Av. Ömer Taş: 1 Mayıs iddianamesi usullere aykırı şekilde hazırlandı

Eylem NAZLIER
İstanbul

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Saraçhane’den Taksim’e yürümek isteyenlere yapılan operasyonlarda, gözaltına alınıp tutuklananlar hakkında üç ayrı iddianame hazırlandı. Onlarca kişi hakkında kasten yaralama ve görevi yaptırmamak, kamu malına zarar gibi gerekçelerle hapis cezaları istendi. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Üyesi Avukat Ömer Taş iddianamenin usullere aykırı şekilde hazırlandığını ifade etti.

İbrahim Kaypakkaya fotoğrafları gerekçe gösterilerek arama noktasında gözaltına alınıp tutuklanan 17 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama”, “Terör örgütü propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek” suçlarından ceza istendi.

Ev baskınlarıyla gözaltına alınıp tutuklanan 42 kişi hakkında ise iki ayrı iddianame hazırlandı. İddianamelerde “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama”, “Kasten yaralama”, “Kamu malına zarar verme” suçlarından ceza istendi. 42 kişi hakkında hapis cezası talep edildi.

"AYM KARARINA UYULMADI"

Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Taksim’e geçişlerin yasaklandığına dikkat çeken Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Üyesi Avukat Ömer Taş, “Bu aşamada hukuki nitelendirme yapmak maalesef çok yerinde değil çünkü siyasi bir karar” dedi.

Yapılan usulsüzlüklere de değinen Taş, polisin yasaklama kararını göstermeden direkt biber gazıyla müdahalesinin söz konusu olduğunu belirtti. Taş, “Şu an dosyada yargılanan çoğu müvekkilimiz refleks olarak, tepki niteliğinde sayılacak fiillerle yargılanıyor” diye konuştu.

İddianamede ‘Kasten yaralama’ suçunun yer aldığını söyleyen Taş, suç unsurlarının oluşmadığını belirterek, “Buna ilişkin bir tespit yapılmadığı için direkt bu suçlama orada yer alan herkese yönlendirilmiş. Dolayısıyla iddianamede yer alan herkes ayrı ayrı kasten yaralama ve kamu malına zarar verme suçlamasıyla yargılanacak” ifadelerini kullandı.

"TEK MAKUL KARAR 3 TAHLİYE"

Gözaltı ve tutuklamaların üç dalga şeklinde geliştiğini hatırlatan Taş, “Son gözaltı sürecinde 27 müvekkilimizin tamamı tutukluluğa sevk edildi ve tamamı tutuklandı. Savcılık son tutuklamaya ilişkin 3 kişinin öğrenci oldukları için ve dosyanın geldiği aşama, mevcut delil durumu, tutuklama kararının gereksiz kalacağı sebebiyle tahliyelerini istedi. Aslında bu yargılama aşamasında verilen tek makul karar bu. Ancak bunu tüm müvekkiller için istemesi gerekiyor. Çünkü bizim normalde itiraz yaptığımızda öne sürdüğümüz gerekçeyi zaten savcılık kabul etmiş. Böyle bir hukuksuzluk ve eşitsizlik de var” dedi.

"GEÇMİŞ DAVALAR GEREKÇE GÖSTERİLDİ"

Tutuklananların geçmişte beraat ettiği davaların bile tutuklanma kararına gerekçe gösterildiğine dikkat çeken Taş, “6 kişi için ‘Aynı zamanda ceza dosyaları olduğu için tutuklanmalarını talep ediyorum’ diye bir bilgi göndermiş savcılık. Aslında bu müvekkillerin tutuklanmaması yönünde bizim gerekçemiz olabilirdi. Çünkü halihazırda bir ceza dosyası olan ve bu yüzden yurt dışına kaçmamış veya kaçak olmayan kişi niye bir soruşturma veya ceza tehdidiyle karşılaştığında kaçsın ki?​” diye konuştu.

Tutuklama kararlarının hukuka aykırı olduğunu dile getiren Taş, şöyle devam etti: “Biz avukatların savunmaları dahi dinlenilmedi. Her müvekkil üzerinde farklı değerlendirmeler yaptık ancak usul ve yasaya aykırı kararlar verildi. O yüzden siyasi bir karar olduğu için hukuki nitelendirme yapmak da maalesef çok yerinde değil. Biz tabii ki devamındaki süreçte hem tutukluluğa hem adli kontrol kararına karşı itirazlarımızı yapıyoruz. Müvekkillerimiz yine bu aşamada işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığı için bunlara ilişkin suç duyularını yapıyoruz.”