DEM Parti, Hakkari'de emek ve demokrasi güçleriyle buluştu: Hakkari’den Edirne’ye barış köprüsünü kurmalıyız
DEM Parti ile DBP Eş Genel Başkanları Hakkari'de emek ve demokrasi güçleriyle bir araya geldi.
Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel
Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın tutuklanarak yerine kayyum atanmasına ilişkin tepkiler sürüyor. Akış'ın tutuklanmasıyla birlikte Hakkari'deki hareketlilik de devam ediyor, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) kentte emek ve demokrasi güçleriyle bir araya gelerek bir toplantı aldı.
Toplantıda konuşmacı olarak DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Keskin Bayındır ve Çiğdem Kılıçgün Uçar bulunurken toplantıya kentteki emek ve demokrasi örgütleri ve meslek odaları ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ve beraberindeki bölge yöneticilerinden oluşan heyet katıldı.
Toplantıda söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Hakkari’ye atanan kayyumun seçimlere, demokrasiye Türkiye halklarına yapılmış olan bir darbe olduğunu söyledi. İktidarın bunu darbe olarak nitelemediğini söyleyen Hatimoğulları, “Biz altını kalın kalın çiziyoruz, bu bir darbedir” dedi.
Hatimoğulları konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Erdoğan çıktı bunu savunmaya çalışıyor, diğer belediye eş başkanlarına dair kayyum atanmasına dair mesaj vermiş oldu. Anayasayı aykırı davranan ayrımcılık yapan kendileridir. İç hukuku tanımayan kendilerdir. Sıddık Akış, Hakkari halkının yarısının oyunu almış bir başkan onlar bunu farklı kanallarla ilişkilendirmeye çalışıyor.
Kandil gelip halk oylamasında oy kullanmadı. Buranın halkı doğrudan seçti başkanı. Bu iradeye saygı duymak zorundalar, buna saygı duymak bir yana adeta ant içmişçesine bunun devamını getirmeye çalışıyorlar. Kimse artık Türkiye’de buna müsamaha göstermiyor, göstermeyecek de. Bu partiden farklı düşünen herkes kayyuma hayır demektedir. Erdoğan saray ve küçük ortakları Türkiye’yi uçuruma sürüklemektedir" dedi.
Dün Hakkari Valiliğinin önünde açıklama yapmak isterken polis barikatının arasında jandarmanın da bulunduğunu hatırlatan Hatimoğulları, "Sadece kolluk ve yargıyla değil saray rejimiyle değil ayrıca asker postallarıyla da darbe yapmaktadır. Tarih bu fotoğrafı unutmayacak" dedi.
"ORTA ÇAĞIN GERİSİNE GÖTÜRÜYORLAR"
Hatimoğulları son olarak şöyle konuştu:
"Evet Sıddık başkanın on yıllık bir davası vardır. Ancak daha İçişleri Bakanı yazıyı göndermeden, duruşmasını beklemeden ceza kesiyorlar. 'Yapacağınızı yapın kanun arkasından gelir' diyorlar.
Türkiye’deki bütün hukukçular söylüyor. Gayrimeşrudur, sarayda yazılmış senaryolardır. Hukuki değil Kobane gibi siyasi intikam davasıdır. Dava sürecinde nihai karar açıklanana kadar böyle bir şey yapılamaz. Esas halkın iradesiyle seçilmişler yine başkanı belirlemelidir. Yine kendilerinden birilerini seçerler korkusuyla bunu yapıyorlar. Orta çağın gerisine götürüyorlar.
Bizler Hakkari halkıyla beraber Türkiye’deki kayyum rejimine karşı olan, emek ve demokrasiden yana olan her kesimle mücadele etmeye devam edeceğiz. Türkiye’den güçlü bir ses yükseldi o sesleri daha çok yükseltmeye bir arada olmak zorundayız. Bu iktidar iyice güç kaybetmektedir. AKP’nin tabanı bile buna karşı çıkmaktadır. Tarihin çöp sepetine gömülmektedirler. Halkın desteğini kaybetmektedirler. Bir nedeni budur bu kayyumun. Bir nedeni belediye kaynaklarını kendi yandaşlarına sağlamaktır. İstifa etmeliler, Türkiye erken seçime gitmelidir. Çağrımızdır."
"KÜRT NE YAPSIN? HERKESE BU SORUYU SORUN"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise yaptığı açıklamada kayyum uygulamalarını ve hükümetin Kürtlere yönelik politikalarını sert bir dille eleştirdi. Bakırhan, seçimlerde kayyum anlayışının reddedildiğini belirterek, bu zulmün daha fazla sürdürülemeyeceğini vurguladı.
Bakırhan, Hakkari'nin stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, Irak ve İran sınırındaki bu şehrde kriminal işlerle uğraşıldığını belirterek, "Suç işleri bakanlığının geçişler için önemsediği kentlerden biridir. Birçok sebepten kayyum atadılar. Kürt ne yapsın? Herkese bu soruyu sorun" diye konuştu.
Hükümetin, çeşitli gerekçelerle kayyum atadığını ifade eden Bakırhan, Kürtlerin hukukun dışında bırakıldığını ve antidemokratik uygulamalara maruz kaldıklarını dile getirdi.
"Bir hukuk var antidemokratik bir uygulama olmasına rağmen ona bile uymuyorlar. Yok davası varmış, davası olmayan kimse kaldı mı bu ülkede?" diye soran Bakırhan, davaları olmayan arkadaşlarının bile görevden alındığını belirtti. Bu durumu riyakarlık olarak nitelendiren Bakırkan, Kürtlerin mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğini söyledi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını hatırlatan Bakırhan, "Kepez’de belediye başkanı tutuklanınca ne yapıyorlar belediye meclisine seçtiriyorlar. Ama o diyor ki Kürt ise ayrı bir hukuk uygulayacağım. 50 bin sene de geçse Kürt bu davasından vazgeçmez. Mücadelesine halkına hakkına, hukukuna, partisine sahip çıkıyor" ifadelerini kullandı.
"YEDİSİNDEN YETMİŞİNE ÖRGÜT YÖNETİCİSİ DİYORLAR"
Bakırhan, Kürtlerin Türkiye'de sömürge gibi muamele gördüğünü ve hukukun açıkça çiğnendiğini ifade ederek, "Mehmet Sıddık arkadaş hangi örgütün yöneticisidir. Hadi o örgüt yöneticisidir 83 yaşındaki Makbule anne hangi örgütün yöneticisidir? Kürdün yedisinden yetmişine örgüt yöneticisi diyorlar" dedi.
Hilvan'daki tekrar edilen seçim sonuçlarını hatırlatan Bakırhan, halkın oyunu artırarak kayyum zihniyetine karşı durduğunu söyledi. "Kürde bu sömürge hukukunu uygulayan zihniyete karşı hukukumuzu, partimizi savunacağız" diyen Bakırkan, Selahattin Demirtaş ve Leyla Güven'in yolunda kararlı olduklarını vurguladı.
"DİRENİŞ KÖPRÜSÜNÜ KURMALIYIZ"
Bakırhan, Hakkâri'nin direniş ve barışın merkezi olması gerektiğini belirterek, "Hakkâri’den Edirne’ye direniş ve barış köprüsünü oluşturmalıyız" dedi.
Hakkâri halkının tüm yoksulluk ve şiddete rağmen direnişini sürdüreceğini söyleyen Bakırhan, "Şehirde kaldırım yok yol yok, su yok, bütün bunlara rağmen direnen Hakkâri halkıyla direnmeye devam edeceğiz. Bugün burada, yarın Mecliste, Türkiye’nin dört bir yanında bu zulmün karşısında durmak için sokakta, caddede, evinizde, mahallenizde elinizden ne geliyorsa bu ırkçı faşist zihniyet karşısında tepkinizi ortaya koyun. Halk bir gün mutlaka bu iradeyi yok sayanı gönderecektir" dedi.
"HALK ARTIK ERKEN SEÇİM TALEP EDİYOR"
Açıklamaların ardından soru cevap kısmına geçildi. Erken seçim çağrıları ve sine-i millet sorularına yanıt veren Tülay Hatimoğulları, “Biz sine-i milletteyiz zaten. Hiçbir zaman mücadele alanı olarak parlamentoyu gören bir parti olmadık. Her daim halkımızın yanında içinde Türkiye’deki ezilen ve sömürülenlerle birlikteyiz. Bugün bizler zaten milletin içindeyiz sinesindeyiz. O yüzden tartışmalar söylediğiniz anlamda bizim gündemimizde yok. Biz halkımızla birlikte mücadele alanlarının her yerindeyiz. Parlamento bunlardan biridir. Halkın içindeyiz sokaktayız, meydandayız. Erken seçimle ilgili olarak matematiksel olarak da cevap vereyim. Bizim tek başına oradan çekilmemiz buna gerekçe oluşturmaz. Elbette Türkiye halklarının bu talebi gittikçe yükseliyor, erken seçim talebi artıyor. Bunun çok sayıda nedeni var. Ülkenin içinden geçtiği işsizlik yoksulluk hayat pahalılığı ve bu iktidarın yürüttüğü ekonomik politikalar. Temmuz ayında asgari ücrete zam dahi yapılmazken emekli açlık ve yoksulluktan kırılırken insanlar elbette erken seçim talep ediyor. Kayyım atanırken yasalara aykırı davranılırken seçme ve seçilme hakkı ortadan kaldırılmışken halkın yurttaşın ve siyasi partilerin erken seçim talep etme hakkı vardır” diye cevap verdi.
TOPLANTI SONRASI POLİS ABLUKASI
Toplantının ardından kentteki esnafı ziyaret etmek isteyen siyasetçiler dün olduğu gibi bugün de polisler tarafından engellendi. DEM Parti eş genel başkanlarının ve orada bulunan siyasetçilerin binadan çıkışı engellendi. (Hakkâri/EVRENSEL)