Sıcak havalar iş kazalarını artırıyor
Genellikle iş yerlerinde klima olmadığını söyleyen işçiler, sıcak havalar nedeniyle iş kazalarının da arttığına dikkat çekti.
Fotoğraf: Evrensel
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Hava sıcaklıkları haziran ayına girilmesiyle birlikte mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye başladı. Yer yer 40 dereceye yaklaşan sıcaklıkların önümüzdeki günlerde daha da artması bekleniyor. Sıcaklıkların bu kadar arttığı bugünlerde işçilerin çalışma koşullarını, çalışma saatlerinin değişip değişmediğini ya da sıcaklıklara karşı iş yerlerinde ne gibi önlemler alındığını konuştuk. Genellikle iş yerlerinde klima olmadığını söyleyen işçiler, sıcak havalar nedeniyle iş kazalarının da arttığına dikkat çekti.
"HASTALIKLAR NORMALLEŞMİŞ"
Çelikhanede kimyasalla çalıştıklarını, malzeme erittikleri için de sıcaklığın hava sıcaklığından daha fazla olduğunu söyleyen Çelikhane İşçisi, "İş yerinde klima ile çalışılan bölümler var ama klimanın bozulduğu oluyor. Böyle durumlarda işçinin hissettiği sıcaklık 50-60 dereceleri görüyor. En zor ark ocağında çalışan işçilerin işi. Klima yok, maske ve kulaklık takmak zorunda. Sıcağı bir yandan tozu, pisliği bir yandan. Dışarıda fanlar var ama onlar da sıcak üflüyor. Hava sıcaklıkları normalin üzerine çıktığında ne fazladan mola verebiliyorsun ne de iş saatlerinde değişiklik oluyor. Sıcaktan bayılan, hastalanan, tansiyonu çıkanlar çok fazla oluyor ama değişen bir şey yok” diyor. Çelikhane İşçisi bu duruma tepki gösterildiğinde patronun kapıyı gösterdiğini söyleyerek, “İşçinin sağlığı kimsenin umurunda değil zaten. Bu hastalıklar normalleşmiş, kimse umursamıyor. Yaparsan yap yapmazsan kapı orada diyorlar. Hakkımı da helal etmiyorum” diye konuşuyor.
"İŞ YERİNDE HAVALANDIRMA BİLE YOK"
Bir hafta önce çalıştığı iş yerinden “küçülme” bahanesiyle çıkarıldığını söyleyen deri işçisi, “Benim çalıştığım firmada klima gibi bir şey yok. Alt katta çalışıyordum. Mal getirip götürme kapıları dışında havalandırma da yok. Ham derinin çıktığı bir yer olduğu için kokusu da çok ağır. Havalar normallerin çok üzerindeyken çalışma saatlerinde de bir değişiklik olmuyor. Ya da daha fazla molaya çıkamıyorsun. İstisnai herhangi bir duruma ihtimal vermiyorlar. Ben geçtiğimiz günlerde hastalandım. Çok fazla kimyasal kullanılan, sıcak hava var, derinin kurutulmaya yönelik işlemi var. Bunlar hastalık üretebilecek ortam. Ancak doğru düzgün bir havalandırma, ya da rahat çalışabilmemiz için bir klima bile takmıyorlar” diye anlattı. İşverenin hastalandığını ve doktorunun iş yerine gitmemesi gerektiğini söylediğine değinen işçi, “Adam belki de beş aydır alt kata inmiyor. Ofisinden işi takip etmeye çalışıyor. Onun ofisinde klima var mesela. Ben de yaklaşık iki senedir oradayım. Benim arada rahatsızlandığım oldu. İşverenler bana çok fazla hastalanabildiğimi söylüyorlardı. Belki de benim işten atılma nedenlerimden biri de budur. Ne yazık ki işçi hasta hasta gidecek, göze batmayacak. 2 gün rapor alsan bile kendisi karşıladığı için 2 günün bile hesabını yapıyor sermaye” diye anlatıyor.
"TERSANEDE İŞÇİNİN HİSSETTİĞİ SICAKLIK 60 DERECE"
Tersanede klimalı ortam bulmanın imkansız olduğunu söyleyen Tersane İşçisi, “Bir tarafta güneş bir tarafta kaynak ve montaj sıcaklığı var. Memlekette hava sıcaklığı 38 derece ise tersanede ortalama 60- 65 derecedir. Sabah saat 8.30’dan akşam 17. 30’a kadar bu çalışma temposu devam ediyor. Öğlen bir saat yemek aran olur. Geminin altında kaynak yapan da var, geminin üzerinde kaynağın üzerinde çalışan da. Hal böyle olunca o sıcaklığın derecesi tahmin edilemez” diyor. Terleyen veya sıcak havadan bunalan işçinin soğuk su içtiğini, ortaya koyulan hava fanlarının arkasında durarak serinlemeye çalıştığını anlatan işçi, “O fanın arkasında kimyasal havayı solumak zorunda kalıyor. Bu da meslek hastalığına yol açıyor. Bel tutulmasından hastaneye giden de oluyor. Kışın soğuktan grip ve nezle, yazın sıcaktan bel ve boyun tutulmaları da oluyor. Bizim ince şapka türü bezlerimiz olur çalışırken. Biz onları ıslatıp ıslatıp kafamıza koyuyoruz ki yarım saat idare edebilelim. Çalışanların yüzde 30’u sinüzit şikayetiyle hastaneye gidiyor. Baretin koruyucu özelliği var ama plastik ve güneş vurduğunda onun içindeki sıcaklık da çok artıyor. Uzun kollu tulum, çelik uçlu ayakkabı giymek zorundasın iş güvenliği için ama bu ayakkabıların hiçbiri koşullara uygun değil. Ayak parmaklarının araları yüzde 90 mantarlı. Eller yanıktan ve çalışmaktan nasırlanmış durumda. Kollar da yanık durumda” şeklinde anlatıyor.
Tersanelerin; meslek örgütleri, Çalışma Bakanlığı tarafından denetlenmesi gerektiğini söyleyen işçi, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanları var ama onlar maaşlarını patrondan alıyor. Doğal olarak işçiye söylenenin ötesinde bir şey olmuyor. Bunlar önemli ancak fazlası lazım. Örneğin geminin belirli yerlerine fanlar konulabilir ve ısısı düşürülebilir. Ya da öğlen saatleri uzatılabilir, o zaman dilimi daha serin saatlere eklenebilir. Bu da iş kazalarını engelleyebilir. Pendik tersanesinde bu önlemler alınıyor. Orada güneşin vurduğu saatlerde geminin üst kısmında çalışma olmaz. Çalışma iç kısımda devam eder. Ancak Tuzla tersanesi özelde olduğu için bunlar olmuyor” ifadelerini kullanıyor.
"İNŞAAT İŞÇİLERİ ÖLÜMÜNE ÇALIŞTIRILIYOR"
İnşaatlarda çalışan işçilerin yüksek binalarda çalıştığını ve bu koşullarda hava sıcaklıklarının da iş kazalarına neden olduğunu söyleyen DEV Yapı İş Genel Sekreteri Nihat Demir, “Koruyucu iş kıyafetlerinin giyilmesi lazım ancak bu kıyafetler işçinin hissettiği sıcaklığı daha da artırıyor. Önlem alınmadığında işçi rahatsızlanabiliyor. Onun yanı sıra işçi suya bile yeterince ulaşamıyor. Sıcakta çalışırken su kaybediyor ama her katta sebil olmuyor. 30. katta çalışan bir işçi yanında su taşıyamıyor. Ya da su o kata çıkarılana kadar ısınıyor. Üzerine bir de güneşe maruz kaldığında, fazla terlediğinde, bunaldığında başı dönüyor, halsiz kalıyor ve bu durum da iş kazalarını artırıyor. Çok sıcak günlerde işçilerin çalışmamaları gerekiyor. İnşaat firmaları genellikle belirli bir sürede işi teslim etmek üzere iş alıyor. Bu da üretim baskısını artırıyor ve işçiyi çalıştırıyorlar. Çalışmak istemeyen ya da talep eden işçi kapının önüne koyuluyor. İnşaat işçileri genellikle ailelerinden uzakta, başka bir ilde, ailelerine bakmak için çalışıyorlar. Bu da zaten işten atılmamak için işçinin kabul etmesine neden oluyor” şeklinde anlattı. Raporlar işçinin sıcak havada, doğrudan güneşe maruz kaldığı koşullarda saatte bir 10-15 dakika dinlenmesi gerektiğini söylüyor ancak bunlar pratikte uygulanmıyor. İşçilerin sıcak günlerde yemeklerinin bile ona göre olması gerekiyor ancak böyle bir şey de yok. İşçi çıksın dinlensin diyen de olmuyor. İşçi sağlığı ve güvenliği uzmanları da maaşlarını patrondan aldıkları için işçiyi yalnızca iş kıyafetleri ile korumaya çalışıyor ama yeterli değil. Sıcak havalarda iş kazalarının ihtimali ve sayısı da artıyor. Kısaca işçiler ölümüne çalıştırılıyor” şeklinde konuşuyor.