Rektörlük nakavt oldu, kazanan: Öğrenciler
“Zorlu bir süreçti ama sonucunda öğrencilerin mücadeleci ruhunun neleri mümkün kıldığını gördük”
Fotoğraf: Unsplash
Baran ACAR
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü
Her yıl ODTÜ öğrencilerince düzenlenen uluslararası bahar şenliğinde bu sene Devrim Sahnesi’nin kurulması atanmış rektörlükçe yasaklanmış, öğrencilerinse rektörlükle görüşme talepleri düzenlenen binlerce kişilik kitlesel eylemlere ve hemen ardından rektörlük önündeki 270 saatlik nöbete rağmen reddedilmişti. Bunun üzerine ODTÜ öğrencileri nöbetlerine, gerçekleştirdikleri basın açıklamasında “Şenliği yapmaya gittik, geleceğiz.” sloganıyla son verip, şenliği organize etmeye girişmişti. Bahar Şenliği; engellere, izinsiz olmasına, bütçenin olmamasına, benzer nice probleme rağmen gerçekleşti.
Burada aylardır bahsettiğimiz Devrim Sahnesini kurma sürecimiz sona erdi. ODTÜ öğrencilerinin birlik ve beraberlikleriyle ördüğü alternatif şenlik, engellerin birlikteliğimizle aşılabileceğini bize gösterdi. ODTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik’ ten 2 arkadaşımız süreci ve düşüncelerini anlattılar.
35. ODTÜ Bahar Şenliği 28, 29 ve 30 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti. Bize süreçten biraz bahseder misiniz?
“Sürece çok dahil olmamakla beraber her şey, rektörün Devrim Sahnesi olmadan bir şenlik kararına karşı öğrencilerin görüşme taleplerini kabul etmemesiyle başladı diyebilirim. Daha sonraysa Devrim Sahnesini kazanmak, rektörlükle görüşmek için eylemler ve protestolar yapıldı. Tabii ki de önümüzdeki süreç için bir sürü forum alınıp çözüm süreçleri değerlendiriliyordu. 11 günü aşan nöbetten sonra da rektörlüğün kararının değişmeyeceği anlaşılıp kendi başımıza izinsiz bir şekilde Devrime sahne kurduğumuz alternatif bir şenlik yapma fikrini gerçekleştirmeye başladı UGT. Bunun için tabii ki de para ve bu şenliğe gelebilecek sanatçı ve kavgamızın sesini duyurmak da lazımdı. Kermesler düzenlendi, bağışlar alındı ve hep beraber harika bir şenlik çıkardık.”
Rektörlük Devrim Sahnesini yasaklamasının sebebini şenliğin ikinci gününde gerçekleşen Devrim Yürüyüşüne bağlayan arkadaşımız, yasağın asıl sebebini Devrim Yürüyüşünde atılan sloganlara ve politik içeriğine bağlıyor ve Devrim Yürüyüşü özelinde, ulaşılan kitlenin büyüklüğünden ötürü şenliğin yasaklanma çabasının atanmış rektörlük açısından politikleşen öğrenci hareketine ket vurmak amacıyla yapılmış doğal bir hamle olduğunu söylüyor.
“Zorlu bir süreçti ama sonucunda öğrencilerin mücadeleci ruhunun neleri mümkün kıldığını gördük. Hakkımız olan hiçbir şeyin birlik olduğumuz sürece bizden alınamayacağını gördük.”
Devrim stadyumunda sahne kurulmasının rektörlükçe yasaklanmasının sebebini neye bağlıyorsunuz?
“Rektörlüğün Devrim’de yapılan hiçbir şeyi onaylamadığını düşünüyorum. İnsanların normal bir günde oraya oturup kahvesini içip kitabını okumasına bile karşı olabilir. Özetle, birlik olmamızdan korkuyor ve birlik olabildiğimiz en iyi yer Devrim’dir.”
Rektörlüğün Devrim stadyumunda sahne kurulmasını yasaklamasına öğrenciler olarak tepkiniz ne oldu, sahne kuruluncaya kadarki süreçleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Aslında rektörlükten her zamanki gibi beklenilen bir hareketti. Bence alternatif şenlik ve rektörlüğün Devrim Sahnesine izin vermeyeceği fikrini çok daha önceden kabul edip belki para toplama işini daha önceden daha planlı halledebilirdik diye düşünüyorum, bu noktada bir eksiklik yaşadık.”
“Ben de rektörlük önünde eylemlere katıldım, 2 gece nöbet tuttum, Devrim Sahnesinin kurulmasına yardım ettim, Devrim Yürüyüşünde biyolojik bilimlerin pankartını taşıdım, bu sebeple kendimi sürece dahil olmuş sayıyorum. Süreç boyunca pek çok farklı kesim biz öğrencilerle dayanışma gösterdi, ODTÜ’lü emekçiler, mezunlarımız, sanatçılar, pek çok siyasetçinin ve milletvekilinin bizim yanımızda olduğunu göstermesi bizim için paha biçilmezdi. Özellikle müzik grupları; şenliğin izinsiz olduğunu, kampüse hangi koşullar altında gireceklerini bilmelerine rağmen riskleri göze alarak Devrimde sahne almayı kabul etmelerinin bir sebebinin de bizim kararlılığımızı görmeleri olduğunu düşünüyorum.”
“Biz öğrenciler, özgürlüğümüzün elimizden alınamayacağını göstermek için eylemler düzenledik. Rektörlük de bu sebepten birçok arkadaşımıza soruşturma açtı ancak biz, yalnızca direnen öğrencileri yıldırmak, korkutmak için açıldığını biliyoruz.”
Devrim Yürüyüşüne katılım sağladınız mı? Devrim Yürüyüşü öğrenciler ve Türkiye’nin gençlik kesimleri için ne ifade ediyor?
“Evet katıldım. İlk Devrim Yürüyüşümdü ve o kalabalık, o birlik, o dayanışmanın yerini hiçbir şey tutmuyor o anki duygular bambaşka bunu söyleyebilirim. Devrim Yürüyüşü ve mumlarla "DEVRİM" yazılması birlik ve sol kültür ve geleneğinin önemli bir parçası olması açısından diğer gençlere de birleşerek kazanabileceğimizi gösteriyor.”
Her yıl Devrim Yürüyüşü Türkiye’de ve dünyada var olan politik olayları gündem ederek düzenleniyor. Bu sene de Filistin’deki anti-emperyalist mücadele vurgusuyla düzenlendi. Yürüyüşü bu açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bence olması gereken buydu. Zaten Filistin'in adı geçmeyen bir Devrim Yürüyüşü düşünülemezdi bile.”
Devrim Yürüyüşünde dünyadaki güncel sorunlar dillendiriliyor, dünyadaki haksızlıklar karşısında destek sloganları atılıyor. Bu sene de Filistin’deki olaylar karşısında ODTÜ bileşenleri örnek bir davranış sergilediler, yaşananları göz ardı etmediler, unutturmamaya çalıştılar. Devrim’de Filistin bayrağının asılması, LGBTİ+ bayrakları gibi diğer bayraklarla beraber dalgalanması bence çok önemliydi.” diyen arkadaşımız, ODTÜ öğrencilerinin politik bilinçlerine dikkat çekiyor ve ODTÜ’nün Türkiye’deki diğer üniversitelere, gençlik kesimlerine örnek bir duruş sergilediğini söylüyor.
Arkadaşlarımızın da anlattığı gibi Bahar Şenliği sadece eğlencemiz değil, öğrenciler olarak birlikteliğimizden aldığımız gücü gösteren ve onu daha da güçlendiren bir eserimiz de. Devrim Yürüyüşü sadece bir yürüyüş değil, taleplerimizi yükselttiğimiz, kapitalizme, emperyalizme başkaldırdığımız bir alan. ODTÜ Bahar Şenliği örgütlülüğün kazanımlarının, ODTÜ öğrencisinin hayatında yakın zamandaki en somut örneği.
