Bakırhan ve Zana Hakkari'ye gidiyor
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve siyasetçi Leyla Zana, kayyum atamasına karşı Hakkari'ye gidiyor.
Fotoğraf: MA
İçişleri Bakanlığı tarafından Hakkari Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Akış'ın görevden alınarak yerine kayyum atanmasına yönelik tepkiler sürüyor. Hakkari Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın duruşması polis ablukasında başladı. Akkış, "Bu yargılamanın siyasi olduğunu biliyorum" dedi.
Duruşma sürerken bir yandan da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırkan ve siyasetçi Leyla Zana Hakkari'ye gidiyor. MA'nın aktardıklarına göre, saat 13.00'te kent girişinde olması beklenen Bakırhan ve Zana'nın kentteki kalabalık tarafından karşılanması bekleniyor.
Bakırhan ve Zana karşılamanın ardından kitle ile birlikte kent merkezine doğru yürüyüş gerçekleştirecek.
Öte yandan birçok siyasi parti temsilcisi, kayyım atamasına karşı Hakkari halkıyla dayanışmak için kentte geldi. EHP Genel Başkanı, Hakan Öztürk, SYKP Eş Genel Başkanı Feray Yılmaz Mertoğlu, ESP Eş Genel Başkanı Beycan Taşkıran ve SODAP Temsilcisi Orhan Kok, "Beraber hareket edersek bu kaderi değiştirebiliriz" mesajı verdi.
"HAKKARİ VE İZMİR EŞİT Mİ?"
EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Kürtlerin seçme ve seçilme haklarının gasp edildiğini söylerken "Bu dünyanın neresinde var? Latin Amerika'da mı var, Afrika'da, Asya'da ya da Avrupa'da mı var? Bu nereden örnek alınan bir uygulamadır? Ayrıyeten Kürt halkı her seferinde bir 'sorun' olduğunu dile getiriyor, fakat herkesin dilinde bir 'kardeşlik' serüveni var. Türkiye'de şu an Hakkari ve İzmir eşit mi? Değil. Ama İzmir ve Hakkari'nin eşit olması gerekiyor, Hakkarili olan insanlar bu ülkenin yurttaşları değil mi? Anayasa haklarına sahipken Hakkari halkına yapılan bu uygulama ne? O açıdan bütün Türkiye toplumunun buna ses çıkarması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"HİLELERLE KAZANAMADIKLARI BELEDİYEYİ BU YOLLA ALAMAZLAR"
SYKP Eş Genel Başkanı Feray Yılmaz Mertoğlu ise bütün mücadele kesimlerinin yan yana gelmesinin artık zorunlu olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: "Anayasa yapacak bir iktidar değildirler, yapacakları anayasanın kimseye yararı olmayacaktır. Biz sosyalist partiler olarak buna dur demek zorundayız, Kürt halkı yalnız değildir. Kürt halkının seçme seçilme hakkı gasp edilemez, halkın seçme ve seçilme hakkını derhal iade etmeliler. Hakkari Belediye eş başkanını göreve iade etmeliler. Burada çeşitli hilelerle oy taşımalarla kazanamadıkları belediyeyi bu yolla alamazlar, buna asla müsaade etmeyeceğiz."
"NORMALLEŞME KÜTLERE VE EMEKÇİLERE UĞRAMADI"
SODAP Temsilcisi Orhan Kok da şunları şu ifadeleri kullandı: "31 Mart yenilgisinin faturasını hızlı bir şekilde Kürtlere kesmeye çalıştı. Son demlerini yaşıyorlar, bunu görmek gerekiyor. AKP’nin bu kadar saldırgan bir tavır sergilemesinden 'normalleşmenin' Kürtlere ve emekçilere uğramadığını görüyoruz. 'Normalleşmenin' kendisi Kürt'e kadar, emekçiye ve işçiye kadardır."
"KADERİMİZ VE GELECEĞİMİZ ORTAK"
ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran ise iktidar rejiminin gasp dışında bir yol haritası çizemediğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Yumuşama diye söylediklerinin aslında bizim de çok net gördüğümüz rejimin sermaye güçler arasında 'yumuşama' ama Kürtler ve emekçiler açısından ise saldırganlıkta ısrar etmek anlamında oluyor. Ekonomik, sosyal ve politik saldırganlıkta uzlaşma anlamına görüyor. Bu saldırı sadece Colemêrg halkına ve Türkiye halklarına değil, bu saldırı işçi sınıfı emekçilerine, İstanbul Belediyesi'ne saldırıdır, Adana, Ankara belediyelerine yapılmış bir saldırıdır. Kayyım rejimini kabul etmemek lazım ve bunu reddetmek lazım. Bütün halkların Colemêrg halkının bu meşru hakkına sahip çıkarak, bu saldırıya birlikte yanıt vermek gerekiyor. Ancak böyle olursa gerçekten Kürt halkının özgürlük talebi Türkiye işçi sınıfımızın politik özgürlük talebi ancak böyle ortak olabilir. Çünkü kaderimiz, geleceğimiz ortak ancak beraber hareket edersek bu kaderi değiştirebiliriz." (MA)