6 Haziran 2024 17:23
/
Güncelleme: 13 Temmuz 2024 13:03

Barınma değil dini propaganda

Bizleri kötü koşullarda yaşatanlar, sohbetlerle ikramlarla gözlerimizi boyamaya çalışanlar artık daha da güçlendi ve tarikatları yurdumuzun içine almaya başladılar.

Barınma değil dini propaganda

Aybüke ARSLAN

Ege Üniversitesi

Ege Kız KYK yurdunda her güne yeni bir sorunla başlıyoruz. Asansör bozulmaları, böcek çıkan yemekler derken şimdi de tarikatların musallat olduğu bir yurdumuz var artık. Yurtta kalan moda tasarım öğrencilerinin 1 sene boyunca kendilerinin hazırlayıp diktikleri kıyafetleri sergileme fırsatı sunuldu ve defile yapıldı. Anlatırken “ne sorunu olabilir ki?​” diye içinizden sorduğunuzu duyar gibiyim. Sorun “protokol” adı altında gelen tarikatçılar, cemaatler. Yurt grubundan bir sürü mesajla protokolün geleceğini ve düzgün giyinmemizi söyleyen güvenlikle, Bayraklı KYK yurdunda kalan bir öğrenci kendisini takip eden biri olduğunu söylediğinde “sen de bu saatte gelmeseydin yurda” diyen güvenliğin aynı olduğunu görüyoruz. Dönemin başından bu yana din sohbetleri yapan, farklı üniversitelerden rektörleri dini sunumlar yapmaya getirten bir KYK’dan söz ediyoruz. Depozitoyu ve aylık ücreti daha yurtlar açılmamışken bizden alan, ödemeyi geciktirince bizi yurttan atmayla tehdit eden, bir sorun olduğunda yetkililere ulaşmaya çalıştığımızda bizi mesai saati gören ve tatil günlerinde çağrılarımızı cevaplayamayan müdür de cabası.

MÜDÜR HEM GÖZ BOYUYOR HEM SALDIRIYOR

Hepiniz bilirsiniz ki ekim ayında Aydın’da KYK’da yaşayan kız kardeşimiz Zeren Ertaş ihmal sonucu asansör düşmesiyle hayatını kaybetmişti. Ege Kız KYK olarak asansörlerde kaldığımız, böcekli yemekler yediğimiz, toz kir içinde odalarda yaşamaya mecbur bırakıldığımız bir düzeni kabul etmeyerek bir eylem yapmıştık. En insanî taleplerimizi beslenmeyi, barınmayı, yaşamayı sloganlarımıza dökerken sözde bizlerin yanında olan müdür, güvenlikler bizi teşhir etmek için elinden geleni yapmış, yalan yanlış söylentiler yaydırmaya çalışmıştı. Şimdi baktığımızda bizleri kötü koşullarda yaşamaya mecbur bırakanlar, sohbetlerle ikramlarla gözlerimizi boyamaya çalışanlar artık daha da güçlendi ve tarikatları yurdumuzun içine akın akın almaya başlamış durumda. Alttan alta din propagandası yapıyor, giyimimizle kuşamımızla baskılamaya çalışıyor, bizi yurttan atmasını da biliyor. Güvenli yurtta yaşamak, sağlıklı doyurucu öğünler yemek, kirden pisten hasta olmadığımız odalarda kalmak ancak bu taleplerimizi elde etmek için bir araya gelmekten geçiyor. Yaşamlarımız için mücadele ederken zorlanacak olanların bizler değil bizi bu hayata mecbur bırakanların olacağını da biliyoruz. Bunları biliyorsak bizleri birleşmeden, beraber olmaktan, örgütlenmeden alıkoyan nedir?

Evrensel'i Takip Et