29 Mayıs 2024 16:24

İzmir Tabip Odası: Sağlıkta sorunlar bitmiyor

İzmir Tabip Odası, Dr. Kamil Furtun’un 9. ölüm yıldönümünde yaptığı açıklamada sağlıkta şiddetin artmasına dikkat çekerek, etkin bir sağlıkta şiddet yasasının hayata geçirilememesini talep etti.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

İzmir Tabip Odası, sağlıkta yaşanan güncel sorunlara ve hekimlerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla İzmir Tabip Odası Prof. Dr. Orhan Süren Konferans Salonu’nda bir basın toplantısı düzenledi. Basın metnini İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt okudu.

Dr. Kamil Furtun’un 9. ölüm yıldönümünde sağlıkta şiddetin artmasına ve etkin bir sağlıkta şiddet yasasının hayata geçirilememesine dikkat çeken Özyurt, “Sağlıkta Dönüşüm Programı ve sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması sonucu oluşan ‘kışkırtılmış sağlık talebi’, hastayı müşteri, hekimi ucuz işgücü olarak gören anlayış, hekimleri ve hekimlik mesleğini değersizleştiren söylemler her geçen gün sağlıkta şiddetin artmasına neden oluyor. Etkin ve uygulanabilir bir sağlıkta şiddet yasasının tam olarak hayata geçirilemeyişi, sağlık kuruluşlarında yeterli güvenlik önlemlerinin alınamayışı hekimlerin yaşamlarından kaygı duyarak çalışmalarına neden oluyor. Sağlıkta şiddete, sağlıkta teröre ‘Artık Yeter’ diyoruz” dedi.

“EMEKLİLİĞE YANSIYACAK, TEK, ADİL BİR ÜCRET POLİTİKASI İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMALI”

SGK’nın emekli hekimlerin aylık kalemlerinden birisine gereken artış oranının yanlış hesaplama yapılarak fazla olması ve 1,5 yıl boyunca fazla ödeme yapılması gerekçesiyle emekli hekim aylıklarından yapılan kesintiye tepki gösteren Özyurt, “Hekimlerin maaşları farklı ödeme kalemleri üzerinden hesaplanmakta, temel maaş kalemi yanında ek ödeme için yıllara göre değişen uygulamalar bulunmaktadır. Hekimler için ‘aylık tek bir ücret hesabına’ dayalı maaş ödemesi yapılması durumunda bu tür karışıklar ve mağduriyetler ortaya çıkmayacaktır. Tüm hekimlere emekliliğe yansıyacak, insanca yaşam olanağı sağlayacak tek, adil bir ücret politikası için yasal düzenleme yapılmalıdır.”dedi.

Özyurt, asistan hekimlerin tekrar TUS'a girmesi durumunda mesleki bilgi puanlarının yüzde 5 oranında düşürülmesi kararının, eğitim hakkına yönelik ağır bir kısıtlama olduğunu vurgulayarak, bu kararın, uzmanlık eğitimindeki yetersizliklerden kaynaklanan sorunlar nedeniyle alındığını, sorunun çözümünün asistan hekimlerin koşullarının düzeltilmesi, uzmanlık eğitiminin aynı standartta, nitelikli hale getirilmesiyle sağlanacağını söyledi.

“HEKİMİN HAK ARAMA MÜCADELESİNDE BULUNMASI ANAYASAL HAKKIDIR”

İzmir’de bazı kamu hastanelerinde sendikal eylemlere katılan hekimler ve sağlık çalışanlarına cezai işlemler başlatıldığını söyleyen Özyurt, “Hekimin üyesi bulunduğu meslek kuruluşu veya sendikanın çağrısına uyması, bu amaçla hak arama mücadelesinde bulunması anayasal hakkıdır. Buna karşın idare tarafından uygulanmak istenen yaptırımlar adil değildir, hukuk ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.”dedi.

Aile hekimlerinin 13 haftadır her çarşamba günü yüksek vergi kesintilerine karşı sesini duyurmaya çalıştığı bilgisini veren Özyurt, “Yıl sonuna doğru yüzde 35’lere çıkan yüksek vergi kesintileri nedeniyle başlatılan bu eylemde aile hekimleri adaletsizliğe ve eşitsizliğe itirazımızı dile getiriyor" dedi.

"BU UYGULAMA KLASİK HEKİM-HASTA İLİŞKİSİ DIŞINA ÇIKMASINA NEDEN OLUYOR"

Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikle, uzaktan sağlık hizmetlerinin geri ödeme kapsamına alındığını söyleyen Özyurt, “Bu düzenlemeye göre, Sağlık Bakanlığı denetiminde, MHRS’den randevu almak suretiyle, Sağlık Bakanlığına bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında uzman hekim randevusu almak suretiyle verilen sağlık hizmetlerinin bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır.”dedi.

Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu’nun, bu uygulamanın hasta mahremiyeti, hasta-hekim güveni, özerklik, sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi ve yasal boyutlar gibi konularda sorunlar yaratabileceğine dikkat çektiğini söyleyen Özyurt, “Hali hazırdaki yönetmelik açısından değerlendirildiğinde, klasik hekim hasta ilişkisinin dışına çıkan bu uygulamanın, hangi kamusal ihtiyacı karşılayacağı; kamuda hekimlerin iş yükünü ne şekilde azaltacağı belli değildir. Uzaktan sağlık hizmetinin uygulanmasından kaynaklı eksiklik veya hata iddialarının hangi esaslara göre değerlendirileceği de belli değildir. Hasta tarafından kabul edilse dahi, hasta ve hekimin sesli ve görüntülü kaydının alınmasının ve bir sisteme kaydedilmesinin kişisel verilerin işlenme esaslarına ve hasta mahremiyetine aykırı bir durum yarattığı düşünülmektedir.” dedi.

Son olarak Özyurt, “Siyasi iktidarın uygulayıcısı olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı ülkemizde halk sağlığının korunması ve geliştirilebilmesi bir yana, sağlık hizmetlerine erişimi zorlaştırmakta, ülke kaynaklarının sağlık alanına egemen sermaye gruplarına aktarılmasına yol açmaktadır. Bu uygulamaların hekimler ve sağlık çalışanları açısından doğurduğu sonuçlar ise çoğalan iş yükü, artan tükenmişlik ve önlenemeyen şiddettir. İzmir Tabip Odası olarak en gencinden en kıdemlisine tüm meslektaşlarımızın yanında olmaya; topluma nitelikli, eşit, erişilebilir bir sağlık hizmeti sunulması için mücadeleye devam edeceğiz.”diyerek basın toplantısını sonlandırdı. (İzmir/EVRENSEL)

Reklam