli sağlık hizmetlerine ulaşmakta yaşadığı zorluklar, alınamayan randevular, ulaşılamayan tetkiklerle hekimlerin çalışma koşullarının ağırlaşması, sağlıkta şiddet vakalarının artışı, tıp öğrencilerinin eğitim koşullarının gerilemesi ve daha ekleyebileceğimiz birçok sorun kâr odaklı sağlık sisteminden kaynaklanıyor. Çözüm ise ancak bunlara karşı hekimlerin ve tıp öğrencilerinin diğer emekçi halk kesimleriyle sorunlarının ve çıkarlarının ortak olduğunu görerek birlikte mücadele etmesinden geçiyor.

*https://www.evrensel.net/haber/518556/ttbden-aciklama-iki-dakikada-bir-randevu-ile-saglik-olmaz

ÖNCEKİ HABER

Bu neyin normalleşmesi?

SONRAKİ HABER

ÇEDES liseli genç kadınlar arasında nasıl değerlendiriliyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa