Eğitimden tasarruf olmaz
Öğretmenlerimizse Kamuda Tasarruf Paketi dolayısıyla yeni ekipmanların sağlanamayacağı, şu an var olanlarınsa iyileştirilmesinin mümkün olmadığını belirtiyorlar.
Kaynak: Freepik
Alp Eren ELVEREN
Dokuz Eylül Üniversitesi
Geçtiğimiz haftalarda Mehmet Şimşek’in açıkladığı “Kamuda Tasarruf” paketi, OVP’nin bir devamı olarak AKP’nin işçi ve emekçi kesime kemer sıktırma politikalarını sürdürmeye devam edeceğinin bir göstergesi olarak karşımızda bulunmakta. Peki OVP ve Kamuda Tasarruf Paketi biz öğrenciler için ne ifade etmekte?Şimşek’in açıkladığı OVP’ye baktığımızda “Mesleki ve teknik lise mezunlarının bulundukları bölgedeki iş kollarını önceleyecek şekilde işgücü piyasalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere istihdama erken dönemde katılmalarını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilecek, bu anlayışla meslek yüksekokullarının işlevi gözden geçirilecektir” ve “Yükseköğretim kontenjanlarının kamu ve özel sektörün orta vadede ihtiyaç duyduğu işgücü miktarı ve nitelikleriyle olumlu hale getirilecektir” maddeleri yer alıyor. Makina ve teçhizat alımlarının ekonomik ömrü tamamlanmaması halinde yapılamayacağı, kamu alımlarının DMO aracılığıyla yapılacak olması halihazırda atıl durumda bulunmakta olan laboratuvar ve atölye malzemelerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesinin gerekliliğini atlıyor. Dokuz Eylül Meslek Yüksekokulu’ndaki araç gereçlerin üniversite yönetimi tarafından karşılanmamış olması, özel sektör tarafından vergi indiriminden yararlanmak adına ömrünü yitirmeye yakın halde üniversite bünyesine “kazandırılmış” bulunmakta.
“HAYATA 2 YIL ERKEN BAŞLAYIN”
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin aldığı 7 milyar TL ödenekle Türkiye’de en çok bütçe ayrılan 6. üniversite konumunda bulunması fakat bu ödeneklerin harcama raporlarının şeffaflık bir yana açıklanmasının bile Sayıştay tarafından zorlama usulüyle gerçekleştirilmekte. Biz öğrenciler adına harcanmayan bu paraların kime veya kimlere aktarıldığı, nitelikli bir eğitim sağlanmasındansa yandaşlara Teknopark, seçim süreçlerinde AKP’li adayların tanıtımı ve/ya kariyer zirveleriyle el altından para akışı sağlandığını gözler önüne sermekte. İzmir Meslek Yüksekokulu fakültesinin “Hayata 2 yıl erken başlayın” sloganıyla da üniversiteli gençliğin iş hayatına erken atılmasının sağlanması, sermayeye birer işçi yetiştirme görevini üstlendiğini açıkça belirtmekte. Fakat atölyeler ve laboratuvarların kapasite ve ekipman bakımından yetersizliği ve nitelikli eğitimin sağlanamaması iş hayatına atılımını sağlayacağı üniversiteli gençlerin mezun olduğu vakit okuduğu süreç boyu almış olması gereken deneyim ve eğitimden yararlanamamış olmasına yol açmakta. Kimya bölümünde laboratuvarda eğitim görmekte olan öğrencilerle görüştüğümüzde bize aktardıkları üzere “Malzemeler oldukça eski, çoğu araç gereç yetersiz kalıyor, bazılarıysa hiç kullanılamıyor. Yeni malzemelerin gerekliliğini belirttiğimizde ise ‘devlet tasarrufta’ veya ‘yeterli bütçe yok’ sözleriyle karşı karşıya kalmaktayız. Küçük bir laboratuvarda bir deneyi 10-12 kişiyle yapmaktayız bu yüzden herhangi bir bilgi birikimi veya kazanım elde edememekteyiz.” Sözleriyle laboratuvar derslerinin yetersizliğini açıkça ifade etmekte. Fakat bu sorunlar sadece Kimya bölümüyle sınırlı kalmamakla birlikte pek çok bölümde de hem bizim hem sıra arkadaşlarımızın karşısında kendini göstermekte. Makina bölümü öğrencileriyle yaptığımız röportajda “Üniversitede kullanmaya uygun olmayan bilgisayar laboratuvarlarından dolayı rektörlüğe verilen dilekçeler bir işe yaramamakta. Öğretmenlerimizse Kamuda Tasarruf Paketi dolayısıyla yeni ekipmanların sağlanamayacağı, şu an var olanlarınsa iyileştirilmesinin mümkün olmadığını belirtiyorlar. Öğrenciler bu bilgisayarlarda gündelik eğitimlerini almakta zorlanıyorken üstüne sınavlara bu bilgisayarlarla girmek zorunda kalıyorlar. Sınav süreçlerinde bilgisayarlar ya donuyor ya da çöküyor. Öğretmenlerimizse bilgisayarların bu durumunun karşısında sorumluluk almıyor, sınavın tamamlanamaması veya eksik kalması halinde sorumluluk öğrenci üzerine bindiriliyor. Çare olarak çoğu arkadaşımız kendi bilgisayarını getirirken bilgisayara sahip olmayan veya getirmesi mümkün olmayanlar bu bilgisayarlarda niteliksiz eğitim almaya mahkûm bırakılıyor. Sınavlarını bu atıl durumdaki bilgisayarlarda tamamlamak zorunda kalmasından dolayı sınavlarında başarısız oluyor” şeklinde belirtmekte. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin aldığı ödenekler karşısında nitelikli ve bilimsel eğitimin öğrencilere verilmemesi gün geçtikçe öğrencilerin karşısında somut bir sorun olarak çıkmakta. Daha iyi koşullar ve ekipmanlarla eğitim görme hakkımız için, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerini hak ve taleplerimiz etrafında birleşmeye çağırıyoruz!