15 Haziran 2024 05:45

İşte işçilerin 'bayramı': Kurban da tatil de hayal

Tatil masrafları, kurban fiyatları, şeker, çikolata derken bayram masraflarıyla geliyor. Ancak işçiler bu bayram ne tatile ne memlekete gidebiliyor, kurban hisselerinin ise yanına yaklaşamıyor.

Çarşı fotoğrafı: Nisa Sude Demirel/Evrensel-Üstteki fotoğraf: Pixabay | Kolaj: Evrensel

Paylaş

Özlem Songül ABAYOĞLU
Nisa Sude DEMİREL

Bu sene 16-19 Haziran tarihlerine denk gelen Kurban Bayramı iki hafta sonu ile birleştirilerek 9 günlük resmi tatilde kutlanıyor. Ancak işçiler ne 9 gün tatil yapabiliyor ne de izinli günlerini tatille değerlendirebiliyor. Kurban hisseleri almış başını gitmiş, sendika tesislerinin konaklama fiyatları işçilerin aylık ücretini birkaç defa katlamışken işçilerin bayramında ya mesai ya da evde geçirilen birkaç gün var. İşçilere bayramda ne yapacaklarını, kurban kesip kesemediklerini, daha önceki bayram planlarıyla farkları sorduk; aldıkları ücretle bayramın yalan olduğunu söyleyen işçiler Evrensel’e anlattı.

"YOL PARASI MAAŞIMIN YARISI"

Bir Mutlu Akü işçisi: Ben asgari ücret alıyorum, 17 bin lira zaten. 12 bin lira da prim alıyorum aynı zamanda. Beş ay bu şekilde deneme sürecindeyim. O nedenle şu an aylık gelirim 29 bin lira. Şimdi bu durumda, aldığım 29 bin lira ücretle bayramı evde geçireceğim. Zaten bayram izni memurlarınki gibi değil. 3 tam gün ve arife günü de yarım gün izinliyiz. Benim iki tane kızım var, küçükler daha. Onlar da bayramda tatile gitmek istiyorlar. Nasıl götürelim? İstanbul’da gezdirmek istiyorum ama o bile çok zorluyor. Evden parka çıktığımızda, dışarıda ufak bir hamburger yedirmeye otursan 1000 liradan aşağı harcayıp eve dönebildiğimiz olmuyor.

Üç, dört sene öncesine kadar Avşa’ya gidiyordum. Pansiyonlar ucuzdu, geceliği ortalama 400 liraydı. Bir sonraki sene aradım 1600 lira dedi. Ben o fiyata tatile gidemeyeceğimi söyledim elbette. Önceki yıllarda da hep gittiğim için indirim yapacağını söyledi ama indirimli hali de 1200 lira. Geceliği 1200 lira olan bir yere tatile gidecek durumum yok. O zamandan beri de gidemiyorum zaten. Şu an kim bilir kaç liradır, sormadım bile. 4 kişilik bir ailenin Avşa'ya sadece gidip gelmesi bile 8 bin lira. Maaşımın yarısına yakın bu para benim. Ayrıca konaklama, yeme içme masraflarını da içine katınca bir maaşımı tatile ayırsam bile yetmez ki ayıracak gücümüz de yok maalesef. Eskiden gittiğimde 7 bin liraya tüm tatili kapatmıştım. Şimdi bizim için hayal oldu tatil. Kurban kesmek de çok zor. Kurban fiyatları çok pahalı. Tek başımıza kesebilecek durumumuz zaten yok. Paya girdik bu sene. O da çocukların boğazından et geçsin ve dini vecibemizi yerine getirebilelim diye zar zor oldu.

"BAYRAM HER SENE DAHA FAZLA ERİYOR"

Maltepe Belediyesinden bir işçi: İşçi arkadaşlar bu sene tatile filan gidemiyor tabii. Tatil yerleri, birkaç yıldızlı oteller filan hayal zaten. Çok pahalı. Kimse bunca masrafa da giremiyor. Zaten bizim temizlik biriminde isteyen herkes izin de kullanamıyor. Bizim işimiz 7/24 bir iş olduğu için her izin talep edene izin verilmiyor. Örneğin bu sene 50 kişi izin kullanmak istemişse 40’ına izin veriliyor, 10 kişi izin yapamıyor. Kurban kesen ne yapıyor desen, geçen sene 13 bin lira olan büyükbaş hissesi bu sene 22 bin lira olmuş. Zaten biz işçilerin aldığı maaş 22 bin lira. Bir aylık maaşını kurban hissesine yatıramaz elbette bir işçi, isteyen de kesemiyor o yüzden. Çoğu arkadaşımız bayramı İstanbul’da geçirecek, zaten maaşı ancak geçinmeye yetiyor. Kendimden örnek vereyim, ben kurban kesmek istiyorum örneğin. Geçen sene maaşımla kurban kesebilmiştim. Ama bu sene istesem de kesemiyorum 10 bin lira artmış çünkü hisse fiyatları. Bazı arkadaşlar memleketinde kesmek istiyor örneğin o daha ucuza geliyor diye, ama İstanbul’da kalacak işçiler için kurban kesmek neredeyse imkansız. Memlekete gitmek de zorlaşıyor. Otobüs fiyatları almış başını gitmiş, hele ailesi olan, birkaç kişi memlekete gidenler için iyice zor.

Bayram da ekonomik şartlarla ilgili olarak yıldan yıla eriyor. Birkaç sene önce tatile giden şimdi gidemiyor, geçen sene kurban kesen bu sene kesemiyor, memleketine rahatça gidebilen her sene daha zor gidiyor... Her şey ekonomik imkanlarla alakalı elbette. Örneğin şimdi biz toplu sözleşme sürecine giriyoruz, herkesin beklentileri var tabii. Hayat her sene daha da zorlaşıyor çünkü. Normalde biz maaş ödemelerimizi ayın 15’iyle 22’si arasında alıyoruz. Bu sene yönetimden tüm maaşları arife gününde ödenmesini talep ettik ve talebimizi kabul ettirdik. En azından bayrama parasız bari girmeyelim diye.

"ÇOCUKLARIMI DONDURMACININ YOLUNDAN GEÇİREMİYORUM"

Hastanede bir yemekhane işçisi: Bayramda hiçbir planım yok, ben çalışacağım. Zaten biz de bayram izni de resmi izin olan 9 gün değil, dört buçuk gün. Birçok hakkımız gibi 9 gün olan bayram izni hakkını da bize vermediler. İki vardiya çalıştığımız için de ben bayramın olduğu günler değil, bayramdan sonraki dört gün izin yapacağım. O dört günü de evde geçireceğim. İstanbul içini de gezebileceğimi düşünmüyorum.

Önceden çalıştığımda en kötü memlekete gidiyorduk. Şimdi o da mümkün değil, 26 bin lira maaş alıyorum, 3 çocuğum var benim. Ayrıca çocuklar da gezmek istiyorlar elbette. Bu ücretli olan lunaparklara falan gitmek istiyorlar örneğin ama çok pahalı oralar da. Gittiğinde sadece bir oyuncağa binmekle de kalmayacak. Yemesi içmesi de var, yol parası da var. 26 bin lira maaş alıyorum ben, böyle olunca gidemiyorsun haliyle. Şimdi çocukları dışarı çıkarmak istediğimde, beraber dışarı çıktığımızda dondurmacının olduğu kaldırımdan yürütmüyorum, karşı kaldırıma geçiriyorum. Mesela İstanbul’da bazı günlerde toplu taşıma ücretsiz oluyor, İstanbul’daki işçiler, emekçiler o günlerde dışarı çıkıyor, dolaşıyor. Ancak o zaman da çok kalabalık oluyor, çünkü insanlar haklı olarak hazır yol parası vermiyorken dolaşmak istiyorlar. Ben o günleri de kaçırıyorum şimdi çalıştığım için. Ailecek bir şey yapmak istediğimizde ister istemez o günleri takip eder oluyoruz. Beş kişi dışarı çıkmak için toplu taşımanın ücretsiz olduğu günleri kovalıyoruz. Bırakın bayram tatilini, biz herhangi bir tatil yapamıyoruz anlayacağınız.

"FABRİKANIN ÇOĞU FAZLA MESAİ YAPACAK"

Bir metal işçisi: İşçiler bayramda ne yapıyor? Fazla mesai yapıyor tabii. Bizim bölüm 55 kişi, 30 kişi fazla mesaiye kalacak en az. Zaten bizim fabrikada sadece bayramın birinci günü izin, geri kalan günler zaten mesai. Benim çalıştığım fabrikada çoğu işçi yıllık iznini ağustos sonuna saklıyor. Bizim fabrikada çoğu işçi Giresunlu olduğu için memleketlerine fındık toplamaya gidiyor. Zaten bayramda çalışmadığında da bir şey yapamadığından en azından ailemin yanına gideyim, fındığa yardım edeyim diye düşünüyor, şimdi fazla mesai yapıyor. Tatile çıkmayı düşünen de zaten otelmiş, deniz kenarıymış, bunları hayal bile edemiyor. En iyi ihtimalle memleketine ailesinin yanına gidebiliyor, o da yol ücretini karşılayabilirse. Kendi aramızda da konuştuk yazın başında, acaba bu yaz ne yapabiliriz diye. Mesela birkaç sene önce her şey dahil oteller bizim için kısmen ulaşılabilir seçeneklerdi. En azından tatilden dinlenip geliyorduk. Veya mesela çocuğu filan olmayan işçiler açısından kamp alanlarında tatil yapmak iyi bir seçenek oluyordu. Bunları da zaten kredi çekip yapıyorduk. Artık yüksek faiz oranları filan derken kredi çekme yükünün altına da giremiyor kimse, hepimizin boğazımıza kadar borcu var zaten.

Ben şahsen kurban kesmiyorum ama fabrikadaki çoğu işçi kesmek istiyor tabii. Önceden kurban öncesinde konuşurduk çoğu kişi hisseye girerdi ya da bazen kendisi koyun kesen filan bile olurdu. Ancak bu sene hisse fiyatları neredeyse iki katına çıkmış. Kesmek isteyenler üç dört kişi beraber koyun kesmeye giriyor örneğin. Son gün fiyatlar ucuzlar diye kurbanlık almak için son günü bekleyen çok fazla işçi var. Bir de kurban sonuçta ‘dini vecibe’ diye kesmek istenirdi. Ancak bu sene insanlar mecburen kendine ayırıyor kurban etini. Normalde olduğu gibi kurban keselim, ihtiyacı olanlara dağıtalım gibi bir anlayış kalamıyor tabii. Kurbanın inanç noktası ortadan kalkmış durumda, doğal olarak kendi ihtiyaçları için, boğazımızdan iki lokma et geçsin diye kurban kesiyor insanlar.

"YOL PARASINI GÖRÜNCE MEMLEKETE GİTMEDİM"

Yeni işsiz kalmış bir işçi: İşten yeni ayrılmış bir işçi olarak bayramda hiçbir şey yapamayacağım elbette. İşçiler kendi arasında da konuşuyor işçiler bayramı nasıl geçiriyor diye, cevap: Zor. Bayramı zor geçiriyor işçiler. En iyi ihtimalle evde birkaç gün dinlenirsin, sonra yine mesai. En fazla aile ziyaretleriyle geçirecek işçiler bayramı. Hayat şartları, ekonomik koşullar filan tatile gitmeyi imkansız kılıyor. Aylık maaşla tatile gitmek zaten imkansız, tatile gitmek için -eğer varsa- bir birikimini harcaman gerekiyor. O zaman da insan düşünüyor tabii, sonrasında ne yapacağız diye. Geçinmek zaten bu kadar zorken az biraz birikimini de tatile harcayamıyor insan.

Ben kurban kesmiyorum ama fiyatları gördüm televizyonda, istesem de hisseye giremezmişim zaten. 10 bin küsur büyükbaş hisseleri, asgari ücrete denk zaten. Bayramda da çocuklar için, gelen misafir olursa diye düşünerek şeker, çikolata filan alıyoruz. Sadece de onu alabiliyoruz. Senelerdir köye gitmiyorum. Bu sene için Dersim’de köyümüze gidelim bayramda diye düşünmüştük. İki çocuğum var, dört kişilik bir aileyiz biz. Tek yön bir bilet 1500 lira. Tek kişinin gidiş dönüşü üç bin lira, dört kişi olunca 12 bin lira tutuyor. Bir işçi bunu nasıl karşılasın? Neredeyse asgari ücret kadar bir ailenin yol masrafı. ‘Bir memleket havası alayım’ demek bile zor.

Daha önceki bayramlarla kıyaslıyorum, ekonomik koşullar gittikçe ağırlaşıyor. 6 ayda, 1 senede bir yapılan enflasyon oranından uzak zamlar bizim sırtımızdaki yükü iyice katmerleştiriyor. Son beş senedir iyice kötüleşiyor, dibin dibini mi göreceğiz bilmiyorum. Her bayram daha da ağırlaşıyor, her şey bir sonraki bayrama kadar neredeyse yüzde 100 zamlanmış oluyor. Ama bu hayat koşullarında işçiye dair hiçbir şey yok. Patron ‘küçülmeye’ gidiyor, işçilere daha az ücret veriyor, vergi daha fazla işçinin sırtına bindiriliyor, daha az işçiye daha fazla üretim yaptırıyor. Ancak olan bize oluyor, her bayrama daha zor koşullarda giriyoruz, buna bir tepki göstermemiz şart.

"SENDİKA TESİSİNDE BİLE TATİL 60 BİN LİRA"

Bir demir çelik işçisi: Bizim fabrikada çok uzun seneler sonra ilk defa bu bayramda üretim duracak. Üretimin ciddi oranda azaldığını söylüyorlar o nedenle bu bayramda üretimi durduruyorlar, izin yapacağız. Normalde biz her bayramda çalışırdık. Şimdi izin yapınca memleketi yakın olan memlekete gidecek, yakın olmayan evde geçirecek mecburen. Önceden de öyle aman aman tatiller yapamazdık ama yine kendi alternatiflerimizi oluşturuyorduk. Örneğin dört kişilik bir aile Ege Bölgesi’nde bir yerlerde ev kiralardı. Üç dört gün kendi yemeğini kendi yapardı, evdeki gibi yaşardı yine ama en azından bir deniz kıyısı görmüş olurdu. Tatil gibi olmazdı, yine günlük işlerini yapardı ama bir tatil görmüş olurdu, çocuklarını gezdirmiş olurdu. Veya her şey dahil otellerin fiyatlarını en azından bekar olanlarımız karşılardı. Bakardık yeme, içme, konaklama masraflarıyla çok fark etmezdi. En azından kendimizi azade ederdik, birkaç gün olsa da yorgunluktan uzaklaşırdık, dinlenirdik. Ama geçen gün fabrikada arkadaşlarla bir tatil maliyeti hesaplaması yaptık. Dört günlük tatilin masrafı 70-80 bini buluyor. Bu bizim birkaç aylık ücretimiz. Birleşik Metal İş’in İzmir’de bir tesisi var, yakın zamanda açtı. O da 60 bin liraya geliyor neredeyse. Dışarıdan gelenlerle sendika üyelerine de fiyat farkı neredeyse hiç yok. Artık tatil ulaşılamaz vaziyette yani, almış başını gitmiş.

Örneğin bizim fabrika tarikat-cemaat örgütlenmesinin en yoğun hissedildiği fabrikalardan biridir. Dini hassasiyetler de yüksektir burada o nedenle. Burada neredeyse herkes kurban keserdi, dini vecibe diye. Ama bu sene kurban fiyatları ciddi anlamda artmış. Hisse fiyatları 26 bin, 27 bin liralara kadar çıkıyor. Bunu karşılamak da mümkün değil elbette. İşçinin daha fazla kısabileceği bir şey de kalmadığı için bu derece cemaat örgütlenmesinin gözle görülür olduğu bir fabrikada bile işçiler bu sene kurban kesemiyor.

ÖNCEKİ HABER

Evde çıkan yangında dumandan etkilenen 14 yaşındaki Merve öldü

SONRAKİ HABER

Dondurulan Rus varlıkları kullanılarak Ukrayna'ya 50 milyar dolar sağlanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa