CHP işçiden ne istiyor?
"Uzun yıllardır CHP'yle yakınlığı eleştirilen DİSK, 14 büyükşehiri kazanan CHP karşısında daha da sessiz olacak gibi görünüyor. Çünkü 14 büyükşehir demek DİSK’e akacak on binlerce işçi demek"
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan bir işçi
Türkiye son yılların en tartışmalı yerel seçimlerini geride bıraktı. CHP uzun yıllar sonra yerel seçimlerde büyük bir kazanım elde etti. Bunda ülkede her geçen gün daha da derinleşen yoksulluğun payı önemli bir yer ediniyor. İşsizlik, ekonomik kriz vb. nedenler yoksullukla birlikte tüm toplumda geleceğe dair ciddi kaygıları büyütüyor. CHP kendisini yerellerde iktidara taşıyan bu kaygıya ne kadar uzaktan olduğunu yerel seçimler öncesinde ve sonrasında ortaya koydu//koymaya da devam ediyor.
Hatay ve İzmir gibi CHP’nin önde olduğu illerde ‘anket’ dayatması büyük tartışmalara yol açtı. Seçimlerin ardından bu tartışmalar ve tepkilere şeffaf bir açıklama getirmeyen CHP bürokrasisi, kendi içinde çatışmalara devam ediyor. Bunun izlerini özellikle son günlerde İzmir’de yaşanan işten atılan ve zorla görev yeri değiştirilen işçilerin yaşadıklarından görüyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay ve Eski Başkan Tunç Soyer’in arasında devam eden sürtüşmenin sonucu olarak ortaya çıkan bu tabloda işçiler işten atılıyor, kendilerine bilgi verilmeden görev yerleri değiştiriliyor, işsizlikle tehdit ediliyor. Konuyla ilgili medyada çıkan haberlerde atılan işçilerin bir umutla başladığı İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışma yaşamı, son derece nobran bir şekilde sona erdiğini görüyoruz. Atılan işçiler muhatap bulamazken, örgütlü sendikanın da “Bakacağız”dan öteye gitmeyen tavrıyla karşılaşıyor. Kendilerine bilgi bile verilmeden yeri değiştirilen işçiler, uzman olmadıkları, ne yapacaklarını bilmedikleri yer değişikliği kararlarıyla boğuşuyor.
Bu süreçte görüştüğümüz arkadaşlarımızın akıllarındaki ortak sorulardan biri şu: CHP işçiden ne istiyor? İzmir Büyükşehir Belediyesinde yetkili sendika olan DİSK/Genel-İş şubeleri, yaşanan bunca hukuksuzluğa karşı “Muhatap bulamıyoruz”, “Görüşmek için uğraşıyoruz” gibi bahanelere sarılmış durumda.
Çok uzun yıllardır CHP ile yakınlığı eleştirilen DİSK, 14 büyükşehir belediyesini kazanan CHP karşısında daha da sessiz olacak gibi görünüyor. Çünkü 14 büyükşehir demek DİSK’e akacak on binlerce işçi demek...
Bir yandan da açıklanan ‘kamuda tasarruf’ paketiyle kamuda esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, çalışma koşullarının ağırlaşacağı, zaten halihazırda fazlasıyla uzun olan çalışma sürelerinin daha da uzayacağı bir dönem biz işçileri bekliyor. Kendilerini ‘demokrasi aşığı’ ilan eden yerel yönetimlerin de ortak olduğu bu dayatmalara karşı işçilerin kendi öz iradeleriyle yürütecekleri mücadelelere ihtiyaç var. Uzlaşmacı tavırlar zaten sendikalara karşı güvensizliğimizi daha da derinleştiriyor. Bu yüzden ortaklaşacağımız her mücadele alanı, alınmaya çalışılan haklarımız için yürüteceğimiz her direniş daha da önem kazanıyor.