30 Mayıs 2024 15:45

“Türkiye’nin güvenlik sorunu köpekler değil, iktidarın düşmanlaştırıcı dili ve yok etmeye odaklı politikalarıdır”

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın köpek katliamı yasasına dair sözlerine tepki göstererek; "Türkiye’nin güvenlik sorunu köpekler değil, iktidarın düşmanlaştırıcı dilidir" dedi.

Fotoğraf: Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi

Paylaş

 

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Mayıs’ta sokakta yaşayan köpeklerin tecrit ve katliamını içeren yasa tasarısına dair TBMM’de sarf ettiği sözlere tepki göstererek bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı erdoğanan yasa ile ilfili tehditkâr sözlerinin, hayvan hakları savunucuları tarafından kabul edilemez bir hal aldığı belirtilen açıklamada; “Tasarının gündeme getirildiği gün başladığımız, bir haftadır Türkiye’nin farklı illerinde devam eden #SokaktayımYanındayım direnişimiz ve nöbet alanlarımız çok daha gür bir sesle “merhamet değil, adalet istiyoruz” sloganlarıyla yankılanacaktır. Köpekler tam da bu gündemde, iddia ettiğiniz gibi ulusal güvenlik sorunu değil, özgür yaşama hakkı mücadelesinin simgesidir” denildi.    

“MERHAMET DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dün TBMM’de hazırladıkları yasa tasarısına dair, “Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın, ders vermeye kalkmasın. Sokakta yaşayan köpekleri barınaklarda toplayacağız, hayvanseverlerin hepsini sahiplenmesi halinde 'sonraki adıma (öldürmeye) gerek kalmayacak,” sözleri hatırlatılan açıklamada; “Bu ithamkâr tehdide karşı söyleyecek çok sözümüz olmasına rağmen, her şeyden önce şunu vurgulamaktan başka çare göremiyoruz: Biz merhamet değil, adalet istiyoruz! Köpekler sizin ve kimsenin merhametine kalmasın, adalet bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak keyfi talimatnameler arasında kaybolmasın diye “hak” savunuculuğu yapıyoruz. Tüm köpeklerin hapsedilmesi, sahiplenilmeyenlerin öldürülmesi, bir hukuk devletinde asla meşru bir uygulama olarak gösterilemeyeceği gibi, köpeklerin gözden ve insandan ırak alanlara hapsedilmesi de “güvenli sokaklar vaadi” olarak sunulamaz! Çünkü biliyoruz ki çocuk istismarcıları, hayvan katilleri, kadın, LGBTİ+ cinayeti failleri, hepsi yatarı olmayan göstermelik hapis cezalarıyla, iyi hal indirimleriyle “sayenizde” aramıza salınmaya devam ediyor. 2021’de mevcut kanunun güncellemesinden sorumlu olan AKP’li vekiller, ceza alt sınırının artırılmasına yönelik tüm taleplerimizi bilinçli olarak reddettiği için sokaklar artık kimse için güvenli değil!

“TOPLAMA MERKEZLERİ PROJELERİYLE KİMLERİN CEBİNİ DOLDURMAYI PLANLIYORSUNUZ”

Diğer taraftan, Türkiye'de sokakta yaşayan hayvanları gerektiği gibi yaşatmak için yıllardır elini taşın altına koymayan devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin yapmadıklarını, hayvan severler ve hayvan hakkı savunucularının, ekonomik ve fiziksel tüm zorluklara rağmen, kısıtlı imkanlârı dahilinde yapmaya çalıştığının altı çizilen açıklamada; “Biz elimizi taşın altına yıllardır koyuyoruz. Barınaklara hapsetmeyi planladığınız köpekleri, zaten evleri ağzına kadar dolu olan hayvanseverlerin kurtarmasını beklemeniz, hayvanlarla birlikte hayvanseverleri de bir kez daha hedef tahtası haline getirmenizin bir başka örneğidir. Sorumsuzluğunuzun, kanuna aykırı fiillerinizin ve ihmalkârlığınızın yükünü omuzlarımıza yıkamazsınız. Dev barınaklar kurmak için ihaleler açtığınız rant devşirme planlarınızı, köpekleri ve hayvanseverleri ezerek hayata geçiremezsiniz. Ormanları ranta açacak toplama merkezleri projeleriyle kimlerin cebini doldurmayı planlıyorsunuz, açıklayın” denildi.

“HALİHAZIRDA TÜRKİYE’DE 1389 BELEDİYENİN 1130’UNDA GEÇİCİ BAKIMEVİ YOK”

Erdoğan ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın tasarı ile "Belediyelere bakımevi açma zorunluluğu getirilecek" dediğine işaret edilen açıklamada; “Bu açıklama en hafif tabiriyle halkı küçümsemektir. Geçici bakımevi açma ve kısırlaştırma zorunluluğu 5199 sayılı kanunun çıktığı 2004 yılından beri var. Yasanın güncellendiği 2021 yılında da, nüfusu 25 bin ile 75 bin arası olan belediyelere 31 Aralık 2024, 75 binin üstündekilere ise 31 Aralık 2022'ye kadar bakımevi kurma zorunluluğu getirilmişti. Peki ne oldu? 22 yıldır, hatta son üç yıldır bir adım öteye dahi gidilemedi: Halihazırda Türkiye’de 1389 belediyenin 1130’unda geçici bakımevi yok.

Birçok belediyede Veteriner İşleri Müdürlükleri bile yok. Varolanların çoğu kısırlaştırma ve rehabilitasyon görevlerini yapmadığı gibi, köpekleri dağ başlarına, ormanlara, çöplüklere atarak köpek nüfüsunun artmasına, açlık ve susuzluktan travmatize olmalarına neden oluyorlar. En yakını, Cumhurbaşkanı tarafından örnek gösterilen Konya Barınağı olmak üzere Türkiye’nin neredeyse tüm barınakları, belediye çalışanları eliyle ve başkanların talimatlarıyla köpekleri kapalı kapılar ardında işkenceyle öldürüyor, hastalık ve açlık sonucu ölmelerine göz yumuyor. 22 yıldır barınaklarda türlü şekillerde katliam yaşanırken, şimdi milyonlarca köpeğin hapsedilmesi durumunda, yeterli bakım sağlanacağına, veteriner hekim istihdam edileceğine bize kimse inandıramaz. “Lüks barınaklar” dahi kursanız, en temel haklardan birini tecrit ile ihlal etmiş olacaksınız” ifadelerine yer verildi. 

“ ‘KUDUZ RİSKİ’ SÖYLEMİYLE KAMU ALGISINI DEZENFORMASYONLA YÖNLENDİRMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ”

”Sokak köpeklerini, insan şefkatinden ve erişiminden uzak ölüm kampı barınaklara hapsetmek, hatta öldürmek için türlü kılıflar aradığınız bugünlerde, yalan yanlış bilgilerle halkı kandırmaya devam ediyorunuz: Bu kez de “kuduz riski” söylemiyle yurttaşlar arasında korku salmayı hedefleyerek kamu algısını dezenformasyonla yönlendirmeye çalışıyorsunuz” denilen açıklamada şöyle denildi; “Oysa Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi üyeleri basına verdikleri demeçlerde Türkiye’de kuduz hastalığının artmasıyla ilgili hiçbir bilimsel veri olmadığını vurgulayarak, bu söylemin hayvan düşmanlığını körüklemekten başka hiçbir işe yaramadığını söylüyor.

Dahası, bugün ülkede başka hiçbir ekonomik, siyasi ve sosyolojik sorun yokmuşcasına, açlık sınırında yaşamıyormuşuz gibi, barınma en temel sorunlarımızdan biri değilmiş gibi, sokak köpekleri Türkiye’nin en önemli sorunu olarak lanse ediliyor, koskoca mecliste günlerdir sokak köpekleri konuşuluyor. Geçinemiyoruz, barınamıyoruz ama en büyük sorunumuz sokakta yaşayan köpekler, öyle mi?​”

”YASA 22 YILDIR NE BAKANLIK NE DE BELEDİYELERİNİZ TARAFINDAN UYGULANMADI”

Yasanın 22 yıldır ne bakanlık, ne de çoğunluğu iktidarınıza bağlı olan yerel yönetimler tarafından uygulanmadığı vurgulanan açıklamada; “Bu gerçeğini halktan gizlemenizi, köpekleri ve hak savunucularını canavarlaştırarak toplumu kutuplaştırılmanızı kabul etmiyoruz. Biz, yıllar önce atıfta bulunduğunuz “Beyaz Türkler” değil, halkız! Köpekleri mahallelerimizde yaşatmaya çalışan insanlarız. Herkes için adil, yaşanabilir bir dünya isteyenleriz, yüzyıllardır olduğu gibi bugün de sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamak isteyenleriz. Barınaklarda yıllardır açlıktan, pislikten, bakımsızlıktan yaşamını kaybeden binlerce köpeğin hesabını soranlarız. Biz, yasa uygulansın, etkili kısırlaştırma yapılsın, sokaklar herkes için güvenli hale gelsin isteyenleriz" denildi.

“HAYVANLARA AYIRACAĞINIZ BÜTÇEYİ ŞATAFATA HARCADINIZ”

"Çözüm çok açıkken ve yıllardır size dosyalar halinde sunulurken; kısırlaştırma, rehabilitasyon ve yerinde yaşatma uygulanabilecekken, buna ayıracağınız bütçeleri makam arabalarınıza ve şatafatlı aksesuarlarınıza harcadınız" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Savurganlığınızın sonuçlarını, köpekleri düşmanlaştırarak örtemezsiniz. İlkesizliğinizin bedelini hayvanseverlere ödetemezsiniz. Hayvanları hapsederek sokakları güvenli kılamazsınız. Aksine, toplumsal bellekte kara bir leke yaratırsınız. AKP hükümeti olarak İsrail ile ticareti bir yandan sürdüren, diğer yandan Filistin halkının yanındaymış gibi yaparak rol çalmaya çalışıyorsunuz. Bir taraftan merhamet sözcüğünü dilinizden düşürmezken, diğer taraftan tecrit ve öldürme planlarınızla köpeklere ve hak savunucularına sopa göstermeye devam ediyorsunuz. Türkiye köpeklerin İsrail’i olmasın demek için döküldüğümüz sokaklarda, duymanızı istediğimiz sözlere daha fazla kulak verirseniz, sağduyunun ve bilimin çağrısını işiteceksiniz. Bu ses size, 20 yıldır yerine getirmediğiniz sorumlulukları hatırlattığı gibi, elinizde tuttuğunuz yetkileri yaşamdan yana kullanmanızı da haykırıyor." 

“SOYKIRIMA HAYIR, KÖPEK KATLİAMINA HAYIR!”

Yasa tasarınısına karşı mücadelenin süreciği belirtilen açıklamada; "Biz hayvan hakları aktivistleri olarak, tam da tüm canlılar için yaşamı savunduğumuz için, herkes için şiddetsiz bir dünya istediğimiz için köpeklerden değil, gerçek sorumlulardan hesap sorulmasını istiyoruz. Sokakta yaşayan hayvanlara dönük nefret sadece onların değil, hepimizin hak ve özgürlükleriyle ilgili bir sorundur!

Soykırıma hayır, köpek katliamına hayır! Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin” denildi. (HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

FHKC Uluslararası İlişkiler Sorumlusu El-Taher: İmha savaşına boyun eğmeyeceğiz

SONRAKİ HABER

Kaplan davasındaki gizli tanık yakalandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa