Kıyılar sermayenin: Dev şirketlerden dev işgaller
Ücretlendirilmiş, yurttaşlara kapatılan sahil bölgelerinin tamamını derlemek imkansıza yakın olsa da ‘muktedirlerin’ gözü önünde gerçekleşen, Rönesans’tan Limak’a kıyı işgallerini listeledik.
Grafik: Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, geçtiğimiz günlerde kıyıların özel işletmeler eliyle kullanımının ücretli hale getirilmesine ilişkin ‘Denizler halkın’ uygulamasını duyurdu. Özhaseki’nin kıyıları işgal eden tüm kaçak yapıların yıkılacağı açıklaması akıllarda birçok soru doğurdu, ancak ilki şuydu: Kültür ve Turizm Bakanının kıyıları işgal eden otel zincirleri, madencilikten turizme ülkenin dört bir tarafını yağmalayan holdinglerin işletmeleri de yıkılacak mıydı, yoksa bu ‘temizlik’ çeşitli işletmelerle sınırlı mı kalacaktı?
Özhaseki, yakın tarihte yaptığı açıklamayla bu soru işaretlerini yok etti. Sahil şeritlerinin halka kapatılması ve fahiş fiyatlar alınması ile ilgili konuşan Özhaseki şunları söyledi: “Artvin'den Hatay'a doğru bir hilal çizin, bütün kıyıları denetliyoruz. Mafyavari tutumlarla sahil şeritlerinde, bazı bölgelerin işgal edildiğini görüyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Hukuk dışı yapıları, mevzuata aykırı tüm uygulamaları; bütün kaçak yapıları yıkacağız. Devletimiz muktedirdir, üzerine düşeni yapacaktır. Bunun temel prensiplerini, altyapısını bir 15-20 gün oluşturalım; nasıl hareket edeceğimizi, nasıl burada bir yol haritası izleyeceğimizi. Ondan sonra çıkıp, devam edeceğiz. Yaz boyunca herkes bunlara şahit olacak. Oteller belki en fazla kendi önüne şezlong atıyor. Ama oradan gelene geçene mani olmuyor. Denize girene bir şey demiyor. 3-4 kişi çökmüş, oraya büfemsi bir şey koymuş. Orada ufak tefek bir şey satıyor ama bir şezlonga git otur bak kaç lira istiyor. Ailesiyle gitmiş insanlar, nasıl bu işgalcilerle muhatap olsunlar?”
Özhaseki’ye göre sorun, yüzlerce metre sahil kıyısını kapatarak yalnızca müşterilerine açan otel zincirleri, denizin içine otel inşa eden lüks işletmeler, İstanbul’un göbeğinde Karaköy kıyılarını işgal ederek denizin dibine havuz yapanlar değil; 3-4 kişinin çöktüğü ‘büfemsi’ yapılar. Ancak durum, bu yaz kıyıların işgalden arındırılacağının garantisini veren, şüpheleri ‘Devletin muktedir olduğu’ açıklamalarıyla yok eden Bakan Özhaseki’nin çizdiği tablodan epeyce uzak. Çünkü 3 tarafı denizlerle çevrili Türkiye; 4 tarafı yağmacılar, 3 tarafı ise otel yıldızları ve tabelalarla çevrilmiş durumda. Ücretlendirilmiş, yurttaşlara kapatılarak ‘arındırılmış’ sahil bölgelerinin tamamını derlemek imkansıza yakın olsa da ‘muktedirlerin’ gözü önünde gerçekleşen, Rönesans’tan Limak’a kıyı işgallerini listeledik.
SICAK YAZ GÜNLERİNDE ‘EŞSİZ BİR DENEYİM’: KIYI İŞGALİ
Listenin başında Yediyol Holdinge ait olan Seven For Life Otelinin Bodrum kıyılarındaki işgali geliyor. Yediyol Holdingin en önemli gelir kaynaklarından biri her biri birer sürgün projesine dönüşmüş kentsel dönüşüm projelerine jeotermal enerji götürmek. Bunların başında Fikirtepe’deki kentsel dönüşüm projesi gelirken şirketin İstanbul’un 13 ayrı noktasında jeotermal enerji arama izni var. ‘Nix Beach’ isimli işletmeyle kıyıları işgal eden otel, Kuşadası Belediyesi ile anlaşarak belediye hizmet alanının 185 metrekarelik bölümünü kiraladı. Ardından özel plaj için alanı işgal etti. Ardından 5 yıldızlı otelin özel plajı için işletme ruhsatı düzenlendi. Otel, işletme ruhsatını aldıktan sonra sınırlarını biraz daha genişleterek neredeyse tüm sahile el koydu.
İktidarın en yakınındaki sermaye gruplarından Limak Holdingde de durum farklı değil. Limak’ın sahip olduğu Antalya’nın Aksu Lara’daki Limak Lara Deluxe Oteli uzun süredir işgale devam ediyor. Yalnızca bu otel de değil, ‘Limak’ın Limak International Hotels and Resorts’ sitesi boy boy kıyı işgali fotoğraflarıyla dolu.
Aynı bölgedeki bir başka otel işgali de AKP Milletvekili Hasan Özyer’in yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Özyer Grubunun Liberty Lara Oteli. Liberty Lara Oteli plajda otele özel kapattığı alanla Antalya kıyılarında, Liberty Kuşadası Otelinde ise Aydın kıyılarında işgali sürdürüyor. Bu işgalin fotoğraflarını da internet sitesinde ‘eşsiz deneyim’ ifadeleriyle paylaşıyor. Yurttaşların bu otellere ilişkin Antalya’da Belediyeye yaptığı şikayette ise AKP’li Aksu Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünden bu yapıların yıkımına karar verilse de ‘İş makinelerinin yetersizliği nedeniyle’ yıkım yapılamadığını bildirdi.
KIYI İŞGALİNİN GÖZDELERİNDEN: GALATAPORT
Şu an Galataport olan ve Karaköy’den Tophane’ye kadar uzanan 1200 metrelik sahil şeridi, 16 Mayıs 2013’te Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihale edildi. Doğuş Holding, 702 milyon dolarla ihaleyi kazandı. Doğuş bu ihaleyle bölgenin 30 yıllık işletmesini aldı.
Her sektöre elini atan holdinglerden bir başkasının kıyı işgali ise Datça’dan: Palaia Otel. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaptığı bir sözleşme çerçevesinde Datça’da ısrarlı biçimde kıyı işgalini sürdüren bu otel Tadım’a ait. Datça halkı uzun süredir bu işgale karşı nöbetler tutsa, şikayetlerde bulunsa da sonuç alamıyor. Otel sahipleri ise bu işgali saklama gereği dahi duymadan oteli şöyle tanıtıyor; “Lüks ve özel plajlı tatil rotanız”.
Tatil bölgelerinde bir başka işgal de Bodrum’da Göltürkbükü Cennet Koyu’nda 600 dönüm arazi üzerinde Mandarin Oriental’e ait devasa bir işgale sebep olan otel. Otel, Astaş Holding bünyesindeki Asta Cennetkoy Turizm ve İşletmecilik Şirketine ve Azerbaycanlı dev şirket Pasha Grubuna ait. Şirketler hisseyi yarı yarıya paylaşıyor. Koyun oldukça büyük kısmını kapatan bu dev otel, turizm devi Mandarin Oriental’in Türkiye’deki ilk oteli.
LİSTEYE AKP’LİLERİN KIYI İŞGALLERİ DE GİRİYOR
Antalya’nın Kaş ilçesinin AKP’li Eski Belediye Başkanı Halil Kocaer’in oğlu Mehmet B. Kocaer ile kayınbiraderi Hasan Bozca tarafından yapıldığı iddia edilen bir başka kıyı işgali de Hidayet Koyu’ndaki Blanca Beach. Kaş Orman İşletme Müdürlüğü bu işletmeye ilişkin 3 ayrı suç tutanağı düzenledi, pek çok dava açıldı. Yine oldukça lüks olan bu otel, koyun neredeyse tamamını şezlonglarıyla kapatıyor, dolayısıyla ‘Akdeniz’in incisi Kaş’taki bir başka koyu daha yurttaşların elinden alıyor.
Bir başka holding, bir başka kıyı işgali: Sinpaş’a ait Kızılbük Wellness Resort. Otel Sinpaş’ın internet sitesinde “Kızılbük GYO, Sinpaş GYO'nun 1974 yılından bu yana inşaat sektöründeki deneyimiyle Türkiye'nin ilk yaşam konseptli, ömür boyu tatil projesini hayata geçiriyor” ifadeleriyle tanıtıyor. Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan Kızılbük Koyu’nda Sinpaş GYO’nun inşa ettiği otelle ilgili ‘ÇED olumlu’ kararının iptaline ilişkin dava reddedilmişti. Bu şekilde Sinpaş iktidarın gözü önünde kıyı işgaline devam ediyor.
RÖNESANS, ALARKO... LİSTE UZUYOR
Muğla’dan bir başka kıyı işgali de Fethiye Hillside Otelle devam ediyor. Attaş Alarko Turistik Tesislerin yurttaşlara sunduğu bu işgal, Kalemya Koyu’nda otele özel sahille (Hillside Beach Club) devam ediyor. İktidarın favori inşaat devlerinden Rönesans’a ait Sunrise Quenn Otel de Antalya Manavgat’ta devasa yer kaplıyor.
Besa Grubunun Bodrum’daki projesi The Bo Viera da oldukça tepki çeken işgallerden. Projenin içindeki otel de Hilton’un Curio Collection markasına veriliyor. Proje, ruhsatsız, izinsiz ilave inşaat ve dolgular olduğu gerekçesiyle 2019’da mühürlenmişti. Daha sonrasında devam eden bu projeyle kıyı işgal edildiği gibi hafriyatlarla da kıyıda dolgu işlemi yapılıyor
EN ORGANİZESİ BAKANA YAKIŞIR
Listenin son maddesi ise Kültür ve Turizm Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un sahip olduğu ETS Tur’a ait oteller Maxx Royal ve Voyage’den geliyor. ‘Özel bir alan yaratan pavilion'lar plajlar işgal ediliyor otellere özel iskeleler yapılıyor. Maxx Royal’in en ünlü otellerinden Maxx Royal Belek Golf Resort yüzlerce metre sahili özel şezlong ve şemsiyelerle kapatarak kıyıyı işgal ediyor.