Amfiyi kiralatmadık, ama nasıl?

Aslı

Hacettepe Üniversitesi

Hacettepe’de haklarımıza yönelik saldırılar barınma beslenme gibi en temel haklarımızda yoğunlaşırken bir yandan da kampüsümüz özel şirketlere sermaye kapısı olarak açılıyor. Dönemin başından itibaren Hacettepeli kadınlar için artan taciz ve şiddet koşullarından, toplulukların baskılanmasından, part-time işlerimizle okulumuz arasında mekik dokuduğumuz yaşamlarımızın zorluğundan defalarca bahsetmiştik. Dört bir yanımızdan yoksulluk şiddet ve baskı ile kuşatılan yaşamlarımız adına alınan her bir kararın hesabını soracağımız günleri tartışmalarımızla ve eylemlerimizle yarattık. Gün gün bize bu koşulları dayatanlarla hesaplaşmanın yollarını denedik. Bizim olan kampüsümüzü sermayedarlara kar kapısı yapanlardan hesap sorma günü gelip çattığında yüzlerce sıra arkadaşımızla hesap sormak için yürüdük. Hesaplaşmanın adresi dudaklarımızdan çıkan şu sloganla tarif ediliyordu “öğrenciye zam sermayeye rant!”

ÖTK’NIN İŞLEVSİZLİĞİ BİZİ ALTERNATİF TEMSİLİYETLER KURMAYA İTTİ

AKP-Şimşek ekonomi politikalarının altında ezilerek okul yaşamına devam etmeye çalışan sıra arkadaşlarımız, bir araya gelebileceği, çözüm arayabileceği her türlü alanının yok edilmesiyle çaresizliğe ve çözümsüzlüğe sürüklendi. Bir dönemde üç arkadaşımızı sürüklendiği bu karanlığın içinden çıkamaması nedeniyle kaybettik. Çünkü onlara tüm çıkış yolları kapalı olarak gösterilmişti. Bizimle bir araya gelebileceği alanlar baskılanmıştı. Birbirimizin çaresi olduğumuzu bir kez daha anladık ve tüm baskılara rağmen bir araya gelebileceğimiz alanları yarattık. Bizi temsil etmeyen bir Öğrenci Temsilciler Konseyi varsa kendi taleplerimizi direteceğimiz koşulları yaratmaktan vazgeçmedik. Topluluklarda bir araya geldik. Bizimle birlikte alınmayan her bir karar için neler yapabileceğimizi buralarda tartıştık. Öğrenci toplulukları olarak haklarımızı savunmak için birlikte hareket ederek yeri geldiğinde basın açıklamaları düzenledik yeri geldiğinde sosyal medya açıklamaları yayınladık. Tüm bu birlikteliğin bir sonucu olarak yüzlerce sıra arkadaşımızla rektörlüğe yürüdük görüşme talebimizi kabul ettirdik. Hacettepe’de ilk defa 5 topluluk yöneticisi öğrencileri temsilen rektörlükle görüşme gerçekleştirdi. Temsilini üstlendiği kalabalığın taleplerini rektörlüğe karşı savundu. Bu birliktelikle eylemlerin bir parçası olmamış arkadaşlarımızı da etkilemeye ve bizimle birlikte hareket etmeye ikna ettik. Şimdi bu birlikteliğin bir sonucu olarak amfide yapılacak olan konserlerin iptal edildiğini görüyoruz. Görüyoruz ki bizim kararlarımız baskın olduğunda sermayenin kararları işlemiyor. Birlikteliğimizin bir kıvılcımla yüzleri hatta binleri sarması istikrarlı bir araya gelişimizle mümkün, bundan sonrası içinde böyle mümkün olacak.