Birliğimizi bilim ve kültür ihtiyacımız için kullanalım!
Genç Hayat’a aktarılan deneyimlerden öğrenerek kendi bilim-kültür atölyemizi oluşturma hedefini önümüze koyuyor ve aynı dayanışma bilinciyle örgütlemek için mücadele ediyoruz.
Görsel: Soviet Artefacts/Unsplash
Sucan YÜKSEKBAĞ
Şair Abay Konanbay Anadolu Lisesi
Sultangazi/İstanbul
Günümüz koşullarında, iktidar, sorgulayan/araştıran bir gençlik profili ile karşılaşmaktan çekiniyor diyebiliriz. Okullarımızda kullandığımız (geçtiğimiz hafta tekrar değişen) müfredatın içeriğinde de bilim, sanatın payının azalması ama dinci-gerici propaganda içeriklerinin artması sorunu da iktidarın bu korkusuna bağlıdır. Eğitimdeki bu eksiklik, Gazi Mahallesi’nde yaşayan gençlerin spora, sanata, bilime ulaşabileceği imkânların azlığı da hesaba katıldığında, kendini tanıyarak ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfedebileceği sosyal-kültürel aktivitelerden uzaklaşma sorununu doğuruyor. İktidar politikaları bir yana, belediyelerin de düzenledikleri tiyatro, sinema, konser gibi az sayıda etkinliğin yanında, sanatı ve bilimi tartışabileceğimiz kulüp ve toplulukları destekleme konusundaki eksiklikleri, gençler olarak bu aktivitelerden uzak kalmamızdaki nedenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Gençler ancak ailelerinin onlara bir imkân sunabileceği koşullarda bu kültürel aktivitelere erişebiliyorlar. Ama dönüp baktığımızda geçim sıkıntısı sebebiyle ailelerin çok azı çocuklarına bu imkânı sunabiliyor.
ÖNÜMÜZE KOYULAN MÜFREDAT ENGELİNİ NASIL AŞABİLİRİZ?
Bugün ise gençler olarak kendimizi tanımamızın ve yeteneklerimizi açığa çıkarmamızın önüne bir engel olarak koyulan dinci-gerici müfredatı ve bizi sanattan, bilimden uzak tutma çabalarını kabul etmiyoruz, bunun karşısında, Sanat Fabrika’nın ve birçok bilim atölyesinin Genç Hayat’a aktardığı deneyimlerden öğrenerek kendi bilim-kültür atölyemizi oluşturma hedefini önümüze koyuyor ve aynı dayanışma bilinciyle örgütlemek için mücadele ediyoruz.
Biliyoruz ki gençler olarak ne kadar bir araya gelir, ne kadar tartışırsak, iktidarın bizi tutsak etmeye çalıştığı zincirlerden o kadar kolay kurtuluruz. Hiçbirimiz bu baskılarla ve sorunlarla tek başımıza mücadele etmek zorunda değiliz. Gençler olarak gücümüzün birliğimizden geldiği göstermeli, mücadelemizi büyütmeliyiz. Mevcut sistemi kabul etmeyen, değişmesinin gerekliliğinin farkında olan gençler olarak, hepimize, yaşadığımız alanı değiştirmekle başlamak düşüyor. ŞAKAL öğrencileri olarak da taleplerimiz etrafında birleşmeli, bizi birleştirecek öğrenci temsilcilikleri oluşturmalı; semtimizde ihtiyaç duyduğumuz spor, sanat, kültür ve bilim aktivitelerini gerçekleştirebileceğimiz bir atölyeyi kurmak için de dayanışmaya dayalı birliğimizi büyütmeliyiz. Tıpkı okulumuzda kadınların sosyal yaşamın dışına atılma çabasının ve şiddetin karşısında durup 8 Mart eylemimizi ve şenliğimizi dayanışmayla örgütlediğimiz gibi.