14 Haziran 2024 01:08

Hükümet zam yapmamakta kararlı, peki biz?

"Eğer biz işçiler kendi adımıza aynı kararlılığı göstermezsek alım gücümüz düşmeye devam edecek ve her geçen gün daha da yoksullaşacağız."

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Esenyurt'tan bir işçi

Türkiye’de hemen her zaman enflasyon; çalışan sabit ücretliler, yani işçi emekçiler için ciddi bir sorun teşkil ediyordu. Sene başında aldığımız maaşın reel karşılığı ile sene sonunda aldığımız maaşın reel karşılığı asla birbirini tutmuyordu. Ancak bu durum kendini özellikle 2021 yılından itibaren daha da belirgin bir şekilde hissettirmeye başladı. Enflasyon, özelikle dar gelirlilerin hissettiği enflasyon her geçen zaman bizi daha da yoksullaştırdı. 2022 ve 2023 yılının temmuz aylarında asgari ücrete yapılan ara zamlar hiç değilse 2-3 ay daha bu yoksullaşmayı geciktiriyordu.

Enflasyonun sebebini işçi emekçilere yapılan ücret zamları olarak açıklayan Hükümet, bu yılın temmuz ayında ücretlere zam yapmayacağını açıkladı. Hükümet bu açıklama ile 22 yıldır olduğu gibi yine işçi emekçilerin taleplerinin yanında yer almayacağını, patronları daha fazla ihya etmek için elinden gelenin fazlasını yapacağını ve bir patron hükümeti olduğunu yeniden kanıtlamış oldu.

ZAM KESİN ORAN BELLİ DEĞİL

Ben, patronun henüz sene başında, Hükümetin asgari ücrete zam yapıp yapmamasına bakmaksızın temmuz ayında ek zam yapacağını açıkladığı bir fabrikada çalışıyorum. Dolayısıyla bizim fabrikada önümüzdeki ay zam yapılıp yapılmayacağı değil, bu zam oranının yüzde kaç olacağı tartışma konusu işçiler arasında. Patron ayrıca ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranını dikkate alacağını açıklamıştı. Ocak ayında yapılan yüzde 30 zam hızla eridi ve her geçen gün daha fazla eksiye girer olduk. İlk 5 ay sonunda enflasyon aldığımız zammı sıfırladı ve haziran ayı bizim kayıp ayımız olacak.

Patron ENAG’ın açıkladığı oranı dikkate alacağını söylese de işçiler bu konuda çok umutlu değil. Genellikle yüzde 15 maksimum yüzde 20 zam beklentisi içerisinde olduğunu söylüyorlar. Küçük bir çocuğu olan ve evde yalnız çalışan bir işçi geçen ay 4 cumartesi fazla mesaiye gelmesine rağmen eline sadece 30 bin lira geçtiğini söylüyor. Yani mesailerle birlikte aldığımız para yoksulluk sınırının yanından geçmiyor. Bir başka işçi, “Hükümet asgari ücrete zam yapmazsa bizim zam oranımız da oldukça düşük olur” diyor. Patronun her zam ayı geldiğinde üretimde daha sıklıkla geziyor olduğundan ve sürekli harcamaların da arttığını söylediğinden bahsediyorlar.

“Peki patron istediğimiz zammı vermezse ne yapacağız” diye soruyorum. “Ne yapacağız, verdiğine razı olacağız” diyorlar. Fabrikada çok sayıda emeklinin çalışıyor olması yine işçilerin bir araya gelip birlikte hareket etmesinin önündeki en büyük engel gibi sunuluyor. Patron da zaten zam oranını açıkladığı her toplantı öncesi, oranlara itiraz edilmemesini istediğini söyleyerek ve alttan alta tehdit ederek dindiriyor tepkileri.

Temmuz ayına artık çok bir şey kalmadı. Hükümet ve patronlar zam yapmamakta veya zam oranlarını asgari düzeyde tutmakta kararlılar. Eğer biz işçiler de kendi adımıza aynı kararlılığı göstermezsek alım gücümüz düşmeye devam edecek ve her geçen gün daha da yoksullaşacağız.

ÖNCEKİ HABER

"Kamuda tasarruf denince, akla ilk gelen işçi kıyımı oluyor"

SONRAKİ HABER

İtalya'daki G7 Zirvesi'nde liderler ilk gün oturumlarını tamamladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa