Adalet mitinginden sonra sokak hayvanları için ne yapacağız?
"Söz konusu yasa tasarısının meclisten geçmemesi için halkın sessiz kalmıyor oluşu örnek olmalı. Bu kalabalık aynı zamanda ileriki günlerde yasa tasarısının geçmemesin garantörü de olmalı."
Fotoğraf: ANKA
Berkay MORKAN
Boğaziçi Üniversitesi
2 Haziran Pazar günü, Yenikapı Etkinlik Alanında bir Adalet Mitingindeydim. “Hayvan, kadın, çocuk, ve doğa için adalet” şiarlı mitingin ana çağrısı ve örgütlenme amacı AKP’nin meclise sunmak için hazırlandığı ve içinde sahipsiz köpeklerin öldürülmesini (uyutulması) de içeren yasa tasarısına karşı ses çıkarmak ve o köpeklerin aslında sahipsiz olmadığını göstermek, yaşam haklarını savunmaktı. Havanın 35 derecelere kadar çıktığı güneşli bir günde öğlen 12’den itibaren pankart ve dövizleriyle alanı doldurmaya başlayan kalabalık, insanın içinde bir umut yaratıyordu. Bu kadar çok insanın tek adam rejiminin doğayı talan etme, hayvanları da bu yolda kurban etme politikalarına karşı toplanmış olması bize bu işin burada bitmeyeceğini gösteriyordu. Söz konusu yasa tasarısının meclisten geçmemesi için halkın sessiz kalmıyor oluşu, muhalefet ve hükümet vekillerine örnek olmalı. Bu kalabalık aynı zamanda ileriki günlerde yasa tasarısının geçmemesinin garantörü de olmalı.
Miting için toplanan kalabalık bir yana mitingin kendisi ne yazık ki birçok açıdan eksik ve oldukça hedefsizdi. En başından itibaren mitingin ve değinilen konuların “siyaset üstü” olduğuna dair çeşitli söylemlerde bulunuldu. Mitingin Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı ile bir milli bayram havasında başlamasının, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” gibi sloganlarla devam etmesinin bu “siyaset üstü olan konularla” bir bağlantısını kuramasak da kitlenin heyecanı bizi orada tutmaya devam etti.
Söz konusu yasanın bir siyasi parti tarafından meclise sunulacağını, gerici sağcı iktidar ve işbirlikçileri tarafından köpeklerin canavarlaştırılmasını ve popülist politika jeneratörü olarak kullanılmasını, cumhuriyet tarihinde de İttihak ve Terakki ve Atatürk hükümetleri dahil çeşitli belediyeler ve hükümetler aracılığıyla toplu katliamların yapıldığını, binlerce köpeğin gaz odalarında, yakılarak, tüfekle vurularak öldürüldüğünü göz önünde bulundurursak konunun birçok açıdan oldukça politik bir konumda bulunduğunu söylemek mümkün olacaktır. Dolayısıyla mitingde de bunun göz önünde bulundurulmasını, sorumluları hedefe alarak hesap sormasını, karşı koymasını ve bir mücadele metodu sunmasını beklerdik.
Konuyu siyasetten uzak tutma heyecanının da doğal bir getirisi olarak mitingin oldukça hedefsiz kalması da kaçınılmaz oldu. Katılmcıların dev ekrandan izletilen ve geçmişte işkence görmüş, katledilmiş hayvanların slayt gösterilerine ‘ah vah’ etmesinden, hayvanların önemine vurgu yapan ayetler yazılı dövizlerle, ay yıldızlı kırmızı bandanalarla fotoğraf çekmesinden ibaret kalan mitingde; etkinlik alanına evcil hayvanıyla gelen katılımcıları alana almadığı için “görevini layıkıyla yerine getirdiği ve hayvanların güneşin altında kalmasına müsaade etmediği” gerekçesiyle “yüce Türk polisinin” sahneden alkışlatıldığına da şahitlik ettik.
Ayrıca büyük bir belirsizlik ve tutarsızlık içerisinde geçen miting boyunca, her konuya değinmeye çalışmanın da hazır kalabalığı toplamışken diğer konuları da aradan çıkarmak istiyormuş gibi göründüğünü söyleyebiliriz. Konunun saniyeler içinde, sokakta işkence gören köpeklerden taciz edilen kadınlara, kesilen ormanlardan Gazze’de katledilen çocuklara geldiği mitingde adeta kim olduğu gizlenen ve açık etmekten imtina edilen bir düşmanla savaşıldığını hissediyorduk.
Tepeden tırnağa tamamen politik olan mevzuları gündemine almasına rağmen apolitizmde ısrarcı olan mitingde gördüğümüz hedefsizlik ve talepsizlik içinde güneşin altında geçirdiğimiz 1,5 saat sonunda fenalık geçirmeden önce alandan ayrılmaya karar verdik. Fakat önemli olan ilerleyen günlerde mücadeleyi daha uzun edimli bir hale getirmek ve bir aksiyon almaya hevesli olan bu kalabalıkla birlikte günü kurtarma çabalarının dışına çıkmayı başarabilmek. Hayvan hakları derneklerinin bireysel inisiyatiflerle yürüttükleri çalışmaları birleştirmeleri, bu işi bir rant kaynağı olarak görenleri dışarıda bırakarak daha uzun edimli bir mücadeleye atılmaları belki de bunun için iyi bir ilk adım olabilir.