35. Uluslararası bahar şenliği
Şenliğin örgütleyicilerinin bir avuç öğrenci değil, bölüm bölüm, fakülte fakülte bir araya gelen öğrenciler olması bu süreçte kimsenin yalnız olmadığını kanıtlayan nitelikteydi.
Fotoğraf: Evrensel
İrem TAÇYILDIZ
ODTÜ
Rektörlüğünün türlü bahanelerle engellemeye çalıştığı 35. Uluslararası Bahar Şenliği gerçekleştirildi. Hem de rektörlüğün uygun gördüğü programı yok sayarak Devrim Sahnesi’ni de içeren 3 günlük bir programla gerçekleştirildi. Şenliği örgütlemek için bir araya bileşen temsilcilerinden oluşan eylem komitesi kendi içinde gruplara bölünmüş, kamuoyu oluşturmak, bütçe bulmak, ekipmanları sağlamak için çalışmalara başlamıştı. Ancak tablo burayla da sınırlı kalmadı. Bölümlerde kurulan şenlik komiteleri şenliği nasıl kazanacağımıza dair tartışmalara girişti, bu tartışmalardan çıkan bir sonuç olarak bölümlerde bölüm şenlikleri, kermesler örgütlendi. 8 bölüm, 2 fakültede gerçekleştirilen bu kermeslerin şenlik bütçesine katkısı 140 bin TL oldu. Ancak şenlik kermeslerinin kattıkları yalnızca bütçeyle de sınırlı olmadı. Bölümlerde, fakültelerde yüzlerce öğrenci olarak şenliği örmek için bir araya geldik. Tüm bu süreci birlikte üretip hep birlikte ördük. Yüzlerce öğrenci olarak yaptığımız kek börekle, el emeği örgülerle, tasarladığımız stickerlarla kermes stantlarını donattık. O nedenle bu kermeslerin ifade ettikleri yalnızca bir alışverişten öte ilmek ilmek örülen bir şenlik sürecinin gözler önüne serilmesi oldu.
BASKI VE YASAKLAR BİZİ YILDIRMADI
Rektörlük bu süreçte boş durmadı, şenlik eylemlerini ve rektörlük önü nöbetini gerekçe göstererek onlarca öğrenciye soruşturma açtı. Bu süreçte üç farklı soruşturma açan rektörlük gözünü şenliğin “örgütleyicilerine” dikmişti. Ancak orda da öğrenciler olarak birlikte durmaktan vazgeçmedik. Şenliğin örgütleyicilerinin bir avuç öğrenci değil, bölüm bölüm, fakülte fakülte bir araya gelen öğrenciler olması bu süreçte kimsenin yalnız olmadığını kanıtlayan nitelikteydi. Birlikteliğimiz baskı ve yasakları deldi, şenliğimizi gerçekleştirmemize sebep oldu.
BİRLİKTELİK KAZANDI
Ankara’yı karış karış gezerek bulunan sahne ve ses ekipmanları yine kendi imkanlarımızla kampüs içerisine sokarken kurulumunu da biz öğrenciler üstlendik. Sanatçıların bulunması, maddi desteğin karşılanması ve bir şenliğin gerçekleşmesi için gerekli olan her şey öğrencilerin çabası ile gerçekleştirildi. Devrim Stadyumu'nda açılan ve dolayısıyla bir sahne kurulumu için riskler barındıran fıskiyeler için dahi öğrenciler saha araştırması yaptı. Böylesine bir sorunu dahi öğrenciler olarak birlikte çözmenin peşine düştük. Şenliğin kendisi yalnızca Devrim Sahnesiyle de sınırlı bir şenlik olmuyor. Konserlerin gerçekleştirildiği stadyumun kendisi aynı zamanda öğrencilerin talepleriyle dolup taşıyor.
DEVRİM ŞİARIYLA BİR YÜRÜYÜŞ
Şenliğin ikinci günü geleneksel Devrim Yürüyüşü gerçekleştiriliyor. Bu yürüyüş, taleplerimizin ve mücadelemizin en somut hallerinden birini oluşturuyor. Her sene şenlikte okul içerisinde yapılan yürüyüş, Devrim stadyumunun çimlerine mumlara ile “Devrim” yazılmasıyla sona eriyor. Bu sene de eğitimde yaşanılan sorunlardan ekonomik krize birçok sorunun ve talebin öne çıktığı yürüyüşün teması “Filistin” olarak belirlenmişti. Yıllardır devam eden soykırım politikalarının 7 ekimden bu yana hızlanarak devam etmesinin karşısında ODTÜ öğrencileri “Emperyalizme ve Siyonizm’e karşı ODTÜ Denizlerin yolunda Devrim’e yürüyor” şiarıyla yürüyüşü gerçekleştirdi. ODTÜ öğrencilerinin birlikteliği Devrim şiarında birleşmiş oldu.
GÜCÜMÜZ BİRLİKTELİĞİMİZ
Tüm bunlarla birlikte 35. ODTÜ Uluslararası Bahar şenliği tarihe tamamen öğrencilerin yaptığı bir şenlik olarak geçti. Şunu da belirtmek gerekir ki ODTÜ Bahar Şenliği’nin rektörlüğe rağmen gerçekleştirilmesi artık yalnızca bir Bahar Şenliği’nin ifade ettiklerini aşmıştır. Bu şenlik yalnızca eğlenceyi ifade etmiyor. Bu şenlik, tüm baskı ve yasakların karşısında birlikteliğimizin gücümüz olduğun kanıtlıyor. 2 ay önce öğrenciler arasında dolaşan “biz şenliği yapamayız” düşüncesi bugün “biz birlikte oldukça her şeyi yapabiliriz” düşüncesine dönmüş bulunuyor. Ki bu düşünce ve gösterilen güç atanmış rektörün kararının karşısında kendi kararını örgütleyenleri gösteriyor. Bizlerin tek adamın, onun kuklalarının sözünün yerine kendi sözümüzü haykıra haykıra tarihe geçirdiğimiz bir şenliği ortaya koyuyor. İktidarın baskı ve yasaklarının karşısında, bu iktidarı tanımayan öğrencilerin ortak sözü ve ifadelerini seslendiriyor. Tüm üniversitelere ve Türkiye’ye gösterilen bu güç, iktidarın baskı ve yasaklarının karşısında ancak ve ancak birlikteliğimizin kazanacağını tekrardan kanıtlıyor. ODTÜ’den tüm üniversitelere selam gönderiyor. Bundan sonraki görevimiz ise baskı ve yasakların sistematikliği karşısında bu birliktelikleri kalıcılaştırmak oluyor. Şenlik sürecinde kurulan bölüm bazlı şenlik komiteleri bunun ilk adımını oluşturuyor.