Gazi Üniversitesinde sessizliği bozan adımlar

Gazi Üniversitesinden bir öğrenci

Gazi Üniversitesinde, yıllardır süregelen sağ grupların baskıları okulun sosyal yapısını bozarken aynı zamanda öğrencilerin özgür ve demokratik bir üniversite hayatı yaşamalarına engel oluyor. Toplulukların faaliyetleri rektörlük ve sağ grupların iş birliğiyle kısıtlanırken öte yandan da topluluk yönetimlerinde yer alıp toplulukları kendi iradelerinde tutmaya çalışıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde Yabancı Diller Fakültesinde, Kültür ve Sanat Festivali adı altında öğrencilerin düzenlemek istediği tiyatro gösterisinin son provasında Filistin bayrağı açılmasının karşısında duran ülkücülerin öğrencileri tehdit etmesi ve daha sonrasında düzenlenecek gösterinin rektörlük tarafından son gün iptal edilmesi gibi durumlar okuldaki baskının ve bu gruplarla rektörlüğün arasındaki ilişkinin ne kadar güçlü olduğunu bize gösteriyor. Ülkücü grupların talepleri bu kadar hızlı çözüme kavuşturulurken öğrencilerin çektiği yurt sıkıntıları, çalışma alanlarının yetersizliği gibi sorunlar yıllardır görmezden geliniyor. Baskıların giderek arttığı bu dönemde ise bu gruplar karşısında öğrencilerin duyduğu rahatsızlıklar çoğalırken, bu rahatsızlık ve bıkmışlık durumu öğrencileri bu baskılar karşısında ses çıkarmak için bir araya getiriyor. Çoğu üniversitede rektörlükler tarafından engellenmeye çalışılan, fakat öğrencilerin bir araya gelerek kazandıkları bahar şenlikleri, Gazi Üniversitesinde diğer taleplerimizde olduğu gibi hem rektörlük hem de ülkücü gruplar tarafından engelleniyor.

BAHAR ŞENLİĞİ İÇİN BİRLEŞİYORUZ

Geçtiğimiz günlerde bu durum hakkında Yabancı Dil ve Kültürü Topluluğu, Hayal Topluluğu, Sınıf Eğitimi Topluluğu, Planlama Topluluğu, Robodrive Topluluğu, LÖSEV Fayda Topluluğu, Türkçe Topluluğu, Mimarlık ve İllüstrasyon Topluluğu, Kimya Topluluğu, Sinema Topluluğu, Podcast Topluluğu, Yapı Topluluğu, Enerji Sistemleri Topluluğu, Engelsiz Eğitim Topluluğu ortak bir bildiri yayınladı, bildiride “Bahar şenlikleri, üniversitelerin vazgeçilmez birer parçalarıdır. Üniversitemizde uzun zamandır bahar şenliğinin gerçekleştirilmemesinin yanı sıra, son zamanlarda şenlik adı kullanılarak yapılan etkinliklerin, öğrenciler tarafından gerçek bir şenlik beklentisini karşılamadığının farkındayız. Yıllardır bahar şenliği yapılmasını bekleyip büyük bir sahne kurulumu ve şenlik kategorisine uygun sanatçıların olmadığı, sadece DJ performansıyla yapılan etkinliklerin şenlik adı altında öğrencilere sunulmasından rahatsızlık duyuyoruz. Bizler, üniversite yıllarımızda bahar şenliğini gerçek anlamıyla yaşamak istiyoruz. Farklı üniversitelerin de tasarruf tedbirleri olmasına rağmen şenliklerinin yapıldığını görüp neden Gazi Üniversitesinde yapılmadığını ya da yapılmak istenmediğini de son derece merak ediyoruz. Bu nedenle Gazi Üniversitesi öğrencileri olarak sosyal medya aracılığıyla sesimizi duyurmak istiyoruz. Şenlik gerçekleşene kadar sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Unutulmaz ve keyifli bir bahar şenliği yaşamak dileğiyle” sözlerini dile getirdiler.

Bu durum Gazi Üniversitesi çerçevesinde, baskılara karşı süren sessizliğin bozulmasını sağlayan büyük bir adım oldu. Öğrenciler ise bu sindirilmişliğin karşısında bu sesin verdiği cesaretle kendi aralarında taleplerini dillendirmeye rahatsızlık duydukları durumlara karşı ses çıkarmaya başladılar.

Şenlik meselesi hakkında topluluk yöneticisi arkadaşlarımızdan birisi “Öğrenciler olarak bahar şenliği beklentisindeydik fakat geri dönüş alamadığımız için kendi imkanlarımızı kullanmaya karar verdik. Ancak Sinema Topluluğunun açık hava sineması etkinliği bile bütçe kısıtlaması nedeniyle rektörlük tarafından geri çevrildi. Aynı şekilde geçtiğimiz aylarda çöken kütüphane çatısının onarılması talebimiz de bütçe kısıtı sebebiyle henüz gerçekleşmedi. Buradan anlıyoruz ki bütçe kısıtı yalnızca öğrencilerin istek ve ihtiyaçlarını reddetmek için bir bahane.

MÜCADELE ADIMLARI CESARET KAYNAĞI HALİNE GELİYOR

Diğer üniversiteler gibi biz de bir bahar şenliği talebindeydik ancak ne yazık ki bu talebimiz de rektörlük tarafından reddedildi. Biz de bunun karşısında topluluklar olarak ortak bir bildiri yayınladık. Bu bildiri öğrenciler arasında dayanışma duygusu yaratsa da rektörlük tarafından bir geri dönüş alamadık. Daha sonrasında üniversitenin resmi hesabındaki gönderilerin yorumlarına “#gazisenlikistiyor” başlığı altında hashtag kampanyası örgütledik. Ancak bu yorumlara cevap vermek yerine yorumlar kapatılmakla yetinildi. Rektörlüğe atılan maillere geri dönüş sağlanmadı. Çoğu topluluk yönetimi ve öğrenciler tepki göstermekten korkup çekiniyor. Fakat bu baskı ortamını yıkmak da öğrencilerin ve toplulukların elinde, herkesi şenlik ve ortak taleplerimiz için bir araya gelmeye davet ediyorum.’’ sözlerinde bulundu. 22 yıllık AKP iktidarının gençliği apolitikleştirme projesinin ilk filizleri olan gençlerin, seslerini duyurmak istediğinde terörist damgası yediği ve kişisel hedef haline getirildikleri Gazi Üniversitesinde ufak da olsa bu mücadele adımlarının başlaması, öğrencilerin daha sonraki adımları için büyük bir cesaret kaynağı haline geliyor.

Toplulukların paylaştığı yazının üzerine rektörlüğün paylaştığı yazıdaysa, bahar şenliklerinin gerçekleştirileceğine, ancak bu şenliklerin Teknofest ve Sporfest gibi etkinliklerden oluşturulacağına yer verildi. Ayrıca 14 tane topluluğun bahar şenliği talepleri eksik ve kendilerine uyarlanmış bir şekilde yerine getirilirken, Yeşilay Topluluğunun 2 gün sürecek olan ve gün boyu ‘’şişenin dibi sergisi ve alkol gözlüğü’’ gibi etkinliklerin yer aldığı “YeşilayFest” üniversite hesaplarından duyuruldu. Bunun üzerine öğrenciler Üniversitenin sosyal medya gönderilerinin altına “Fest değil şenlik istiyoruz!” yorumları yazdılar. Fakat yorum yazılan tüm gönderilerin birer birer yorumları kapatıldı.

Biz Gazi Üniversitesi öğrencileri, taleplerimizi yerine getirmeye çalışırken tüm engeller önümüze serilmeye devam ediliyor. Ancak biz öğrenciler eşit, özgür ve demokratik bir üniversite için sesimizi duyurmaya, yurtlarımız, çalışma alanlarımız, şenlik ve üzerimizdeki bu baskılar başta olmak üzere tüm ortak taleplerimiz için mücadele etmeye, sesimizi daha uzaklara duyurmaya, mücadelemizi daha ileriye taşımaya devam edeceğiz.