Mazlum Çetinkaya: “7.6”yı yardım ulaştırmayan koca devlet yazdırdı
Şair Yazar Mazlum Çetinkaya ile son çıkardığı 7.6 isimli deprem konulu deneme kitabı üzerine konuştuk.
İLGİLİ HABERLER
Dağ susarsa…
Esat ŞENYUVA
Denizli
Edebiyat serüvenine Har Dergisi ile başlayarak şiir, deneme, çocuk kitapları ve gazete yazıları ile devam eden Şair Yazar Mazlum Çetinkaya ile son çıkan kitabı 7.6 üzerine konuştuk. Deprem konulu olan deneme kitabına ilişkin konuşan Çetinkaya, “Depremi, büyük bir yıkımı edebiyata deniyordum, çaresiz insanların, sahipsiz bir coğrafyanın, günlerce sessiz kalan bir cumhuriyetin devletine olan itirazımdı o yazdıklarım” dedi.
Edebiyat serüveninizden biraz bahsedebilir misiniz?
Bir akşam, saat 22.00 civarı bana Sincan F Tipi Cezaevinden gelen bir telefon ile irkildim, benim ve ailemin hayatını değiştiren bir haberle irkildim. Elimde sakladığım iki küçük biletin bugün bende kalan hikâyesi ile…
2000’li yılların hemen ertesinde başlayan o “sözde demokratikleşme süreci” topluma biraz nefes aldırdı gibi algılansa da aslında kendimin ekonomik, sosyal ve siyasal boğulma döneminin başlangıcı sayıyorum. O gün bugündür o kötü gidişat yakamı bırakmadı, bundan sonra da ne kadar devam eder bilmiyorum.
Her adım attığım yeni bir aşk bana hem umut hem de acı verdi. Har Dergisi ile başlayan o güzel yorgunluklarımın, geç saatte eve dönüşlerimin, yeni doğmuş olan küçük oğlumun heyecanı tam da o yıllarda bana rastladı. Kendimi ve hayatımdaki herkesi yanlış yolların adamlarına tam o zamanda bulaştırdım. Sonradan acı çekmeme yol açacak o pişmanlıklarımın başlangıcı ve bugüne kadar uzanan o kötü kader ve sonra da yazarken kendimi buraya getiren bu hayat.
Kendi iç kronolojim hiç de iyi sonuçlar doğurmadı benim açımdan. Okumalıyım ve yazmalıyım dedim, en korkunç zamanlarımda bile. Yazma serüvenimin ilk ciddi başlangıcı ve bugüne gelen ve bana büyük bir yıkımın ardından yazdırtan kalemimin özet hikayesi.
“YAŞADIĞIM ZORLUKLAR YAZMAMIN KAMÇISI OLDU”
Ülkedeki siyasi gelişmeler, pandemi ve depremler size neler kattı? KHK’lı ve depremzede bir şair olarak bu süreç sizden ne götürdü?
“Büyük Cumhuriyetin” ve “büyük dünyanın” küçük bir insanı olarak, fena şeyler yaşamadık aslında.
Sözde darbe girişimi ve ardından KHK’lar süreci ve sonra ardından gelen ihraçlar benden ve birçoğumuzdan çok şey aldı götürdü. Vedat Günyol Deneme Ödülü aldığım “Kanun Hükmünde Yalnızlıklar” kitabım hemen bu kötülük döneminin ertesine denk gelir. Büyük Covid salgının başladığı o günler, sokak hayat ilişkisinin askıya alındığı o günler de ise yalnızlık bizim evde kıvrılan bir virgül gibi oldu, o kıvrılan virgülün içinde yazmaya başladım yine; gazetelere dergilere, çocuklara, annenlere, uzaktaki aşklara, yakındaki ölüme.
Yüzbinlerin ihraç edildiği bir ülkede sadece bir avuç insanla düşlerimizi, içimizdeki haykırışı, haklı sözlerimizi, yalnız kalışımızı Kadıköy’de küçücük bir meydanda aylarca, yıllarca duyurmaya çalıştık bize dayatılan sosyal ölüme itiraz ederek. Vakit bize ne kazandırdı bilmiyorum ama bana yazmanın kamçısı oldu bütün bu kötü zamanlarda yaşadığım zorluklar.
AHK’ler (Aşk Hükmünde Kararnameler) ve KHK’ler (Kanun Hükmünde Kararnameler)den tam kendimi sıyırmışken birden gece sabaha doğru, yeni bir telefon geldi. 6 Şubat soğuk bir gece saat 04.30! Aynı günün sabahı başlayan büyük bir koşturmaca “kimse var mı orada…” diyen enkazlar sloganı, günlerce aylarca süren sahadaki koşturmacalarım. Kaldığım çadırda elimde kalem enkazdan kâğıt parçalarına yazmaya başladığım geceler. Son kitabım 7.6 ve onun serüveni.
“BÜYÜK BİR YIKIMI EDEBİYATA DENEDİM”
7.6 kitabınızın sizdeki karşılığı hakkında neler söylemek istersiniz?
7.6 bu o geceki telefondan sonra başlayan bir yıl boyunca birçok ilde, ilçede, köyde, çadırda yaşadıklarım, gördüklerim ve duyduklarımla ortaya çıktı. Depremi, büyük bir yıkımı edebiyata deniyordum, çaresiz insanların, sahipsiz bir coğrafyanın, günlerce sessiz kalan bir cumhuriyetin devletine olan itirazımdı o yazdıklarım.
Eksi yirmi üç derece soğukta kurtardığımız sonradan dost olduğum Emin arkadaşın kurtarılmasından üç gün sonra doğan çocuğuna benim oğlumun ismini verdiği o gecenin hikayesidir kitap. Sonra Adıyaman’da şair arkadaşım Kamberin ve eşinin üç günlük çığlığı ve sonraki veda sessizliğidir. İskenderun’da Veda Apartmanı’nın enkazında çocuğuna seslenen bir doktor babanın çaresiz kalışının hikâyesidir.
Yıkım yazdırdı, yardım ulaştırmayan koca devlet yazdırdı bana 7.6’yı. Kolay olmadı, bir yıl boyunca uyumayarak, acı çekerek, siyasetin bu büyük ölümü bile kullandığını görerek yazdım, yazmaya çalıştım.
Karşılığı acı oldu ama isterdim ki sevinci yazayım, sevincin bahara uyanan şarkılarını, olmadı ama sevgili Esat Şenyuva*.
“BU DÜNYAYI YÖNETENLERLE HESAPLAŞMAK ACILARI UNUTTURACAK”
Kitabı okurken bu kadar acı da fazla diyesi geliyor insanın. Siz bu acıların üstesinden nasıl geliyorsunuz?
Aslında yazmak üstesinden gelmenin çaresi sanıyorum. Yazmasaydım “deli olacaktım” diyor ya sanırım Sait Faik.
Gece yarısı uyanıp kâğıt kalem aramak, bir sarsıntıyla veya artçı bir deprem ile sokağa koşmak, kaçışmak, çığlıklar, haykırışlar arasında o çaresizlik ve o kötülük dünyasını yaratan beton müteahhitlerine küfretmek, birkaç dakika sonra yatağa dönüp kalemi tekrar eline almak acının üstesinde gelmenin yolu sandım. Bütün bu büyük acıları unutabildim mi, sanmıyorum. Yazınca rahatladım sadece, acıyı unutturabilecek mi yazmak, hiç sanmıyorum!
Acıyı unutturacak tek şey, bu acıların sebebi olan dünya ile ve bu dünyayı yönetenler ile iyi bir hesaplaşma ile olur. Bakın İsrail ve Filistin de yaşananlara ve herkesin görmezlikten geldiği Kürt coğrafyasında yaşananlar…
Çocuk kitapları yazan ve aynı zamanda öğretmen baba olarak geleceğe dair ne söylemek istersiniz?
Çocuklarımızdan kendi adıma özür diliyorum, onlara kötü bir dünya bıraktığımız için.
Gelecek onların, biz hırslarımızın ve çıkarlarımızın kurbanı olduk ya da olanlara sessiz kaldık. Yetmedik dünyayı kurtarmaya, umarım onlar kardeşliğin dünyasını ve barışı inşa ederler.
*Esat Şenyuva, (1976, Bingöl). Yayımlanmış dört şiir kitabı var: Hangi Felsefe Tedavi Eder Yaralarımı (Kasım 2016); Öksüz Kelimeler (Eylül 2017); Hiçlik Yokuşu (2018 Haziran); Göl Yazması (Ekim 2023).
Evrensel'i Takip Et