11 Haziran 2024 05:00

Cezasız kalmaması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz

Tahir Elçi cinayeti davasının karar duruşması yarın. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ve Av. Mehmet Emin Aktar, soruşturmanın etkili yürütülmediğini hatırlatarak “Cezasız kalmasın” çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel

Paylaş

Dilan TEMİZ
Diyarbakır

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin Sur’da Dört Ayaklı Minare önünde yaptığı açıklama sonrası öldürülmesinin ardından 9 yıl geçti. Süren davada hâlâ katili bulunamadı. Bulanamadığı gibi kamera kayıtlarına, eksik soruşturmaya rağmen savcı günler önce sanıkların beraati yönünde bir mütalaa verdi. Davanın karar duruşması yarın. Karar duruşması öncesi konuştuğumuz Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren ve Eski Diyarbakır Baro Başkanı Av. Mehmet Emin Aktar davanın bugüne kadarki seyrine işaret ederek dayanışma çağrısında bulundu.

Tahir Elçi hayatını faili meçhuller, işkence, yaşam hakkı ihlalleri ve cezasızlığa karşı mücadeleye adamış, yaptığı çalışmalarla Türkiye’de insan hakları savunucularından birisi olarak tanınmıştı. Barış ve insan hakları mücadelesi nedeni ile ‘Barışın Elçisi’ olarak anılmakta.

"SİLAH, ÇATIŞMA, OPERASYON İSTEMİYORUZ"

Vurulduğu gün de tam da bu sebeplerden bulunduğu yerde Sur’da çatışmalardan zarar gören Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yapmak istemişti. 28 Kasım 2015 tarihinde açıklama yapan Elçi, “Bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz” çağrısında bulunmuştu. Ancak Elçi yaptığı açıklamadan dakikalar sonra çıkan çatışmada yaşamını yitirdi. Elçi’nin vurulduğu çatışma Gazi Caddesi’nde, iki PKK üyesi ile polisler arasında çıkmıştı, bu sırada Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur isimli iki polis yaşamlarını yitirmişti. PKK üyelerinin basın açıklamasının yapıldığı sokağa girmesi ile çatışma buraya sıçramıştı.

Tahir Elçi’nin öldürülmesinin ardından, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi için Diyarbakır Barosu bünyesinde bir soruşturma komisyonu kuruldu. Komisyon karar duruşması öncesi dava sürecini özetleyen bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu detaylar yer alıyordu: “Komisyondaki avukatlar, taleplerinin karşılanmaması üzerine 2016 yılında cinayet anına ait görüntülerin incelenmesi için Goldsmiths Londra Üniversitesi bünyesinde çalışan bir araştırma ajansı olan Forensic Architecture’a başvurdu. Adli incelemeler konusunda uzman olan bu kuruluşun ses ve görüntüler üzerinde yaptığı teknik analizlerin sonuçları 2018 yılı sonunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına sunuldu.

POLİSLERE YÖNELİK KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ

Farklı açılardan çekilen videolardaki ses ve görüntüleri eşleştirerek Tahir Elçi’nin vurulduğu zaman aralığında kaç atış sesi duyulduğuna ve bu seslerin hangi silahlara ait olduğuna ilişkin tespitler içeren çalışma sonucunda, olay yerindeki polis memurlarına yönelik kuvvetli suç şüphesine işaret edildi.

TALEPLER REDDEDİLDİ

Üç şüpheli polis memurunun soruşturmaya dahil edilmesi ve geçen dört yılın ardından hazırlanan iddianame mart 2020’de mahkemeye sunuldu. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, dört yıl boyunca yapılan 10 duruşmada suikastın aydınlatılmasına yönelik talepler önemli ölçüde reddedildi.

SAVCININ BERAAT TALEBİ

Ölümünün üzerinden dokuz yıl geçmesine rağmen, olayla ilgili tüm hakikatin ortaya çıkarılmasını sağlamak için gereken adımlar atılmamıştır. Süreç boyunca yargı mercilerinin yargı sürecindeki yaklaşımları, taleplerin reddine yönelik kararları ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının beraat yönündeki görüşü ile yargılamanın yetersizliği ön plana çıkmıştır.

Tahir Elçi cinayeti davasının karar duruşması yarın Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.”

DİYARBAKIR BAROSU BAŞKANI EREN: KAMU VE SİYASİ İRADEYE İHTİYAÇ VAR

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Tahir Elçi’nin Diyarbakır Barosu Başkanı olduğu dönemde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, Elçi’nin insan hakları mücadelesini hatırlattı. Suikast sonrası sürece dair detayları paylaşan Eren, Elçi’nin insan hakları alanında yaptığı çalışmaları ve bölgedeki hak ihlalleri konusunda gösterdiği duyarlılığı vurguladı ve Elçi’yi Türkiye’de insan hakları alanında önemli bir aktivist olarak tanımladı.

"EKSİK VE YAVAŞ YÜRÜTÜLDÜ"

Tahir Elçi’nin suikastından sonra Türkiye’deki birçok kamu görevlisi ve tabii ki siyasal iktidarı temsil eden bakanlık düzeyindeki sorumlular başbakanlar, cumhurbaşkanlarının olayın aydınlatılacağına dair vaatlerde bulunduğunu hatırlatan Eren, “Aradan geçen dokuz yıla rağmen failler tespit edilmedi ve adalet sağlanmadı. Soruşturma süreci eksik ve yavaş yürütüldü, iddianame de yetersiz ve manipülatifti. Ama soruşturma aşamasında yapılmayanlar kovuşturma aşamasında yapılabilirdi ve biz davanın ilk anından itibaren mahkemeden nelerin yapılması gerektiğini, hangi delillerin ne şekilde toplanması gerektiği konusunda sürekli taleplerde bulunduk, mahkeme her defasında bu taleplerimizi maalesef reddetti” dedi.

TANIK İFADELERİ VE DELİLLER

Davanın önemli aşamalarından biri olarak tanık Deniz Ataş’ın ifadelerini değerlendiren Eren, “Tanık çok net bir şekilde soruşturma aşamasında söz konusu cinayetin örgüt mensupları tarafından işlendiği konusunda ifade vermek üzere kamu görevleri ve soruşturma makamları tarafından yönlendirildiğini, kendisine bu konuda vaatlerde bulunduğunu hatta yer yer kötü muameleye maruz kaldığını ifade etti” dedi. Eren, mahkemenin bu ifadeye rağmen ilgili cumhuriyet savcıları ve kolluk görevlileri hakkında yasal süreç başlatmamasını eleştirdi.

Eren ayrıca olay anına ait bazı görüntü ve video kayıtlarının eksik olduğunu ve bu durumun delil karartma şüphesi uyandırdığını ifade etti. Mahkemenin, olay yerinde keşif yapmamasını da davanın büyük bir eksikliği olarak değerlendirdi.

MAHKEMENİN KARAR SÜRECİ VE BEKLENTİLER

Mahkemenin cinayetin bütün yönleriyle aydınlatılması için gereken delilleri araştırma taleplerini reddettiğini belirten Eren, “Bu durum polis memurlarının beraati yönünde karar verileceği izlenimini uyandırıyor. Davanın aydınlatılması için kamu ve siyasi iradeye ihtiyaç var. Tahir Elçi’nin öldürülme anına ait kamera kayıtlarının incelenmesi, teknik analizlerin yapılması ve eksik delillerin toplanması gerek” şeklinde konuştu.

Diyarbakır Barosu olarak ulusal ve uluslararası hukuk camiasına dayanışma çağrısında bulunan Eren, tüm hukukçuları Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya katılmaya davet etti. Eren, Tahir Elçi cinayetinin cezasız kalmaması için hukuk mücadelesini kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti.

MEHMET EMİN AKTAR: CEZALANDIRILMAK İSTENMEYEN CİNAYETLERDEN BİRİ

Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Avukat Mehmet Emin Aktar ise Elçi’nin hukuk mücadelesine ve davanın sürecine dair detayları paylaştı. Av. Mehmet Emin Aktar, Tahir Elçi’yi avukatlık stajına başladığı dönemde tanıdığını ve Elçi’nin kısa bir süre Cizre’de avukatlık yaptıktan sonra 1993’te Diyarbakır’a yerleştiğini belirtti. O zamandan beri dostluklarının sürdüğünü ifade etti.

Mehmet Emin Aktar

"MAHKEME KENDİNİ ODAKLADI"

Aktar, Tahir Elçi’nin suikastına ilişkin davanın başından beri isteksizlikle yürütüldüğünü vurguladı. Soruşturmanın uzun sürdüğünü ve avukatlar ile kamuoyunun tepkisi sayesinde ilerleyebildiğini belirtti. Elçi’nin katledilmesinden yaklaşık beş yıl sonra, 2020 yılında ilk duruşmanın yapıldığını hatırlatan Aktar, mahkemenin delil toplama ve soruşturmayı derinleştirme taleplerini reddettiğini dile getirdi: “İlk gün iddianame açıldığında mahkeme kendisini bu davayı nasıl cezasızlıkla kapatacağını kendini ona göre odaklandı ve ona göre bir süreç izledi.”

"ÖNEMLİ GELİŞMELERDEN BİRİYDİ"

Mahkemenin, dava sürecinde peşin bir cezasızlık pratiğini benimsediğini belirten Aktar, iddianamenin eksik ve hatalı olmasına rağmen mahkemenin delil toplamaktan kaçındığını söyledi. Ayrıca davanın bugüne kadarki önemli gelişmelerine değinen Aktar şöyle konuştu: “Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘Tahir Elçi cinayeti politik bir cinayettir’ sözü sonrası Davutoğlu’nun dinlenmesi talebimiz kabul edildi. Ancak duruşma gününe kısa bir süre kala bu karar geri çekildi.”

Savcının mütalaasında, sanıkların ceza almaması yönünde bir tutum sergilediğini belirten Aktar, bu durumun Türkiye’de Kürtlere yönelik cinayetlerde kamu görevlilerinin cezalandırılmaması pratiğinin bir tekrarı olduğunu söyledi. Aktar, “Devletin cezasızlık pratiğinden vazgeçmesi gerek” dedi. Aktar, Elçi’nin faili meçhul cinayetler hakkındaki sözünü hatırlattı: “Kendisinin de yaygın olarak kullandığı ifadedeydi; meçhul cinayet yok, faili ortaya çıkarılmayan cinayet vardır” Tahir’in cinayeti de şimdiye kadar faili ortaya çıkarılmayan ya da ortaya çıkarılmak istenilmeyen ortaya çıktığı halde cezalandırılmak istenmeyen cinayetlerden biri olarak kaldı gibi duruyor” dedi.

"DAYANIŞMA ÖNEMLİ"

Av. Mehmet Emin Aktar, Tahir Elçi cinayetinin cezasız kalmaması için hukuk çevrelerine, barolara ve uluslararası kurumlara dayanışma çağrısında bulundu. Mahkemenin, dünyanın gözleri önünde cezasızlık pratiğini sürdürdüğünü belirten Aktar, dayanışmanın bu mücadelede önemli olduğunu ifade etti. Aktar, davanın sürpriz bir sonuçla sona ermeyeceğini düşünse de adaletin sağlanması için ısrarla mücadele edeceklerini belirtti.

ÖNCEKİ HABER

İşten çıkarılan İzBB işçilerinin Başkan Tugay’la görüşmesi sonuçlandı: Biraz süre verin

SONRAKİ HABER

CHP Sözcüsü Yücel: Kayyum AKP'nin belediyelere çökme projesidir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa