06 Haziran 2024 16:11

Part-time değil Yurt-time

“Yurt-time” hem öğrencilerin maddi sıkıntı çektiğinin itirafı hem de sorunları çözmek yerine daha da büyüten yönetimin projesi.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Paylaş

Gündüzalp KYK Erkek Öğrenci Yurdundan bir öğrenci

Eskişehir

 

Ekonomik krizin ortaya çıkardığı sorunlardan en çok etkilenenlerden birinin öğrenciler olduğunu görebiliyoruz. Beslenemiyoruz, bırakalım bir sinemaya, tiyatroya gitmeyi; dışarda bir çay içmek istediğimizde bile kılı kırk yararak hesap yapmaya çalışıyoruz. Yurtta kalan öğrenciler olarak da bir dilim ekmeğin yanında verilen kalitesiz yemekler bizi cebimizden harcamaya mecbur bırakıyor. Hemen hemen tüm KYK yurtlarında karşılaşabileceğimiz niteliksizlikler ve sorunlar üzerine daha çok şey söyleyebiliriz.

Parasız eğitim, nitelikli barınma gibi taleplerimiz etrafında bir araya geldiğimizdeyse “elimizdekilerle yetinmeyi, şükretmeyi bilmemiz gerektiğini” söyleyen yurt yönetimleri karşımıza çıkıyor. Bu yazıda her fırsatta yurtların yemek ve barınma açısından koşullarının iyi olduğunu, gençlerin burs-kredi miktarlarının yeterli olduğu naralarını atanların bir “itiraf”ını inceleyeceğiz.

YURT MEMURLARI USTA BAŞI OLMUŞ

Yurdumuzda bir süredir var olan “Yurt-time”, bir yandan öğrencilerin maddi sıkıntı çektiğinin itirafı olup diğer yandan da sorunları çözmek yerine daha da büyüten yönetimin projesi. Gençleri yurtlara hapsedip kendilerine zaman ayırmalarının önüne geçerek yurtları ucuz emek sömürüsünün yeni adresi haline getiriyor. Başvuru yaparak projeye seçilenler not ortalaması yüksek öğrenciler oluyor. Öğrenciler ayda 32 saat çalıştırılıp karşılığında sadece 2000 TL gibi ücretle yurtlara sıkışıyor.

Projede, yurttaki temizlik personeli gibi işler için kadro açmaları gerekirken bunun yerine öğrenciler kullanılarak daha az parayla daha çok iş yaptırma yoluna gidiliyor. Çamaşırhane, nevresim odası, kat görevlisi, güvenlik kulübesinde nöbet tutmak gibi birçok iş yaptırılıyor. Çalışan arkadaşlarımız bazen dışardayken bile yurt memurları tarafından aranarak “Neredesiniz, görevinizin başına” gibi cümlelerle hapishane gibi olan yurtlara çağırıyorlar. Proje adı altında öğrenciyi sosyal yaşamlarından koparıp 6 kişilik, doğru düzgün temizlenmeyen hücre gibi yurtlara hapsediyorlar.

Projede çalışan gençlerin yaptıkları işlerden mustarip olduklarını ama KYK yurt ücretini ve ulaşım giderlerini karşılayabilmek için çalıştıklarını öğreniyoruz. “Bize verilen 2000 TL’nin 510 TL’sini yurt ücretini ödeyerek cebimizden tekrar alıyorlar ama mecburuz” gibi cevaplar ön plana çıkıyor.

Çalışan arkadaşlar geç saatlere kadar görev verilen yerlerde kalıyorlar. Özelikle sınav haftalarında dahi görev aldıkları yerlerden ayrılmadan ders çalışıyorlar. Çamaşırhanede bir sandalye üzerinde, nevresim odasında küçük bir masada ders çalıştıkları bir eşitsizlik tablosu çiziliyor önümüzde.

Yurt-time seçilmeyen öğrenciler de yedek listesine ekleniyor ve bu durumu yönetime ilettiklerine “Derslerine daha çok çalış, işi kap” cevabıyla sözde bir ödül işaret ediliyor.

Devlet bu yurtlarda kalan öğrencilerin maddi sorunların en katmerlisini yaşadığının farkında olup bu projeyle öğrenciyi okurken çalışmaya mahkûm ediyor. İşçi emekçilerin evlatları okudukları alanda iş bulmak isterken yurt-time adı altında ne kendine zaman ayırabiliyor ne de bölümlerinde daha da gelişmek için zaman bulabiliyor. Şimdiyse sorunlarımız nasıl çözülecek, başka bir şey yapabilir miyiz diye çuvaldızı kendimize batırma zamanıdır.

YURT TEMSİLCİLİKLERİNE İHTİYACIMIZ VAR

Gündüzalp KYK Yurdu öğrencileri birleşerek sorunlarına çözüm yolları arıyor. Çözüm olarak personele gitmek veya GSB uygulamasından dilek ve şikâyet bölümüne yazılan yazılarla sınırlı kalmamalıyız. Öğrenci komitelerinin oluşturulması, her blokta, her katta öğrenci temsilciği olması için bir araya gelmeliyiz. Bizi ucuz iş gücü olarak gören bu sisteme karşı var gücümüzle örgütlenmeliyiz. İşte o zaman her birimizin sözünün eşit olduğu öğrenci komiteleri sayesinde hep birlikte tartışarak kararlar alıp sorunlarımızla başa çıkabiliriz.

Tüm bu tabloda ortaya çıkardığımız çözüm karar süreçlerini beraber öreceğimiz demokratik öğrenci birlikleri, yurt temsilcilikleri kurmaktır. Cebindeki parayla bir ayı nasıl geçireceğinin hesabını yapan, herhangi bir sosyal kültürel faaliyete katılamayan, okurken çalışmak zorunda kalan, geleceğini görmekte zorlanan yurt arkadaşımız, bu çağrımız sanadır: Bu sorunları yalnız sen yaşamıyorsun. Yalnız mücadele etmen gerekmez çünkü gücümüz birliğimizden gelir. Nitelikli barınma, parasız eğitim hakkımız için elele verip mücadele etmeye seni çağırıyoruz!

ÖNCEKİ HABER

Avrupa’da gençliğin Filistin’le dayanışması

SONRAKİ HABER

Şirketin alacağı ihale eğitimden önemli mi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa