Özel okul öğretmenleri nöbette: Taban maaş, iş güvencesi istiyoruz
İstanbul’da taban maaş ve güvenceli çalışma talebiyle nöbet eylemi başlatan özel okul öğretmenleri talepleri karşılanana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
Andaç Aydın ARIDURU
Murat UYSAL
İstanbul
Özel okul öğretmenleri, İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere bazı kentlerde nöbet eylemlerine başladı. Ankara’da TBMM önünde, diğer illerde ise milli eğitim müdürlükleri önünde 18.00-22.00 saatleri arası nöbet tutan özel okul öğretmenleri, taban maaş uygulaması ve güvenceli çalışma talep ediyor. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının çağrısıyla başlayan nöbetle öğretmenler, talepleri karşılanıncaya kadar nöbet eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti. Nöbet eylemlerine Eğitim Sen şubeleri de destek veriyor.
10 AY ÖĞRETMEN 2 AY MARKET İŞÇİSİ
İstanbul’da nöbet tutan Sosyal Bilgiler Öğretmeni Mehmet 28 yaşında. 6 yılda birçok farklı kolejde, kurs merkezinde çalışmış. Düşük ücretlerden ve süreli sözleşmelerden yakınıyor. Kurs merkezlerinde genellikle 10 aylık sözleşmeler yapıldığını söyleyen Mehmet “10 aylık sözleşmeler demek 2 ay işsiz kalmanız demek. Bu 2 ay yaz aylarına denk geldiğinden başka bir yerde öğretmen olarak iş bulabilme ihtimaliniz de kalmıyor. Ev kirası, faturalar, ihtiyaçlarımız beklemiyor. Aldığımız eğitime yakışmayan işler yapmak zorunda kalıyoruz. Süreli sözleşmeli çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu BİM'de, Migros'ta, A101'de çalışıyor ya da fabrikalarda günlük işlere gidiyorlar” diye anlatıyor.
ÇAYCI, TEMİZLİKÇİ, BÜRO PERSONELİ GÖSTERİLİYORLAR
Çalıştıkları 10 aylık sürede de geçimin kolay olmadığını anlatan Mehmet, kurslarda ücretlerin genellikle asgari ücret civarında olduğunu söylüyor. Asgari ücret civarı ya da asgari ücretin altında maaş verilen kurslar olduğundan bahseden Mehmet, kurs patronlarının kimi branşlarda öğretmenlere 13-14 bin lira dayattığını anlatıyor. Mehmet “Öğretmenler kurslarda büro personeli, temizlikçi, çaycı olarak gösterilebiliyor. Bunlar elbette yasak. Ancak kurs patronlarının müdürlüklerde tanıdıkları var. Denetimler patronun odasında içilen çaydan ibaret. Pandemide online eğitim verilirken ben yüz yüze ders veriyordum. Part time gösterilen öğretmenler var. Bunu mesleğe başladığım yıllarda ben de yaşadım. Haftada 4 gün çalışıyordum ancak her gün 10 saat çalıştırılıyordum. Haftada 40 saat ediyordu. Buna rağmen part-time gösterilerek asgari ücretin altında ücrete çalıştırılıyordum. Ancak taban maaş uygulaması getirilirse, atamaların önü açılırsa bu sorunlar ortadan kalkabilir” diyor.
"ÇEKMECEMDE 50 TANE CV VAR"
Özel bir kolejde İngilizce öğretmeni olarak çalışan Evin Turgut da özel sektör öğretmenlerinin çalışma koşullarına dikkat çekerek “Çok düşük ücretlerle çok uzun saatler çalışıyoruz. Hemen hemen hiçbir özlük hakkımız yok. En ufak bir hak arayışımızda, en ufak bir itirazımızda gerçek anlamıyla kendimizi kapının önünde buluyoruz. O kadar çok işsiz öğretmen var ki, iki sene önce çalıştığım kurumda ek zam isteğime karşı okul kurucusu, ‘Şu anda çekmecemde 50 tane İngilizce öğretmenin CV'si var hocam. İstersen gidebilirsin’ demişti. Daha da acı olan ise o çekmecede değil 50, yüzlerce öğretmenin CV'si olduğunu biliyorum” ifadelerini kullanıyor.
"İTİRAZ EDEN, ÖRGÜTLENEN MİMLENİYOR"
Öğretmenlerin özel okullarda çalışmaktan başka çaresinin olmadığını anlatan Turgut bunu özel okul patronlarının da bildiğini söylüyor. Denetim eksikliğini de fırsat bilen patronların öğretmenlere gülünç ücretler teklif ettiğini anlatan Turgut “Merdiven altı dershanelerde 14-16 bin liraya çalışan arkadaşlarımız var. Öğretmenlerin çoğu zaman bunu kabul etmekten başka şansı kalmıyor. Keşke kabul edilmese ama insanlar bir yandan da yaşamak ve geçinmek zorundalar. Çok fazla öğretmen var ancak patronların hepsi bizden çok daha örgütlü. Hepsi birbirini tanıyorlar. İtirazlarda bulunan, örgütlenen, karşı duran ve etrafındaki öğretmenleri de örgütleyen öğretmenler mimleniyor ve bir daha iş bulamıyor” diye anlatıyor.
"GELECEĞİMİZ PATRONUN İKİ DUDAĞI ARASINDA OLSUN İSTEMİYORUZ"
Turgut sorunlarının çözümünü ise şu cümlelerle anlatıyor: “Tüm bu koşullara karşı tabii ki ilk talebimiz taban maaş hakkı. Yani kamuda çalışan meslektaşlarımızla eşit özlük haklara ve bilhassa eşit ücrete sahip olmak istiyoruz. 2014'e kadar bizim bir taban maaş hakkımız vardı ve kamudaki meslektaşlarımızla aynı maaşı alıyorduk. Kâr hırsı uğruna, eğitimin para babalarına, sermayedarlara peşkeş çekilmesi sonucunda bu hakkımızdan olduk. Bizler öğretmeniz ve hak ettiğimiz gibi yaşamak istiyoruz. İtibarımızı geri istiyoruz. Geleceğimiz, yaşam koşullarımız, taleplerimiz bir patronun iki dudağı arasında olsun istemiyoruz.”