31 Mayıs 2024 04:57

FHKC Uluslararası İlişkiler Sorumlusu El-Taher: İmha savaşına boyun eğmeyeceğiz

İsrail'in Gazze saldırılarını ve Filistin direnişinin durumunu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Maher El-Taher ile konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

İsrail, Birleşmiş Milletlerin en üst yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanının (UAD/ICJ) kararlarını tanımazken Filistin’deki katliamını Refah kentinde genişletiyor. Bir yandan da üniversitelerde, kent meydanlarında halkların Filistin’e destek hareketleri baskılara rağmen büyüyor, Filistin devletini daha fazla ülke tanıyor. Filistin’deki son gelişmeleri, Filistin direnişinin durumunu Emek Partisinin Ortadoğu Konferansının davetlisi olarak İstanbul’a gelen Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Maher El-Taher ile konuştuk. El-Taher ile söyleşimizin Arapça-Türkçe çevirilerini Kays Abbas ve Ali Karadaş gerçekleştirdi.

"‘DÜNYA BUNUN BİR İMHA OLDUĞUNU ANLADI"

Yakın zamanda İsrail Refah kampındaki çadırları bombaladı. Aynı süreçte Norveç, İspanya ve İrlanda Filistin’i “devlet” olarak tanıdı. Bir yanıyla Filistin’e destek büyüse de İsrail saldırılarını genişletmeyi sürdürüyor. Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

İşgal güçleri Refah’a girdikten ve Gazze’yi Mısır’a yani dünyaya bağlayan tek sınır kapısını işgal ettikten sonra Filistinliler başka bölgelere gitmek zorunda kaldı. Orada yeni kamplar oluşturdular. Lakin İsrail işgal devletinin uçakları yerlerinden edilmiş insanları da bombaladı. Bunlar aralarında çocukların ve kadınların bulunduğu, herhangi bir silaha sahip olmayan siviller vardı. Savaş uçakları imha amaçlı bombalamalar yaptılar. Onlarca Filistinli şehit oldu. Filistinliler bütün dünyanın gözleri önünde bir katliam daha yaşadılar. Uluslararası Adalet Divanının kararlarına uymayan işgal devleti Filistin halkına karşı böyle bir harekatı gerçekleştirdi. Bu noktadan sonra bütün dünya siyonist saldırganlığın savaşının normal bir savaş olmadığını, bir imha saldırısı yürüttüğünü ve kadın, çocuk bütün Filistinlileri yok etmeyi hedeflediğini anladı. Yaşanan insanlığa karşı bir suçtur.

"DAHA FAZLA DEVLET FİLİSTİN’İ TANIYACAK"

İsrail, UAD’ın hiçbir kararına uymayacaklarını ifade etti. Sonrasında da bu saldırıyı başlattılar. Bütün dünyada bu imha savaşına karşı bir şeyler yapmak gerektiğini düşüncesinin olgunlaştığı bir süreçte Norveç, İspanya ve İrlanda Filistin devletini tanıdı. İlerleyen zamanlarda başka Avrupa ülkeleri de Filistin devletini tanıyacak. Çünkü Filistin sorununun çözüme ulaşmasını istiyorlar. Biz Filisin halkı olarak, Filistin’de mücadele eden hareketler olarak Norveç, İspanya ve İrlanda’yı verdikleri bu karardan dolayı kutluyoruz. Filistin sorunu uluslararası bir sorun, çözümü de bütün dünyanın içinde olduğu bir süreç olacaktır. Bizler bütün haklarımız tanınana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Halkların ve insanlığın düşmanı ABD ve uluslararası emperyalist güçler tarafından desteklenen İsrail’e karşı mücadeleye devam edeceğiz. Geçenlerde bir gösteride kardeş Türkiye halkının ve sol güçlerin Filistin halkının yanında durduklarını ve desteklerini buna karşılık siyonistlerin saldırganlıklarını reddeden sloganlar attıklarına şahit olduğumda gerçekten mutlu oldum. Buradan Türkiye halkını selamlıyorum.

Şüphesiz ki Uluslararası Adalet Divanının kararları ve Filistin devletinin tanınması, dava için olumlu kararlardır. Alınan bu kararlar, siyonist yönetimin bir çeşit izolasyon yaşadığını gösteriyor. Bu kararlar aynı zamanda siyonist varlığın faşist ve Naziler gibi ırkçı bir imha savaşı yürüttüğünün bütün dünya tarafından fark edildiğini gösteriyor.

"EŞİTSİZ KOŞULLARA RAĞMEN DİRENİŞ DEVAM EDECEK"

Şu an Gazze’de yaşam koşulları ve Filistin direnişinin gücü ne durumda?

Gazze’de yaşam şartları kelimenin tam anlamıyla felaket. Çünkü alt yapı tamamen yok edildi. Okullar ve hastaneler bombalandı. Konutların yüzde 60’tan fazlası imha edildi. Bu yönüyle Gazze’de eşi benzeri olmayan bir facia yaşanıyor. Siyonizmin hedefi Gazze’yi yaşanılabilir bir yer olmaktan çıkarmak. Çünkü Gazze’de yaşayan halkı göç ettirerek insansızlaştırmak istiyor.

Filistin halkı kararlı bir şekilde ayakta duruyor. Daha önce yaşanmamış bir trajedi yaşamalarına rağmen direnişi desteklemeye devam ediyor. Filistin direnişi ve direniş örgütleri güçlü durumda. İşgale karşı durmak dışında bir seçenekleri mevcut değil. İşgal güçlerine karşı operasyonlarımız sürüyor. Birkaç gün önce azımsanmayacak sayıda İsrail askeri öldürüldü ve esir alındı. Filistin direnişi Gazze’de; doğuda, kuzeyde ve güneyde yani bütün bölgelerde savaşmaya ve işgale karşı karşıya gelmeye devam ediyor. Sorunumuz uçaklarımızın, uçak savarlarımızın ve gelişmiş silahlarımızın olmaması. Siyonist ordu ise özellikle ABD tarafından sağlanan en gelişmiş silahlara sahip. ABD aynı zamanda karadan, denizden ve havadan destek veriyor. Onun uçaklarıyla imha savaşı yürütülüyor. Bütün bu dengesizliğe karşın mücadeleye devam edecek ve boyun eğmeyeceğiz.

Hafta sonu katıldığınız Uluslararası Ortadoğu Konferansında “Filistin ulusal yönetiminden” söz etmiştiniz. Burada neyi kastediyorsunuz?

Uluslararası toplumun imha savaşını durdurmak için, siyonist varlığın UAD kararlarına uyarak soykırımı durdurması için elle tutulur somut adımlar atmasını istiyoruz. Uluslararası toplumu, ABD’ye karşı, bu imha savaşına katılmaması ve bütün desteğini kesmesi için baskı uygulamaya çağırıyoruz. Ayrıca Filistin halkının bütün haklarını ve Filistin devletini tanımasını, Birleşmiş Milletlerin kararlarını ayaklar altına alan ve uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail’in topraklarımızdan çekilmesini talep ediyoruz.

"SOLUN FİLİSTİN’DE GÜÇ KAZANMASI İÇİN ÇABA GÖSTERİYORUZ, DAYANIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR"

Filistin’de sol hareketin Filistin direnişi üzerindeki etkisi geçmişe kıyasla zayıflamış durumda. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Bunu değiştirmek için bir programınız var mı?

Sol hareketler genel anlamda uluslararası arenada zayıfladı. Sovyetler Birliği ve sosyalist ülkeler çöktü. Bu durum Filistin sahasındaki sol hareketlere de yansıyarak zayıflattı. Lakin bütün bu gelişmelere rağmen Filistin solu sahada önemli bir rol oynuyor. Biz Ebu Ali Mustafa Tugaylarıyla İsrail’e karşı alanda savaştayız. Çok sayıda şehit verdik ve düşmana çok sayıda kayıp verdirdik. Ancak şunu itiraf etmek gerekir ki geçmişe nazaran bir zayıflama olduğu bir gerçek. Bunun özel ve genel sebepleri var. Solun Filistin’de ve bölgede güç kazanması için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz. Türkiye’deki, bölgedeki ve dünyadaki sol hareketlerle dayanışma ve yardımlaşma içinde olmamız gerekiyor. Birliğimizi ve güçlerimizi birleştirerek bölgede ve dünyadaki gelişmelere daha etkin bir şekilde müdahale etmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Makam odasında silahlarını sergileyen hakim Tabur hakkında soruşturma

SONRAKİ HABER

“Türkiye’nin güvenlik sorunu köpekler değil, iktidarın düşmanlaştırıcı dili ve yok etmeye odaklı politikalarıdır”

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa