08 Haziran 2024 04:46

Hindistan seçimlerini değerlendiren akademisyen Pınar Kahya:  "Acımasız politikalar Modi’yi sorgulattı"

Akademisyen Pınar Kahya Hindistan seçimlerini değerlendirdi: “Modi insanların gündelik yaşamını olumsuz etkileyecek oldukça acımasız işlere imza attı."

Fotoğraf: 

Imtiyaz Khan/AA:

Paylaş

Ela AVA

Hindistan’da yaklaşık 6 hafta süren 7 aşamalı genel seçimleri, Başbakan Narendra Modi’nin başında olduğu Bharatiya Janata Partisi (BJP) liderliğinde kurulan Ulusal Demokratik İttifak (NDA) kazandı. Ancak parlamentoda çoğunluğu sağlayamadı. Hindistan’da yeni ekonomik ve siyasi dengeleri İnönü Üniversitesi Araştırma Görevlisi Pınar Kahya ile konuştuk. Modi’nin başta işçiler ve çiftçiler olmak üzere Hindistanlıların gündelik yaşamını olumsuz etkileyecek oldukça acımasız politikalara imza attığını belirten Kahya, “En son, seçim bonoları/ kuponları skandalı da BJP ve Modi’nin popülist söyleminin geçerliliğini sorgulattı” dedi.

Hindistan’da seçimlere kaç parti girdi ve nasıl bir seçim sistemi var?

Hindistan’da iki parlamentolu federatif bir sistem var. 4 Haziran’da sonuçlanan seçimler, merkezi parlamento için yani Halk Meclisi (Lok Sabha) için yapılan seçimlerdi. Hindistan’da siyasi partiler, ülke çapında hemen her seçim bölgesinde seçimlere katılan ulusal ve bir veya iki eyalette seçime giren bölgesel partiler olarak ikiye ayrılıyor. Hindistan’da şu an 6 ulusal parti var, bunların en önemlileri sağda Başbakan Modi’nin Hindu Milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi ile merkez solda seküler Hindistan’ın kurucu partisi Hindistan Ulusal Kongresi kısaca Kongre. Yolsuzluk karşıtı gündemle kurulmuş Aam Aadmi, Dalitler başta olmak üzere alt kastların partisi olan Bahujan Samaj ve 1964’te kurulmuş Hindistan Komünist Partisi- Marksist diğer önemli ulusal partiler. Bölgesel partilerin sayısı değişmekle birlikte son seçimlere 57 bölgesel parti katıldı.

İTTİFAKLAR EKSENLİ SİYASET

Bölgesel partilerin seçime etkisi nedir?

Hindistan’da bu ulusal-bölgesel parti ayrımı ittifaklar eksenli siyaseti deyim yerindeyse mecburi kılıyor. Modi’nin 2014 yılında başlayan dönemi Hindistan siyasetinin alışık olmadığı bir dönem. Modi, ülkenin en gelişmiş eyaletlerinden Gujarat’ta 12 yıl süren eyalet başkanlığının ardından, partisi BJP ile tek başına iktidar olarak Hindistan Başbakanı oldu. Bu şu demek, 2014 ve 2019 seçimlerinde Halk Meclisinde 272 sayısına BJP ittifaksız ulaştı. Bu seçimlerde ise deyim yerindeyse Modi ve partisinin ajandası ittifakında yer alan iki bölgesel partinin insafına kaldı. Telegu Desam Parti, Güneydoğu eyaleti Andra Pradesh’te Chandrababu Naidu liderliğinde, Janata Dal (Birleşik) ise Bihar’da Nitish Kumar liderliğinde iki parti. Bunlar yerel popülist diyebileceğimiz siyasetçiler, yani halk adamları bir nevi. Bölgesel partilerin birçoğu yerelde, yerel güçlerle ve sıradan insanlarla birebir temasta olan yerel öncüler. İnsafa kalmayı abarttığım düşünülebilir ancak özellikle Bihar gibi en az gelişmiş eyaletlerden birinden gelen bir bölgesel parti liderinin, Modi’nin ajandasındaki tarım, iş, arazi istimlak kanunu gibi yasaları onaylama ihtimali oldukça düşük. Güvenoyu oylamasında 272’yi bulma sopası önümüzdeki 5 yıl Modi’nin ensesinde olacak.

DİN VE MİLLİYET TARTIŞMASI

Hindistan’da seçimler geride kaldı ve yine iktidar partisi Bharatiya Janta (BJP) ve kurduğu ittifak seçimleri kazandı ancak Modi’nin partisinin oy düşüşü çok çarpıcıydı. Seçim sonrası dengeler ve Modi’nin ittifak yaptığı partilerin rolü nasıl olacak? Sizce bu oy düşüşünün temel nedenleri neydi?

BJP’nin kan kaybetmesinin çok fazla nedeni var. Seçimlerde BJP’nin çoğunluk hükümetini kaybetmesinden çok daha çarpıcı olan, Gujarat’tan sonra en büyük kalesi gördüğü Uttar Pradesh eyaletinde kaybetmesi oldu. Bu, Hindu Milliyetçiliği için unutulacak bir yenilgi olmayacaktır çünkü Modi’nin seçim kampanyasının en büyük şovu 1992 yılında Hindu milliyetçileri tarafından yıkılan Babri Mescidi’nin yerine Tanrı Ram’ın doğum yeri olduğuna inanılan Ayodhya’da dikilen tapınaktı. Hindu Vatikan’ı ilan edilen tapınak, Hindu milliyetçileri için büyük bir gövde gösterisine dönüşmüştü ta ki seçim sonuçları açıklanana kadar. Hem Ayodha’nın bulunduğu Faizabad’da hem de Hindu kemeri denilen aralarında Uttar Pradesh’in de olduğu Kuzey eyaletlerinde oy kaybettiler. Bunun nedeni Modi’nin tamamen “dünya liderliğine” soyunup, içerde Müslüman karşıtı söylemlerle tabanını birleştirebileceğini düşünmesiydi bence.

YOKSULLUK VE İŞSİZLİĞE TEPKİ

Öte yandan insanların kır ve kent emekçilerinin durumu her geçen gün kötüleşiyor. Hindistan’da 2000’lerin başından beri ekonomik büyüme artıyor ancak nüfus çok genç ve bu büyüme iş yaratmayan bir büyüme. Büyüme istihdamsız, kır yoksulluğu azalmadığı gibi artıyor ve gençler kırları terk edip Mumbai, Chennai, Bengaluru, Delhi, Haydarabad gibi metropollerde iş arıyor. Kamu sektöründe istihdam daraldıkça, Modi sıradan insanlara verdiği en büyük sözü “sabka sath, sabka vikas, sabka vishwas”ı yani herkes için birlikte kalkınmayı tutmamış oluyor. Bir de Modi insanların gündelik yaşamını olumsuz etkileyecek oldukça acımasız işlere imza attı. Bir gecede 500 ve 1000 liralık banknotların tedavülden kaldırılması, çoğunlukla nakit biriktiren, bankalardan uzak enformel sektörlerde çalışanları olumsuz etkiledi, sert uygulanan pandemi kapanması kentlerdeki göçmen işçileri zor durumda bıraktı. 2021’deki çiftçi protestoları hâlâ kırsalın temel gündemi. En son, seçim bonoları/ kuponları skandalı da BJP ve Modi’nin popülist söyleminin geçerliliğini sorgulattı diyebiliriz.

Bu seçimde ulusal ve yerel düzeyde çok sayıda muhalefet partisinin kurduğu geniş ittifak -Indian National Developmental Inclusive Alliance- dikkat çekiciydi. Bu ittifak ne oranda başarılı oldu? Halkın hangi taleplerini kapsadı?

Merkezinde Kongrenin olduğu INDIA ittifakı, odağına Hindistan Anayasası’na sadakati ve geçimi koydu. Hindistan Anayasası seküler ve demokratik bir Anayasa. Böyle yaparak Müslümanlardan ve komünalist söylemlerden bıkanların tam desteğini aldı. Dahası, Hindistan’da refah devleti uygulamaları olan sosyal politika reçetelerinin aslında Modi’den önce Birleşik İlerici İttifak döneminde başlatılan uygulamalar olduğunu hatırlattı. Hindistan’da alt kastlar için yürürlükte olan rezervasyonların artırılması vurgusu yaptı ki en son Bihar’da yapılan ve oldukça tartışılan kast verileri kastların nüfus oranında rezervasyonlara sahip olmadığı iddiasını güçlendirdi. Bu durum Hindistan’da özellikle 90’lardan beri yükselen kast eksenli siyasetin yansıması. Alt kastlar sistem içinde daha fazla söz sahibi olmak istiyor. Ayrıca özellikle Güney eyaletlerinin Hintçe konuşmadıklarını da ekleyelim. Burada, eyalet partileri merkezi Hindulaştırma politikalarına direniyor. Kongrenin Anayasa vurgusu ittifakın bu cephesini güçlendiriyor. Yine de kendi adıma, bu çok parçalı ittifakın reaksiyoner bir ittifak olduğunu düşünüyorum. Yani burası Modi hükümetine çeşitli nedenlerle karşı çok parçalı bir ittifak, zaman içerisinde nereye evrileceğini göreceğiz.

Hindistan dünyanın beşinci büyük ekonomisine sahip. Neoliberal politikaların da hız kesmeden Modi tarafından yaygınlaştığı Hindistan’ın ekonomisi ve işçi sınıfının durumu önümüzdeki süreçte nasıl olacak?

Hindistan ekonomisi çok ekstrem bir gelişme yaşanmazsa büyümeye devam edecektir. Ancak daha önce söz ettiğim gibi bu büyümenin niteliği değişmediği sürece Hindistan’ın kalkınma sorunları çözülmeyecektir. Özellikle, doğrudan yabancı yatırım ve yabancı portfolyo yatırımları çekmek için iş yasasını değiştirmek istiyorlar. Hindistan’da 100 çalışanın üzerinde işe alım ve işten çıkarma hâlâ eyalet iznine bağlı. Buna sendikalardan büyük tepki var. Arazi istimlakının kolaylaştırılması çalışan nüfusunun büyük bir kısmı hâlâ toprağa bağımlı olduğu ki yerel birçok kabilenin de olduğu Hindistan gibi bir ülkede toplumsal patlamalara neden olacaktır. Tarım krizi zaten gündemde. Hindistan hükümeti bir taraftan Çin’den kaçacak yer arayan çok uluslu şirketlerin üretimini kendisine çekmeye çalışırken bir taraftan da toplumsal rızayı üretmekte zorlanacaktır. İlginç bir biçimde, planlı kalkınma döneminde izlenen kapitalist gelişme stratejisinin Doğu Asya’da başarılı olup Hindistan’da başarısız olmasının nedenini Hindistan’da siyaseti mukavemetin parti siyasetinden çok toplumsal hareketlere yatkınlığı ile açıklayan Rudolphların tezlerinin geçerliliğinin test edildiği bir dönem yaşanacak.

İŞÇİLERİN, ÇİFTÇİLERİN MÜCADELESİ SÜRECEK

Modi’nin siyasi söylemlerinin halk nezdindeki tepkisi bir yana geçtiğimiz seçimlerden bu yana Hindistan’da büyük toplumsal hareketlere şahit olduk. Hindistan’da işçi ve emekçiler açısından örgütlülük ve hükümete karşı mücadele nasıl ilerliyor? Önümüzdeki süreçte benzeri eylemleri görmemiz mümkün mü?

Hindistan’da formel sektör ile enformel sektör arasında, kır ile kent arasında, Kuzey ile Güney arasında yaşanan gerilim ekseninde çelişkili bir neoliberal sermaye birikim rejimi deneniyor. Bu seçimlerde bunun temsilcisi olan siyasi iktidar önceki on yıldan daha az yönetme kabiliyeti ile ajandasını sürdürmeye çalışacak. Akademisyen kimliğini bir tarafa bırakıp, çiftçi hakları için mücadele eden Yogendra Yadav’ın IndiaToday kanalında yaptığı seçim değerlendirmesinde söylediği gibi, BJP hükümet kuracak belki ancak bu hükümetin “ikbali” yoktur. Muhalefetin sindirildiği bir uzun on yıldan sonra, işçilerin ve çiftçilerin mücadelesi devam edecektir.  

 

ÖNCEKİ HABER

Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali: Torba iş kolu sözleşme hakkımızı gasbediyor

SONRAKİ HABER

İzmir Kadın Platformu: Silah tüccarlarına değil kadınlara bütçe istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa