10 Haziran 2024 05:01

İş çok, personel yok, baskı ve ayrımcılık var

PTT emekçileri baskı ve mobbingden, sürgüne, sendikal ayrımcılıktan, ağır iş yüküne kadar pek çok sorun yaşıyor. Emekçiler sorunlarının bir an önce çözülmesini istiyor.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır

PTT emekçileri uzun yıllardır personel eksikliğinden yakınarak seslerini duyurmaya, sorunlarını dile getirmeye çalışsa da hâlâ aynı sıkıntıları yaşamaya devam ediyor. Yaşadıkları sorunlar sadece personel eksikliği de değil tabii. Baskı ve mobbingden, sürgüne, sendikal ayrımcılıktan, ağır iş yüküne kadar pek çok sorun yaşıyorlar. Yöneticilerin liyakatsizliğinden da dem vuran PTT emekçileri sorunlarının bir an önce çözülmesini istiyor.

Biz de yaşadıkları sorunları Haber-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Uluğ, Örgütlenme Sekreteri Serhat Oktay, Mali Sekreter Özge Erdemci ve Basın Yayın Sekreteri Zafer Söker ile konuştuk.

2 MİLYONLUK ŞEHRE 509 ÇALIŞAN

Neredeyse 2 milyon nüfusa sahip Diyarbakır’da 17 ilçe de dahil PTT’nin toplam çalışan sayısının 509 civarı olduğu bilgisini veriyor Haber-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Uluğ. “Bizim en önemli problemlerimizden biri personel eksikliği” diyen Uluğ, “Devlet memuru, idari hizmet sözleşmeli personel ve taşeron firma elemanı olan bu 509 kişi 2 milyonluk bir şehirde vatandaşa zor koşullarda hizmet vermeye çalışıyor” diyor.

İş yoğunluğunun çok fazla olduğunu ve bu iş yoğunluğundan kaynaklı şikayetlerin arttığını dile getiren Uluğ, çalışma koşullarını şu sözlerle anlatıyor: “PTT AŞ olduktan sonra sorunlar daha da büyüdü. Yeni gelenlere devlet memurluğu statüsü vermediler, personel adı altında aldılar. E-ticaretle birlikte özellikle kargo yoğunluğu arttı, ancak PTT mevcut personelle devam etti. Hatta emekli olanların, kurumdan istifa edenlerin yerine de personel almadı. En son 2018 yılında aldılar. O iş yüküyle bir personel şu anda 3-4 kişilik iş yapıyor. 4 merkez var, bu merkezlerde sadece 5-6 çalışan var. Vatandaş sıkıntı yaşıyor yaşadığı sıkıntı haliyle bize de yansıyor.”

TAAHHÜTLER YERİNE GELMEYİNCE CEZASI EMEKÇİDEN KESİLİYOR

Yaşanan sıkıntılardan en çok kargo dağıtımcılarının etkilendiğini dile getiren Uluğ, dağıtıcının dağıtımda kalma süresinin maksimum 5 saat olması gerektiğini ancak baskı nedeniyle bunun çok daha fazla olduğunu ifade ediyor. “Hesapladığınız zaman günde 60 tane dağıtması gerekiyor. Fakat şifahen en az 120-150 tane dağıtması gerektiği söyleniyor. Kanunen hiçbir dayanağı olmadığı için PTT sayıları resmi olarak bildirmiyor. O sayıları dağıtmayan arkadaşlara da sürekli ceza, uyarı, kınama, bazen sürgün geliyor” diyen Uluğ, PTT’nin finans kuruluşlarıyla, özellikle bankalarla sözleşmeler imzaladığını, o sözleşmelerde belirli taahhütler verdiğini, taahhütler yerine gelmediğinde ceza ödediğini ve o cezayı da personelden kestiğini belirtiyor.

VATANDAŞ DA MAĞDUR

PTT’nin muazzam kâr eden bir kurumken yanlış politikalar nedeniyle zarar ediyor gösterildiğini hatırlatıyor Uluğ, kendilerinin tüm bu sorunlara sadece çalışan gözüyle bakmadıklarını, vatandaşın da mağdur olduğunu vurguluyor: “Vatandaş kendi mahallesinde hizmet alırken şu anda kendi mahallesinden çok uzak bir yere gitmek zorunda kalıyor. Yakındaki bir PTT'ye geliyor çok yoğun. Normalde birkaç dakika süren işlem uzuyor, vatandaş da saatlerce sırada bekliyor.” Vatandaş açısından da bir diğer sorun doğal gaz faturalarına ilişkin. Normalde tek kalemde kesilen doğal gaz faturalarının tek bir hizmet bedeli ile tahsil edilmesi gerekirken faturalardan iki parça halinde tahsil edilip 2 hizmet bedeli alındığı bilgisini veriyorlar. “Örneğin 600 lira olan fatura tek bir fatura olarak tahsil edilirse 6 lira hizmet bedeli ödenecekken, fatura iki adet 300 lira olarak tahsil edildiğinden 12 lira hizmet bedeli tahsil ediliyor, vatandaşlardan ekstra 6 lira alınıyor” diyorlar.

Yaşadıkları bir diğer sorunun da sendikal ayrımcılık olduğunu söylüyor Basın Yayın Sekreteri Zafer Söker. “Özellikle Memur-Sen’e bağlı Birlik Haber-Sen üyelerinin müdür olarak atandığını onlardan boşalan yerlere personel verilmiyor ya da bizim sendikamız üyesi olanlar verilmiyor” diyen Söker, kendi üyelerinin “İstifa ederseniz sizi aldırırız” sözleriyle Haber-Sen’den istifa ettirilerek Birlik Haber-Sen’e geçtiği iddiasında bulunuyor. Bir başka iddiası da bu personellere fazladan mesai yazıldığı ve mesai ücreti aldıkları.

"YÖNETİCİLER LİYAKAT USULÜNE GÖRE OLMALI BASKI SON BULMALI"

PTT emekçilerinin taleplerini soruyoruz. Şube Başkanı Uluğ önce kamuda tasarruf paketini hatırlatıyor. Paketin tasarruf paketi değil mücadeleyle kazandıkları hakların ortadan kaldırılması olduğuna dikkat çeken Uluğ taleplerini şöyle sıralıyor: “Öncelikle liyakat talep ediyoruz. Çünkü şu anki yöneticilerimizin çoğu belli yerlerden gelmiş PTT'nin özünü bilmeyen insanlar. PTT'nin hiçbir işlemini bilmeyen yöneticilerimiz var. Çekirdekten yetişme insanların kurumun başında olması gerekli. Bunun dışında personel güvenceli bir şekilde alınacak. Parçalı ve gelir eşitsizliğine dayanan bir istihdam modeli olmayacak, eşit ücrete dayalı bir politika olacak. Personel sayısı artırılmalı, çalışanların iş yükü azaltılmalı. Vatandaşlara daha iyi hizmet verebilmek için ağ genişletilmeli, küçük şubeler yerine daha merkezi yerlerde daha çok personelle daha büyük iş yerleri olmalı. Bütün çalışanları kapsayan kurum içi kreş, sendikal ayrımcılığın son bulması yine taleplerimiz arasında. Her türlü görev almış nitelikli insanlar olmamıza rağmen il içinde dahi tayin taleplerimize ret geliyor, bu engelin kaldırılmasını istiyoruz. Rapor sonrası baskı yaşıyoruz, baskı mobbing son bulmalı. Şubelerimizin durumu ortada, fiziki alan yetersizliği var, tüm bu sorunlar giderilmeli…”

‘KAYIP SİLAH’ İDDİASI

Haber-Sen yöneticilerinin bir iddiası da PTT Diyarbakır Baş Müdürlüğüne bağlı Diyarbakır Posta İşletme ve Dağıtım Merkezine gelen kargonun kaybolması. “Bu konuda çok ciddi iddialar var” diyen sendikacılar devam ediyor: “Diyarbakır dağıtım merkezinde 15 trilyonluk bir kargonun kaybolduğu söyleniyor. Kanunsuz çalışan şirketlerle iş yapma, ciddi bir şebekeleşme olduğu bilgileri geliyor bize. Kaçak sigaradan başkaca şeylere kadar iddialar var. Bir yandan PTT buna göz yumuyor. Adli tıbba giden silahlar kayıp mesela. Bununla ilgili soruşturma açıldı. Örneğin sahte deterjan mevzusu var. Bir firma sürekli isim değiştirerek PTT aracılığıyla vatandaşlara sahte deterjan satıyor. Bunu PTT’nin resmi sitesi üzerinden yapıyor. Söylediğimizde ‘Sahte olup olmaması bizim işimiz değil, biz sadece taşıyoruz’ dediler. Burada bir denetim mekanizması yok, iddialara ilişkin açıklama yapılmıyor, yürütülen bir soruşturma var mı bilmiyoruz” diyorlar.

Bir diğer sorun da doğum hastanesinin oradaki PTT Başmüdürlüğü binasının taşınması. Yerin PTT mülkü olduğu ve muazzam değere sahip olduğu bilgisi veren Şube Başkanı Uluğ, oranın satışı ile ilgili gizli kapaklı bir şey yürütüyorlar, bilgi alamıyoruz belgeye ulaşamıyoruz. PTT dağıtım yeri şehir dışına gidecek orayı da dağıtacaklar. Bir de 4 Ayaklı Minare’nin yanındaki PTT, ora da tarihi eser, Kültür Varlıklarını koruma Kanunu’na tabii. Orayı da satmışlar diye duyduk ama oraya dair de elimizde bir belge yok. Nasıl bir rant dönüyor, ne yapıyorlar, maalesef bilgi edinemiyoruz” diyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Gazze’den Evrensel’e mektup: Halk otları yemeye başladı

SONRAKİ HABER

Kayyıma tepkiler sürüyor: İrademize yapılan saygısızlığı kabul etmiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa