Yurtlarda sorunlar ve ihmaller bitmiyor
İdare, giriş-çıkış saatlerimizi ve izinlerimizi sıkı bir şekilde denetlerken asansör bakımlarını yaptırmıyor ve bu olaylar yaşanmamış gibi davranmaya devam ediyor.
Fotoğraf: MA
Anadolu Kız Yurdundan Bir Öğrenci
Ankara
Zeren Ertaş’ın ihmalsizlikten dolayı aramızdan ayrılması hem öğrencilerde hem de tüm Türkiye gençliğinde derin bir yara açmıştı. Bu trajik olaydan ders çıkarılmadığı gibi yurtlarda ihmallerle karşılaşmaya devam ediyoruz. Ben Ankara Gençlik ve Spor Bakanlığı Anadolu kız öğrenci yurdunda kalıyorum. Geçtiğimiz günlerde iki gün üst üste yurdumuzda asansörler düştü ve geri takıldı. Panik atak geçiren arkadaşlarımız oldu. Ancak, bu olayların ardından ne bir ilgilenme ne de bir bakım gündeme geldi. İdare, giriş-çıkış saatlerimizi ve izinlerimizi sıkı bir şekilde denetlerken asansör bakımlarını yaptırmıyor ve bu olaylar yaşanmamış gibi davranmaya devam ediyor.
SOSYALLEŞMEMİZİ İSTEMEYEN İKTİDARIN BİR ÜRÜNÜ
Asansör bakımları doğru düzgün yapılmadığı gibi normal şartlarda saat 23:00 olan son giriş saati, erkek yurtlarında fazlasıyla esnek bir uygulamaya tabi tutulurken kadın yurtlarında bir dakika bile gecikme sorun yaratıyor. Tutanak tutuluyor veya tutanak tutulmaması karşılığında gençler iktidarın kendi propagandalarını yaptığı etkinliklere katılmak zorunda bırakılıyor. Sel veya başka felaketler dolayısıyla birçok arkadaşımızın ulaşım sorunu nedeniyle yurda zamanında gelememesine rağmen, tutanak tutuluyor ve cezalar uygulanıyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yayınladığı yönergelerde bulunan izin haklarımızı kullanmamıza izin verilmiyor. Sınav haftalarında kütüphanede geçirilen günler ve konser, tiyatro gibi etkinliklerde geçirilen sürenin yıllık iznimizden düşmemesi gerekirken üstüne bir de tutanak tutuluyor. Erkek yurtlarında birçok öğrenci izin bile almazken kadın yurtlarında giriş çıkış saatlerinin bu kadar sıkı tutulması, kadınların gece dışarıda sosyalleşmesini istemeyen iktidar zihniyetinin bir ürünüdür.
Yurtlarda yaşanan bir başka önemli sorunsa herhangi bir problem yaşandığında memurlara ulaşma çabalarımızın engellenmesidir. Sorunlarımızı çözmek yerine, memurlara ulaşabileceğimiz kanallar kapatılıyor. Bu, yalnızca gençlerin haklarının gasp edilmesi değil aynı zamanda onlara uygulanan başka bir baskıdır. Memurlar yurtlarda yaşanan sorunlara kayıtsız kalırken, gençlerin seslerini duyurabilecekleri alanlar kapatılıyor. Gençlerin sorunlarını dile getirmeleri ve çözüm aramaları engelleniyor. Yurtlarda yaşanan ihmallerin ve baskıların son bulması için Türkiye gençliği, baskılara karşı bir araya gelmeli ve hakları için mücadele etmelidir. Bu mücadelede yalnız olmadığımızı bilmeli ve dayanışma içinde hareket etmeliyiz.