Kayyum: Bir inkar, imha ve talan politikası
3 büyükşehir olmak üzere 6 il, 15 ilçede şu ana kadar açıklanan toplam borç 24 milyar 727 milyon 168 bin 932 lira.
Fotoğraf: Evrensel
Elif Ekin SALTIK
2016 yılından bu yana, neredeyse 9 yıldır yakından tanık olduğumuz bir politika kayyum. Bölge kentlerinin üzerine çökmüş kara bir bulut. 2016 yılında bölge illerindeki 3 büyük şehre sonra sırasıyla halkın iradesinin temsili olan her bir il ve ilçeye atanan kayyum Kürt halkının her seçim öncesi kabul etmediğini açıkça söylediği, her seçim sonrası da yüreği ağzında beklediği bir lanete dönüşmüş durumda.
AKP iktidarının 2016’da başlattığı 2019 seçimleri sonrasında devam eden kayyum politikası, bugün tek adam rejiminin Hakkâri Belediyesine atadığı kayyumla ve Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ı tutuklamasıyla devam ettiriliyor. Bölge halkının “darbe”, “irade gasbı” olarak tariflediği kayyum tek adam iktidarı tarafından “dize getirme” ve “intikam” sopası olarak Kürt halkı üzerinde sallandırılıyor.
9 yıldır sürdürülen kayyum siyasetinin halk nezdinde bir karşılığı yok. Çünkü halkla arasına tuğladan duvarlar ören, bütün kapılarını halkın yüzüne kapatan kayyum deneyiminin; Kürt halkının dilini, kültürünü, belleğini, yaşam biçimini tahrip eden, en önemlisi de halkın sosyoekonomik koşullarını daha da kötü hale getiren etkisi var. Bir avuç iktidar yanlısının tüm rantı bölüştüğü, halka yoksulluğun, sefaletin, kimsesizlik hissinin kaldığı bir deneyim bu.
Bu kötü deneyimin en öncelikli mağdurları ise kadınlar. Çünkü biliyoruz ki 2016 yılında da 2019’da da kayyumlar en iyi bildiklerini yaparak ilk elden kadın kazanımlarının üzerine çöreklendi. Kapattıkları kadın ve çocuk kurumlarının tüm olanaklarını Diyanetten, dini vakıf ve cemaatlere kadar yandaşı olan pek çok kuruma peşkeş çeken, yakan, yıkan bu düzen kadınlara dair tüm birikimleri yok etmeye kendi düzenini kurmaya da adeta ant içti.
Yalnızca kadın kurumlarını kapatmakla, birikimlerini yok etmekle kalmayıp kadınları ve çocukları şiddete mahkum bırakarak, o kurumlarda çalışan kadınları ya işten atıp açlıkla cezalandırarak ya da olmadık yerlere sürerek, mobbinge maruz bırakarak yıldırmak da sürdürdükleri politikalardan biri. Yani özetle Kürt halkının bir bütün olarak yüz yıllardan bugüne taşıdıklarını inkar, imha ve talan politikası olarak karşımızda bugün kayyum.
1 Eylül 2016 tarihinde imzalanan 674 sayılı KHK ile DBP’den seçilen belediyelere 11 Eylül 2016 tarihinde el konulmaya başlandı. 3 büyükşehir, 7 il, 63 ilçe ve 22 belde olmak üzere 95 belediyeye kayyum atandı, 93 belediye eş başkanı tutuklandı, kamuda ve belediyelerde çalışan 15 bine yakın işçi ve memur, 300’e yakın muhtar ihraç edildi. Milletvekillerinin yanı sıra, yüzlerce belediye meclis üyesi ve il genel meclis üyesi ile sayısı binleri aşan il ve ilçe teşkilatlarında çalışan parti yöneticisi ve çalışanı tutuklandı. 19 Ağustos 2019 tarihinde ilk olarak Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediye eş başkanları görevlerinden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atandı. Kayyum atamaları ilerleyen zamanda 48 belediyeyi daha kapsadı. Yüzlerce meclis üyesi gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. Farklı tarihlerde 88 belediye meclis üyesi ile 17 il genel meclis üyesi görevlerinden uzaklaştırıldı. İkinci kayyum atamalarında da yine hedefte kadın merkezleri vardı.
Van’da 11 birim müdürü kadın açığa alındı. Diyarbakır ve Mardin’de de kadın müdürlüklerinde ve kadın kurumlarında görev yapanlar görevden alındı, kimi ihraç edildi. 93 kadın kurumu kayyumlar tarafından ya kapatıldı ya çalışmaları durduruldu ya da faaliyetinin içeriği değiştirildi.
İLK ELDEN TESPİT EDİLEN 25 MİLYARLIK BORÇ
31 Mart seçimleri sonrası kayyumdan DEM Parti’ye geçen belediyelerin ilk elden çıkarılan borç yekûnuna baktığımızda bile var olan yağmanın nasıl arşa ulaştığını, rantı aralarında pay edenlerin ondan neden vazgeçmek istemediklerini anlamak mümkün. 2019’da kimi belediyelere kayyum atamadan önce tüm borçların ödendiği ancak bugün o belediyelerin yeniden alınmasıyla ortaya çıkan milyonluk borçlar dudakları uçuklatıyor.
3 büyükşehir olmak üzere 6 il, 15 ilçede şu ana kadar açıklanan toplam borç 24 milyar 727 milyon 168 bin 932 lira. Bu illerin büyük kısmı kayyumla yönetilirken küçük bir kısmı ise AKP’den alınan yerler oldu. Şu ana kadar açıklanan borçların çoğu krediler, kayyumlar tarafından yapılan kişisel harcamalar, icra ve SGK borçlarından oluşuyor. Belediyelerin borçları faiz nedeniyle gün geçtikçe artıyor, kimi belediyeler ise icralık. Borcu en yüksek belediye 8 buçuk milyar ile Van Büyükşehir Belediyesi.
Kayyum politikasını kendi için kullanışlı bir hale getiren iktidarın asıl hedefinde Kürt siyaseti olsa da 2024 yerel seçimleri sonrası Hakkâri ile startı verilen bu gasbın yarın İstanbul’a İzmir’e ya da başka bir ile gelme olasılığı yok diyemeyiz. Bölge illeri ile başlayan ve sonra tüm memleketin normali haline gelen tek adam rejimi, bu türlü politikalarına “terörle mücadele” adı altında meşruluk zemini kazandırmaya çalışsa da bu politikalara memleketin dört bir yanından daha yüksek sesle karşı çıkmak gerektiği de açık.