Boğaziçi Üniversitesinde yine barınma krizi: Nerede barınacağımızı bilmiyoruz
1,5 yıldır Boğaziçi Üniversitesinin yurtlarında kalan Elif, "Bir sene boyunca üçlü ranzalara, küçücük odalara 12-15 kişi istiflenen öğrenciler en asgari yaşam ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor" dedi.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Boğaziçi Üniversitesinde 5 Haziran’da 2024-2025 Eğitim Dönemi için yapılan yurt başvurularının sonucu açıklandı. Bu sene de yüzlerce öğrencinin açıkta kalmasıyla bir barınma krizi daha patlak verdi. Geçtiğimiz sene de Kuzey Kampüs’te bulunan 1'inci ve 2'nci Kuzey Yurtlarını yıkan, Uçaksavar Kampüsü’ndeki Superdorm yurdunu ‘güçlendirme’ sebebiyle kullanıma kapatan atanmış yönetim; öğrencilerin karşı karşıya kaldığı yurt krizini odaların kapasitesini artırarak ve odalara üç katlı ranza koyarak ‘çözmüştü’. Yıkılan yurtların yerine yapılan yurtların inşaatları halen tamamlanmazken yetkililer bir sonraki döneme yetişmeyeceğini ifade ediyor. Yurt başvurusu olumsuz sonuçlanan öğrenciler nerede barınacaklarını bilmediklerini ifade ederken bir an önce okulun yeterli kapasitede barınma imkanı sağlamasını talep ediyor.
"BİRÇOK ARKADAŞIMA YURT ÇIKMADI"
Kendisine yurt çıkmayan öğrencilerden biri de Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü birinci sınıf öğrencisi Elif. Boğaziçi Üniversitesi yurtlarına üçüncü defa başvurduğunu, önceki iki sefere kıyasla başvuru sürecinin aceleye getirildiğini ifade eden Elif, “Ben dahil çevremdeki pek çok insana daha yurt çıkmadı. Yani tekrardan bir yurt krizi ile karşı karşıyayız” diyor. Elif son bir buçuk yıldır Boğaziçi Üniversitesinin kendi yurtlarında kalıyor. Boğaziçi Üniversitesini kazandığı ilk sene Elif’e yurt çıkmıyor: “Yine bir yurt krizi yaşandığı için bana yurt çıkmamıştı. Bir dönem boyunca Darülaceze KYK yurdunda kalmak zorunda kaldım. O sırada Anadolu Hisarı’ndaki kampüste hazırlık öğrencisiydim. Bir dönem boyunca okula iki saate yakın yol çekerek gidip geldim.”
İkinci dönemde ise 6 Şubat depremlerinin ardından KYK yurtları kapandığı ve Elif’in ailesi depremden etkilenen illerden olan Adana’da olduğundan Elif okul yurtlarına geçiriliyor. Elif bu süreci, “İlk önce okula çok uzak olan ve ulaşımın çok uzun sürdüğü Kilyos (Sarıtepe Kampüsü) yurtlarında kalmak zorunda kaldım. Depremin üzerimde bıraktığı ruhsal hasardan sonra arkadaşlarıma ve şehir merkezine uzak bir yurtta kalmak benim için çok zor bir deneyimdi. Sonradan hem benim hem ailemin yurtlar müdürlüğüne yaptığı baskılar sonucu merkezde olan bir yurda alındım” diye anlatıyor.
"EV, ÖZEL YURT İMKANSIZ"
Boğaziçi Üniversitesinde okuduğu 2 senede hiçbir yurt başvurumda ilk seferde kendisine yurt çıkmadığını ifade eden Elif, “Her sene yedeklere kalıp son ana kadar belli olmayan yurt süreçlerinden geçtim. Her yıl bir yurdun daha kapatılması ve yerine yeni yurt inşa edilmemesi ile yurt kapasitesi giderek düşüyor. Bu da yurtta kalan insanların yaşam koşullarının her sene daha da kötüleşmesi anlamına geliyor” diyor. Üniversite yurdunda yaşamanın en az o yurda yerleşmek kadar zor olduğunu vurgulayan Elif, yurt koşullarını şöyle anlatıyor: “Geçen yaz yaşanan yurt krizinden sonra uzun bir süre çözüm üretmeyen kayyum rektör, okulların açılmasına çok az bir süre kalmışken odalara üç katlı ranza yerleştirerek krizi “çözdü”. Bir sene boyunca üçlü ranzalara, küçücük odalara 12-15 kişi istiflenen öğrenciler en asgari yaşam ihtiyaçlarını bile karşılayamadı. Ben de 12 kişilik dairede kalan öğrencilerden biriyim. Yurtların niteliği asla yeterli değil. Odalar çok küçük olduğu için sığmıyoruz. Tuvalet ve duşlarımız kişi sayımıza çok yetersiz kalıyor.”
Kendisine yurt çıkmadığı durumda nasıl bir çözüm bulacağını sorduğumuzda Elif, “Kalacak yerim yok” diye yanıt veriyor. Fahiş kiralar sebebiyle eve çıkmasının imkansız olduğunu, özel yurt fiyatlarının da altta kalır yanı olmadığını söyleyen Elif, KYK yurtlarının da okuluna oldukça uzak olduğunu ifade ediyor. Yurda yerleştirilmediği koşulda nerede kalacağını bilmediğini soran Elif, öğrencilerin mağduriyetinin bir an önce giderilmesini talep ediyor.