6 Haziran 2024 17:14

Çağ dışının evrime izdüşümü

Evrim teorisine sağdan soldan gelen saldırılar gösteriyor ki, bilim mevcut sistemin egemenlerinin kendi çıkarları doğrultusunda eğilip bükülüyor, törpülenmeye çalışılıyor.

Çağ dışının evrime izdüşümü

Fotoğraf: Pixabay

Pelin TURAN

Boğaziçi Üniversitesi

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi

Boğaziçi Üniversitesi, kayyum yönetimi ile üçüncü yılını devirdi. Gerici siyasetlerin okulumuzdaki gölgesi kayyum yönetimin okul bileşenlerinin yan yana gelebildiği her alanı kendi çıkarlarınca kurguladığını gördük. Üniversitedeki sorunları katmerleyen bir unsur ise mobbing sonucu giden veya kayyum yönetim tarafından gönderilen hocalarımızın yerine kayyum yönetimce atanan, paraşütle adrese teslim inen akademisyenler. Bu durumun paralelinde gelişen bir örnek ise bölümümüze atanan hocamızın savunduğu, bilimin günümüze taşıdığı birikimden uzak, çağ dışı evrim karşıtı savı siyasal ajandası dahilinde dersliklerimize kadar taşıması.

Bu yoldan evrim karşıtı argümanları derslerinden eksik etmeyen bu paraşüt hocamız yaratılışçı tarafça ısıtıp ısıtılıp öne sürülen Wistar Konferansı’nın (1966) çıktılarını “evrimi yanlışlayan matematiksel kanıtlar” makyajıyla derslerde ve söyleşilerde dile getirmektedir. Paraşüt hocamızın da bahsettiği gibi bu konferansta, bir olgu olarak evrime matematiksel bulgular eşliğinde karşı çıkan matematikçiler Eden ve Schutzenberger; günümüz organizmalarının ne kadar kompleks olduğundan, bu organizmaların sentezleyebildiği herhangi bir proteinin gen diziminin rastgele bir biçimde oluşmasının dünyanın yaşından çok daha fazla zaman alacağından, yani evrim teorisinin eksikliğinden bahsediyor. O yıllarda, günümüz akademisi tarafından bilinen çoğu mutasyon mekanizmasının henüz keşfedilmemiş olmasına rağmen konferanstaki bilim insanları bu olasılık hesabında kullanılan matematiksel modellemenin genin işleyişini açıklayamayacak kadar basitleştirilmiş olduğu konusunda hemfikirdi. Gen dizimi Eden’in düşündüğü gibi her seferinde rastgele bir araya gelen dört bazdan en fonksiyonel olabileceklerin denk gelmesiyle değil, aslında o zamanlarda da ileri sürüldüğü şekliyle, yani doğal seçilimle açıklanabilir.

SİYASAL AJANDASINI DERSLİĞE TAŞIYAN PARAŞÜT

Konferansta başka bir tartışma ise Schutzenberger’in genetiği bilgisayar diline benzetmesinden yürütüldü. Bir harfin değişimi, bahsi geçen bilim insanlarının bilgisayar koduna benzettiği gen diziminin bütünüyle çalışmamasına sebep olurken mutasyonlar “anlamlı hiçbir değişime” sebep olmuyordu. Bahsettiğimiz konferansta Lewontin gibi biyologlar ve Ulam gibi matematikçiler bu matematiksel argümanların eksiklik ve yanlışlıklarına işaret etmişlerdir ve konferans bitiminde evrim kuramını çürüten bir sonuca ulaşılmamıştır. Konferans çıktıları ise ses getirmemiştir ve uzunca bir süre akademi çevresince ciddiye alınmamıştır. Ancak gerici siyasetlerin ajandasına nadide bir koleksiyon parçası olarak kullanılabileceğinin farkına varıldığında bu konferans gün güzüne çıkmış oldu. En genel ifadesiyle tutarlı bir bilimsel gözlem ışığında doğadaki değişimlerin ve bu değişimlerin birikimlerin ulaştığı eşiklerde meydana gelen sıçramaların (türleşme, fonksiyonel ve morfolojik farklılaşmalar vb.) genel ve özel ifadelerini ortaya koyan evrim teorisi, yalnızca günümüzde değil Darwin’in ortaya koyduğu vakitten beridir çeşitli kesimlerin muhalefetiyle karşılaşmıştır. Durağan, Tanrı’nın koşullayıcılığında bir evren tablosu çizilmesi, egemen sınıfların kurumsallaştırdığı dinin en temel manevralarından. Değişimin yerine statikliği, evrimin yerine yaratılışçılığı, doğanın somut durumu yerine Tanrı hükmünü koyan bu savlar; kurgulanan sorgu sual yetisinden, bilimden uzak toplumun inşasında bir aracı.

Evrim teorisine dair tartışacak ve keşfedecek çok şeyimiz var. Günümüzün bilimsel birikimiyle 50 yıl öncesine verdiğimiz cevaplar da bunun en iyi göstergesi. Öte yandan evrim teorisine sağdan soldan gelen saldırılar bugün gösteriyor ki, bilim mevcut sistemin egemenlerinin kendi çıkarları doğrultusunda eğilip bükülüyor, törpülenmeye çalışılıyor. İktidarın bilim için tahayyül ettikleri dersliklerimize kadar taşınıyor. O halde yineleyelim: bir avuç insanın çıkarı için bilimin yerine toplum için bilimi, gericilikle örülen safsatalar yerine bilimin kendisini, iktidarın ve kayyum yönetimlerin atadığı paraşüt hocaların bizlere reva gördüğü eğitimin yerine bilimsel ve demokratik eğitim talebini koyalım.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et